ekmek teknesi

istanbul, kuzguncuk'ta 2002-2005 yıllarında çekilmiş çok renkli karakterler barındıran nostaljik bir dizidir. biraz spoiler olacak ama dizinin hatıralarını azıcık ucundan paylaşmadan olmaz. baba nusret'in ailesinin sıcak, içten ve samimi hikayesinin anlatıldığı dizinin ilk sezonu bomba gibi olup, bizi ekran başında tutmuştu. sonraki sezonlarda bozduğu için çoğu kişi izlemeyi bırakmıştı sanki. o yıllardaki muhteşem ikilimiz kirli ve cengiz idi sanırım. cengiz'in atasözlerini farklı kalıplarda kullanması hoşumuza giderdi. kahvede toplanan ahali heredot cevdet'in hikayelerini merak içinde dinler, hikayelerin sonunda ölü karaketerinin kendinden geçmesiyle *keyiflenirdik. tabi kapanış "baba büyüksün" ile yapılırdı. "allah canımı alsa da kurtulsam" mehparesiyle, lan jalesiyle, korkutu ile, arzular şelalecisi celal ile çok renkli ve ilginç karaketerlerle dolu, o döneme göre gerçekten farklı bu diziyi belki tekrardan izlemek gerekir. o yaşlarda farkedemediğimiz başka güzellikler de çıkacaktır mutlaka.

aslında severdim diziyi.. ama birde şu açıdan bakan oldu mu bi jale sorunsalı var orada.. baskı gören ezilen dövülen vr nasıl naif işleniyor birde cok seviyor ama deniliyor bi tiksinme geldi o yüzden türk dizilerinden..

kahvede anlatılan tarihi hikayeler diziyi pek bir izlenesi kılardı. onların orada toplanış sebebi, bizlerin de tv karşısında ailecek toplanmamıza vesile gibiydi.
tanım; gelmiş geçmiş en iyi diziler arasında yer alan , büyük ve geniş kadroya sahip türk dizisi.

türk dizi tarihinin en güzel yapımlarından biridir “sözlük milletinin insanları”... mesela aynı kamera arkası ekibinin başka bir yapımı daha milyonları ekrana kilitlemiştir. evet, kurtlar vadisi. ikisi de raci şaşmaz elinden çıkmıştır. ekmek teknesi,vadi gibi milyonlara ulaşmış mıdır tartışılır ama iyi ki de ulaşmamıştır. çünkü ulaşanın ulaştığı için cılkı çıkarılmış; dizinin etinden, sütünden, derisinden, kemiğinden, bokundan, püsüründen, her şeyinden faydalanılmıştır. o yüzdendir ki ekmek teknesi vadi gibi bozulmamıştır. çenkiz’in dönmeyen dilinden çıkan kelime şakaları yılmaz erdoğan ın kelime şakalarından daha kalitelidir zannımca. yılmaz erdoğan da çok severim şimdi “niye gömdü” olmasın. mizahlarını benzer bulduğum için aklıma geldi zira...

heten keten** bile yancı oldu, düşünün artık.
(bilmeyenler google'sın!)heten keten ve cork diye.
bir zamanların gırgır dergisinin ne muhteşem olduğunu bilen nesle selam olsun.
zamanında izlenmiş güzel yapımlardan birisi.

ah sen ne güzel diziydin yaa... o dizi varken ananemler müstakil yer evindeydiler tüm dayilarim teyzem hepimiz aynı evin içinde gülebiliyorduk. soba vardı klasik, çay koyup hep bir oturup izlediğimiz zamanlardı... o zamanlara geri dönebilir miyiz piliiisss

doğduğum senede tahminen ikinci sezonu çekilen, insanın içini ısıtan komedi dizisi. bu gibi dizilere bakınca türk tv dizilerinin günümüzdeki konumuna evrilmesi şaşırtıyor. akılda kalıcı replik ve karakterleri var. jeneriği de aynı şekilde. izlerken en eğlendiren kirli ve cengiz'in sahneleriydi. onun dışında en aklımda kalan sahnesiyse evin küçük kızı sonnur'un fırına borcu olan komşularından o borç parayı istedikten sonra babasının tokat attığı sahneydi. çok etkilemişti özellikle o sahne beni. güzel ve dönemindeki insan ilişkilerini samimi bir şekilde yansıtan diziymiş. tekrar yayınlansa yine izlenir aslında.

heredot cevdet’in hikayelerini büyük bir merak ve keyifle dinlerdim. aile boyu izlerdik bu diziyi bazı replikler çok etkilerdi beni. çoğu replikleri de herkesin dilindeydi hatta.”seni küçük aptal” mesela “arzular şelale” veya “ömrümü yedin lan jale”.
geçenlerde yeniden izlemeye başlamıştım aklıma estikçe kaldığım yerden devam ediyorum.
babası kızına soruyor erkek arkadaşı için;

yıllardır aklımda kalan ve ekmek teknesi konusu olunca aklıma gelen ilk replik.