eğitim hayatı boyunca en çok zorlanılan ders

(bkz: sayısal analiz)

tüm eğitim hayatını işin içine katarak söylemek gerekirse üniversitedeki hiçbir derste zorlanmadım fizikte zorlandığım kadar diyorum.

açık ara fizik.. kabiliyetin yoksa bu ders yok net.

biyoloji bir türlü yapamıyordum. şu anda sağlık bölümü okuyorum daha az zorlanıyorum.

fizik fizik fizik fizik fizik.

herkes fizik demiş bende diyorum, oysaki matematiğim çok iyidir.

kil analizi.

benim için fiziktir ömrümü yedin bee.

patoloji ve farmakolojidir.

tarih. günahım kadar sevmem derler ya öyle işte ama aynı zamanda kör kütük de aşıktım. hem anlaşamıyordum hem çok seviyordum. kopamazdım, hâlâ da kopamıyorum. ömrümü yiyor bitiriyor ama doymuyor, yine de seviyorum. stockholm sendromuna tutulmuş olabilirim.

matematikdir aksini iddaa eden sayısalcıdır

sanırım fizik dersi bir tek benim iyiymiş. üniversite de "vergi hukuku" dersimiz vardı, koskoca sınıfta sadece iki kişi geçmişti, geriye kalan hepimiz bütlere kalırdık o dersden, anamızı az ağlatmadın "vergi hukuku" ama neyse ki geçmiştim.

edebiyat.
deste deste kopyalar ile geçtim bu dersi. diğer tüm derslerde iyi olmam sayesinde kopya çekmeme ihtimal verilmezdi.

lanet olası kimya 1s2 2s2 2p6 3s2 3p6 4s2 3d10

mesleğini icra eden bir elektrik-elektronik mühendisi olarak elektromanyetik teori dersidir.

mikroişlemciler.
allahın cezası ders nefret ediyorum püh. dersi iki kez aldım büt müt hak getire. mezuniyette verdim.

fiziktir. fizik öğretmenimiz hep derdi, duygularınızla değil mantığınızla çözün diye. başaramadık.

fiziği sadece 9.sınıfta gördüm. 10.sınıfta alanlara ayrıldık. ben eşit ağırlığa geçtiğim için bir daha fizik, kimya ve biyoloji derslerini görmedim. bu yüzden fizik, kimya ve biyoloji için bir yorum yapamam.

ama matematik... ilkokuldan beri korkulu rüyam oldu. ilkokul ve ortaokulda matematik dersinde başarılı sayılırdım. ama başarılı olmama rağmen silah zoruyla o derse çalışırdım. sağolsunlar ilkokulda bir matematik sorusunu yapamadığımda ya da yanlış yaptığımda neler olacağını çok güzel gösterdiler. hiçbir zaman bu derse hevesle çalışmadım.

liseden sonra bende ipler koptu.
matematiği hem yapamadım, hem yapmak istemedim. işler zorlaştı, matematikten nefret etmeye başladım.

işin ilginç tarafı, bana yapılan her testte sayısalcı çıkıyordum. ama ben kendimi hep sözel tarafa yakın hissediyordum. hem yapabiliyordum, hem de büyük bir şevkle çalışıyordum. pek çok insanın sevmediği tarihe çocukluğumdan beri bir ilgim var. 10 yaşımdan beri ansiklopedi okuyordum. başka ülkelerin tarihi ilgimi çekerdi. oradaki resimler ve fotoğraflar bende merak uyandırıyordu. şimdi ansiklopedi diye bir şey kalmadı.

sayısal bilimlerle alakası olmayan bir meslek edinmek isteseniz bile matematiği yapabilmeniz bekleniyor sizden. tabii ki matematiğin temel konularını bilmek gerekiyor. ama ileri matematik çözmek neden beklenir? şu an bana bir matematik sorusu verseler, yapabildiğim bir konu bile olsa yapmam. çünkü istemiyorum. bünyem, matematik ile ilgili olan her şeyi reddetme eğiliminde. bu yüzden üniversitede sözel bir bölüme girdim. gayet de mutluyum.

real analysis
5 kere aldim, mezuniyetim uzadi bu ders yüzünden, mezuniyetin üzerinden 3 yıl geçti hâlâ rüyalarimda reel analizden büte kaliyorum.

herkes fizik demiş, fizik hayatım boyunca en sevdiğim derstir. servay mechanic kitabını çözerken aldığım hazzı bana hiç bir şey vermedi.
şaka maka hayatım boyunca hiç beni zorlayan bir ders olmadı, şöyle düşününce.