entry yazayım derken destan yazmak
başlık "bekirçavuş" tarafından 23.06.2021 10:27 tarihinde açılmıştır.
1.
bazı yazarlardaki hastalık.
herkesin her şeyi uzun uzun okumaya vakti varmış gibi düşünüp öyle entry'ler yazıyorlar ki bunlardan 5-10 tanesini okumak,
bir insanın bir günde okuyacağı kitap kapasitesini dolduruyor.
az ve öz yazmayı denemelerini öneririm.
düşüncenizi birkaç cümlede özetleyemiyorsanız okuru sıkarsınız.
herkesin her şeyi uzun uzun okumaya vakti varmış gibi düşünüp öyle entry'ler yazıyorlar ki bunlardan 5-10 tanesini okumak,
bir insanın bir günde okuyacağı kitap kapasitesini dolduruyor.
az ve öz yazmayı denemelerini öneririm.
düşüncenizi birkaç cümlede özetleyemiyorsanız okuru sıkarsınız.
devamını gör...
2.
sözlüğümüzün güzide yazarlarının çokça yaptığıdır.
dil desen var imge desen var, tanrıcılık mı? olmaz olur mu, o da var*.
şimdi sen gel de birkaç cümleyle yetin. olacak şey mi?
kamaşmasın mı bizim de gözlerimiz? savrulmayalım mı destansı anlatılarda?*
dil desen var imge desen var, tanrıcılık mı? olmaz olur mu, o da var*.
şimdi sen gel de birkaç cümleyle yetin. olacak şey mi?
kamaşmasın mı bizim de gözlerimiz? savrulmayalım mı destansı anlatılarda?*
devamını gör...
3.
kimi yazarlarda kelime arsızlığı sõz konusu olup yazdıkça yazıyor görünseler de içten içe keşke daha az kelimeyle anlamlı bir yazı ortaya koysaydım görüşü hakimdir.
unutulmuş kelimelere kalp masajı gerek, yok olmadan.
unutulmuş kelimelere kalp masajı gerek, yok olmadan.
devamını gör...
4.
sürekli yaptığım eylemdir ve başlık sahibinin önerisini dinlememekte kararlıyım.
ama anlam vermeye çalışıyorum bir yandan da. sözlükte sürekli uzun tanım yazılmasın diye uğraşan bir ekip var sanırım. uzun tanımdan sıkılan, yazanları kopyala yapıştır yapmakla suçlayan, bu tanımları okumaktansa kitap okumayı tercih eden.
hak veriyorum kendilerine ama şöyle bir öneri yapsam acaba beni ciddiye alırlar mı?* bu tanımları okumayın, görmezden gelin.
ben genel itibari ile edebiyat konulu başlıklar açıp bu başlıklara yazan bir yazar olarak uzun uzun anlatıyorum hikayemi. okumak istemeyenler şöyle tanımalara gidebilirler:
sefiller; tanım: kitaptır.
at; tanım: murattır.
sözlükte son zamanlarda özellikle fark ettiğim “şöyle yazmayın, böyle yazın” akımı beni benden alıyor, o yüzden de bu tanımı uzattıkça uzatasım geliyor. yazdıkça sinirleniyorum, sinirlendikçe yazıyorum.
şaka bir yana herkesin tanımına kimse karışamaz.
ama anlam vermeye çalışıyorum bir yandan da. sözlükte sürekli uzun tanım yazılmasın diye uğraşan bir ekip var sanırım. uzun tanımdan sıkılan, yazanları kopyala yapıştır yapmakla suçlayan, bu tanımları okumaktansa kitap okumayı tercih eden.
hak veriyorum kendilerine ama şöyle bir öneri yapsam acaba beni ciddiye alırlar mı?* bu tanımları okumayın, görmezden gelin.
ben genel itibari ile edebiyat konulu başlıklar açıp bu başlıklara yazan bir yazar olarak uzun uzun anlatıyorum hikayemi. okumak istemeyenler şöyle tanımalara gidebilirler:
sefiller; tanım: kitaptır.
at; tanım: murattır.
sözlükte son zamanlarda özellikle fark ettiğim “şöyle yazmayın, böyle yazın” akımı beni benden alıyor, o yüzden de bu tanımı uzattıkça uzatasım geliyor. yazdıkça sinirleniyorum, sinirlendikçe yazıyorum.
