ilk kez sahnede göründüğünde insan ister istemez bir durup bakıyor. çünkü o sahneye çıkarken "merhaba" demez, "ben buradayım" der gibi yürür. gümbür gümbür gelen bir enerjisi var. dead sara’yla yaptıkları zaten az buz işler değil, özellikle weatherman gibi parçalarla müziğin içine bildiğin isyanı boca etti bu kadın. o vokaller var ya… sanki sigara dumanıyla boğulmuş bir sokaktan, paslı bir çığlık gibi geliyor. ne filtreli ne cilalı. gerçek. bu çağda gerçek ses bulmak hiç de kolay değil.

ama ne olduysa oldu, bir gün emily’yi linkin park sahnesinde gördük. dedim kendi kendime “ulan ne alaka?” chester bennington’ın yeri zaten dolmaz. adam sadece şarkı söylemedi ki… acıyı, intiharı, travmayı, sevgisizliği sesle resmetti. onun her çığlığı, dinleyen herkesin içinde bir odayı açıyordu. şimdi o şarkılara başka biri ses olacak, hem de kadın vokal? kolay değil. hele bizim gibi chester’la büyümüş, onun sesiyle hayatta kalmış insanlar için.

ilk videoları gördüğümde garipsedim açıkçası. olmamış bu dedim. emily’nin sesi fazla yırtıcı geldi, fazla özgür, fazla kontrolsüz. linkin park’ın o kırılgan-öfke dengesi bozulmuş gibiydi. sonra düşündüm ve dedim ki belki de öyle olması gerekiyordu. çünkü emily, chester’ın gölgesine girmemişti. o kendi gölgesini getirmişti sahneye.

günler geçti, videolar yayıldı, konserler arttı. sonra bir performansta sanırım somewhere i belongdu o kırılma yaşandı. emily mikrofonu tuttu, gözlerini kapattı ve şarkının içine girdi. o an fark ettim. chester’ın acısıyla empati kurmuyordu sadece, onu içselleştiriyordu. sahneye çıkıp da “bakın ben ne güzel söylüyorum” demiyordu. “ben de acı çektim” diyordu. bu da seyirciye geçiyordu. çünkü içten gelen şey hemen belli olur.

şahsen emily'nin linkin park'a çok yakıştığını düşünüyorum. üstelik hem ergenliğinde odasında chester posteri olup linkin park hayranlığı yaşamış biri olarak söylüyorum. doğru bir kimya yakalandı.
devamını gör...
linkin park'ın yeni solisti olması ile haberdar olduğum kişi.

linkin park'ın yeni bir lead singer ile anlaştığından bile son anlarda haberim oldu, nasılsa kaçmış gözden.

hiçbir şekilde bir fikrim yoktu kim olduğundan. ilk açıklanacağı videoyu beklemeye başladım.

ilk mike'ın sahneye çıkıp "it is good to see you again" demesi zaten gözlerimi doldurdu (yersiz başka sebeplerden olan duygusallığın nostalji ile dışa vurumu diyelim)

ama emily ilk sahneye girerken yandan gördüm, daha o zaman alakasız beğendim kendisini görmeden (celebrity crush bekliyormuşum), sonra ilk şarkıya girdiği gibi benim gönlüme de girdi. tüylerim diken diken oldu.

sadece ilk şarkıyı dinledim, geçmiş şarkıları onun sesinden sonra dinlemeye karar verdim ve anca 28 haziran 2025'teki londra wembley konserinde dinledim. bu arada canlı sesi kayıtlardan da güzel.

yani artık bu albümün şarkı sözlerinin hayatımla örtüşen yönlerinden midir nedir, birçok parçasında tüylerim diken diken oldu ilk dinlediğimde ama bana şu anki psikolojik durumum nedeniyle de en çok etki eden over each other oldu, hala her dinlediğimde bi elektrik geçiyor resmen vücudumdan.

neyse dedim ya celebrity crushım oldu kendileri. öncelikle tüm dead sara şarkılarını videolarını seyrettim. sonra linkin park'ın yeni solisti "reaction" videolarını sürekli seyrettim. 1-2 tanesi var hatta, tepkileri çok güzel çok samimi hala arada açar izlerim.

öyle işte, seneye avrupadaki bir konserlerine daha gitmek istiyorum. arada da şarkıları dinlemeye devam. linkin park'a da çok yakıştı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"emily armstrong" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim