1.
bazı insanlar vardır hani bir cümle kurarken kelimeleri değil, izlenimi seçer. bugün biraz kierkegaard’ım üstümde der mesela. aslında demek istediği canım sıkıldı totom kaşınıyordur ama öyle derse kimse ona ne kadar derin bir adam demez. onun da tek derdi budur zaten derin görünmek. ama o kadar sığdır ki, ayağını soksa çocuk havuzuna boğulur o kadar.
bu tayfa genelde bir kahve dükkanında bulunur sadece süs olarak yanında taşıdığı kitapları ile . yan masada biri filtre kahve deyince içten içe güler, çünkü kendisi v60 pour-over üçüncü dalga minimal acı kahve içmektedir. kahvesi kadar tatsızdır. ama önemli olan o değil; önemli olan düşünceli bakarken çekilmiş fotoğrafının altına yazacağı alıntıdır yaprağın:
camus haklıydı.
ne konuda haklıydı? kimse bilmiyor. o da bilmiyor. ama olsun, havalı duruyor.
her ortamda entel görünmeye çalışan bu arkadaş, zamanla entel olmaktan çok, ortamın danteli haline gelir. çünkü süs gibi durur, işlevi yoktur. ne masaya katkı sağlar, ne ruha. ama varlığı olmadan masa eksik görünür tıpkı duvarda asılı ama kimsenin bakmadığı ucuz yağlı boya tablolar gibi.
bir keresinde biri ona abi sence anlam nedir? diye sormuştur . adam ise beş saniye sessiz kalıp göreceli bir illüzyon demiş. sonra da kendi cümlesine alkış beklemiş. kimse alkışlamayınca kendini nietzsche gibi hissetmiş. oysa tek farkları şu: nietzsche çektiği çileler yüzünden delirdi, bu arkadaş kendini cool sanmaktan ama bilmiyor ki esas derdi dantel olmaktan.
entellik bu arkadaş için düşünce değil, aksesuar. cümle aralarına postmodern, paradigma, varoluşsal gibi kelimeler serpiştirir daha sonra bir nevi zihinsel sim süsü atar lafın kısası kafa silker. oysa içi bomboş. biri o kelimeleri sorgulasa, derhal konuyu kahveye, sanata ya da insanların kaybolan ruhuna getirir.
ve işin en boktan yanı şu:
bu adam, gerçekten düşünen insanları ağır geliyor diye küçümser. çünkü onun derinliği cafe'de düşürdüğü gerzek kızlar, instagrama atacağı boktan storyler ile sınırlı.
sabahlar olmasın, çünkü sabahlar nietzsche’yi yordu.
kardeşim, nietzsche sabahlardan değil, senin gibi dantellerden yoruldu.
bu tayfa genelde bir kahve dükkanında bulunur sadece süs olarak yanında taşıdığı kitapları ile . yan masada biri filtre kahve deyince içten içe güler, çünkü kendisi v60 pour-over üçüncü dalga minimal acı kahve içmektedir. kahvesi kadar tatsızdır. ama önemli olan o değil; önemli olan düşünceli bakarken çekilmiş fotoğrafının altına yazacağı alıntıdır yaprağın:
camus haklıydı.
ne konuda haklıydı? kimse bilmiyor. o da bilmiyor. ama olsun, havalı duruyor.
her ortamda entel görünmeye çalışan bu arkadaş, zamanla entel olmaktan çok, ortamın danteli haline gelir. çünkü süs gibi durur, işlevi yoktur. ne masaya katkı sağlar, ne ruha. ama varlığı olmadan masa eksik görünür tıpkı duvarda asılı ama kimsenin bakmadığı ucuz yağlı boya tablolar gibi.
bir keresinde biri ona abi sence anlam nedir? diye sormuştur . adam ise beş saniye sessiz kalıp göreceli bir illüzyon demiş. sonra da kendi cümlesine alkış beklemiş. kimse alkışlamayınca kendini nietzsche gibi hissetmiş. oysa tek farkları şu: nietzsche çektiği çileler yüzünden delirdi, bu arkadaş kendini cool sanmaktan ama bilmiyor ki esas derdi dantel olmaktan.
entellik bu arkadaş için düşünce değil, aksesuar. cümle aralarına postmodern, paradigma, varoluşsal gibi kelimeler serpiştirir daha sonra bir nevi zihinsel sim süsü atar lafın kısası kafa silker. oysa içi bomboş. biri o kelimeleri sorgulasa, derhal konuyu kahveye, sanata ya da insanların kaybolan ruhuna getirir.
ve işin en boktan yanı şu:
bu adam, gerçekten düşünen insanları ağır geliyor diye küçümser. çünkü onun derinliği cafe'de düşürdüğü gerzek kızlar, instagrama atacağı boktan storyler ile sınırlı.
sabahlar olmasın, çünkü sabahlar nietzsche’yi yordu.
kardeşim, nietzsche sabahlardan değil, senin gibi dantellerden yoruldu.
devamını gör...
2.
ağa çok iyi niyetlisin eyvallah şakalar falan iyi ama bunuda insan okuyacak ameka.
devamını gör...
4.
entelliğini iki ters bir düz işleyeyim derken çeyizlik olan insan tipi.
devamını gör...
5.
gözün gördüğü her yerde rastlanabilir bir insan..
nasıl dikkat çekeceğini çok iyi bilir, tribün sever tribün de onu..
nasıl dikkat çekeceğini çok iyi bilir, tribün sever tribün de onu..
devamını gör...
6.
gerçekten mal olan insandır.
devamını gör...
7.
ucundan "tel"'i tutmuştur en azından. bamteli de budur.
devamını gör...