şaka bir yana herkesin tanımına kimse karışamaz.
devamını gör...
5.
emek harcıyordur, helal olsundur, kalemine kuvvettir. ( devlet bahçeli toplaması öle okuyunuz).
devamını gör...
6.
bir de tersini deneyip destan yazmaya çalışın belki eğrisi doğrusuna denk gelir de entry olur.
devamını gör...
7.
hikâyesi olan, derdi olan, anlatma kaygısı güden insan elbette yazacak. yazacak ki, yılların birikimi ile dolmuş olan dimağını boşaltsın. zincirden boşanır gibi yazacak ki, tüm bunlar kişinin kendisine kalmasın, başkalarına aktarılsın. insanların öğrendiklerini, yaşanmışlıklarını, tecrübelerini 24 karaktere sıkıştırmasını mı istiyorsunuz? bunun yapılmışı zaten var. o zaten sizi kesiyorsa oraya odaklanacaksınız. sözlük mantığını ayakta tutan şey ilk çıkış anından beri yazılan destanlardır. kâh sizin destan dediğiniz şeylerin yazımı da 5-10 dakika sürüyor ya orası da ayrı mevzu.
okumak disiplin gerektiren bir iş. okuma disiplininiz yoksa, size yazılan her şey destan gelir. zira burada yazılan, aslında çok da uzun olmayan şeyleri okumaktan eriniyorsanız, kitapları nasıl okuyabiliyorsunuz cidden merak ediyorum. zihin tembelliği kitap okuma alışkanlığını yok eder. şikayet bu minvalde olduğuna göre zihin tembelliğinin önüne geçmek için uzun yazmayın demek yerine, yazın da ufak ufak okuyalım, alışkanlığımızı, zindeliğimizi yeniden kazanalım demeniz lazım. hatta şikayet etmek yerine bu insanlara teşekkür etmeniz lazım.
bakın kolaycılık dediğiniz şey her yere sirayet ediyor. insanlar kitap özetleri ile kendilerini kitap okumuş saymaya başladılar. kaldı ki, sizin destan olarak nitelediğiniz iletiler, sözlüğün topu topu %20'sini ya oluşturur ya oluşturmaz. akışa şöyle bir bakın bakalım; hep sizin istediğiniz kısa cümlelerle dolu tanımlar mevcut. bırakınız, insanların hikayelerini, anılarını, yaşanmışlıklarını, tecrübelerini okumak isteyen kitle, bunları okusun. zaten yazanların bir çoğu okunma kaygısı gütmüyor. 1 kişi bile okusa kafi gözüyle bakıyorlar olaya. bir konu hakkında verilen bilgi, öneri ve anlatılan hikayenin alıcısı bellidir zaten. ve azınlıktır. işte o yüzden destan (!) yazanlar az okunmayı ama öz okunmayı tercih eden kitle.
akışı kısa iletilere boğan ya da geyiğin boynuzunu sivriltenlere de bir zararları yok. kaldı ki, onları da eleştirmiyorum. zira yaş itibarı ile şu anda hepsi biriktiriyor. birikip, taşmaya başladıkları zaman onlarda kelimelerinin önüne geçemeyecekler, anlatma kaygısını yenemeyecekler ve yazmaya başladıklarında artık kısa cümleler kuramadıklarını fark edecekler. ha kimi testiyi 10 sene de doldurur, kimi 30 sene de doldurur ama o testi emin olur dolar ve bir gün siz de destan yazmaya başlarsınız.
şimdi şurada iki satır yazdığım şey misal destan olarak nitelenecek ve bunu yazmak 5 dakika mı almadı. beş dakika parmak egzersizi de mi yapmayalım arkadaş?*
siz akışa odaklanın derim, destan yazanlar kendi köşelerinde yazıp, çiziyor zaten. okumak isteyen de gelip okuyor. bak şimdi aşk olsun ! destan deyince aklıma grup destan geldi. öyle de bir grup vardı mesela ve onunla ilgili komik bir anım var. onu şimdi iki satırla nasıl çiziktireyim? hem onlar şarkı da ne diyordu? ''ayvası var narı var.'' siz ayvayı tercih ediyorsunuz diye narlar yok olacak değil ya! netice de atadan yadigar *
okumak disiplin gerektiren bir iş. okuma disiplininiz yoksa, size yazılan her şey destan gelir. zira burada yazılan, aslında çok da uzun olmayan şeyleri okumaktan eriniyorsanız, kitapları nasıl okuyabiliyorsunuz cidden merak ediyorum. zihin tembelliği kitap okuma alışkanlığını yok eder. şikayet bu minvalde olduğuna göre zihin tembelliğinin önüne geçmek için uzun yazmayın demek yerine, yazın da ufak ufak okuyalım, alışkanlığımızı, zindeliğimizi yeniden kazanalım demeniz lazım. hatta şikayet etmek yerine bu insanlara teşekkür etmeniz lazım.
bakın kolaycılık dediğiniz şey her yere sirayet ediyor. insanlar kitap özetleri ile kendilerini kitap okumuş saymaya başladılar. kaldı ki, sizin destan olarak nitelediğiniz iletiler, sözlüğün topu topu %20'sini ya oluşturur ya oluşturmaz. akışa şöyle bir bakın bakalım; hep sizin istediğiniz kısa cümlelerle dolu tanımlar mevcut. bırakınız, insanların hikayelerini, anılarını, yaşanmışlıklarını, tecrübelerini okumak isteyen kitle, bunları okusun. zaten yazanların bir çoğu okunma kaygısı gütmüyor. 1 kişi bile okusa kafi gözüyle bakıyorlar olaya. bir konu hakkında verilen bilgi, öneri ve anlatılan hikayenin alıcısı bellidir zaten. ve azınlıktır. işte o yüzden destan (!) yazanlar az okunmayı ama öz okunmayı tercih eden kitle.
akışı kısa iletilere boğan ya da geyiğin boynuzunu sivriltenlere de bir zararları yok. kaldı ki, onları da eleştirmiyorum. zira yaş itibarı ile şu anda hepsi biriktiriyor. birikip, taşmaya başladıkları zaman onlarda kelimelerinin önüne geçemeyecekler, anlatma kaygısını yenemeyecekler ve yazmaya başladıklarında artık kısa cümleler kuramadıklarını fark edecekler. ha kimi testiyi 10 sene de doldurur, kimi 30 sene de doldurur ama o testi emin olur dolar ve bir gün siz de destan yazmaya başlarsınız.
şimdi şurada iki satır yazdığım şey misal destan olarak nitelenecek ve bunu yazmak 5 dakika mı almadı. beş dakika parmak egzersizi de mi yapmayalım arkadaş?*
siz akışa odaklanın derim, destan yazanlar kendi köşelerinde yazıp, çiziyor zaten. okumak isteyen de gelip okuyor. bak şimdi aşk olsun ! destan deyince aklıma grup destan geldi. öyle de bir grup vardı mesela ve onunla ilgili komik bir anım var. onu şimdi iki satırla nasıl çiziktireyim? hem onlar şarkı da ne diyordu? ''ayvası var narı var.'' siz ayvayı tercih ediyorsunuz diye narlar yok olacak değil ya! netice de atadan yadigar *
devamını gör...
8.
bazı tanımlarda oluşan durumdur.
bazı yazarlar bunu yaparlar bende yaparım.
bazı başlıklarda fikir beyan etmek için destan yazmak gerekiyor o yüzden destan yazıyorum.
isteyen okur isteyen okumaz. ben anlatıcıyım anlatmak istiyorum ve destan yazarak anlatmayı tercih ediyorum.
bazı başlıklar tek kelimeyle anlatılır bazı başlıklar bin kelimeyle.
bazı yazarlar bunu yaparlar bende yaparım.
bazı başlıklarda fikir beyan etmek için destan yazmak gerekiyor o yüzden destan yazıyorum.
isteyen okur isteyen okumaz. ben anlatıcıyım anlatmak istiyorum ve destan yazarak anlatmayı tercih ediyorum.
bazı başlıklar tek kelimeyle anlatılır bazı başlıklar bin kelimeyle.
devamını gör...
9.
pek akıllıca olmasa da benim de ara sıra yaptığım eylemdir. bazı konuları iki cümleyle anlatamıyoruz, eksik hissediyorum ben.
devamını gör...
"entry yazayım derken destan yazmak" ile benzer başlıklar
destan
13