erkek organının dışa dönük kadın organının içe dönük olması

bu durum bile iki cinsin ruh hallerini ve iç dünyalarını kısadan anlatıyor.

erkek basit ve anlaşılır, kadın zor ve karmaşık.

bu başlığı ve tanımı ben okumamış seni de yazmamış kabul ediyorum yeğenn!

yazarın özelden attığı küfürleri burada ifşa edemiyorum malum küfür yasak. öyle güzelleme yaptığına bakmayın felsefede değil aklı şeyinde.

adam özelden küfür etti etti sonra sildi kaçtı nezih bir yazar.(bkz: lol)

ayrıca arkadaşlar özelden ananıza bile küfür etseler yönetim bir şey yapamıyor imiş dava açacakmışız bilginize!

şu sözlüğün saçma başlıklarından gına geldi artık. başlık "penisin çıkık vajinanın göçük bir organ olması" olarak değiştirilirse daha iyi olabilir.

yanlış organlara odaklandığınız için kafanız karışıyor. seks denildiğinde aklınıza "penis" ve "vajina" geliyorsa okumaya devam edin.

canlı bilimi biyolojide üreme konusunu tam olarak anlamadığınız için böyle oluyor. üreme konusunun temeli doğada ebeveynlerin genetik yapısı gergor mendel'in adını taşıyan mendel genetiği ilkelerine göre yavrulara dağılır. ebeveynlerin üreme ana hücrelerinde iki kopyalı genetik bilgi mayoz bölünme yasasına göre yarılanır. eşeyli üreyen canlılarda sperm ve yumurta yarılanmış genetik bilgiyi içermektedir. cinsel birleşme ile spermler ve yumurtalar birleşir ve genetik bilgi tekrar iki katına çıkar. yani anneden ve babadan gelen bilgiler birleşir ve yeni birey ortaya çıkar. bu durum yavrunun genetik yapısında yeni genler demektir.
mendel genetiğine göre bir gen tarafından kontrol edilen karakterin (bezelyelerde çiçek rengi, tohum şekli vb.) fenotipte etkisinin gözlenmesi için genin iki kopyası (allel kavramından bahssediyorum) olması gerekmektedir. mendel'in çalıştığı bezelye bitkisinde bu mekanizma tıkır tıkır işliyorken çuha çiçeğinde öyle olmamıştır. jean-baptiste lamarck çuha çiçeğindeki karakterleri mendel'den önce araştıran bitki bilimciydi.

çiçekli bitkiler eşeyli ürerler. ancak bazı bitki türleri kendileme (kendine tozlanma) yapılabilmektedir. çünkü bazı bitki türlerinde çiçekler hem erkek organı hem dişi organı bulundur. yani bazı bitki türlerinin çiçekleri çift cinsiyetlidir. mesela mısır. ama bitkiler kendilerini döllerseler genetik çeşitlilik neredeyse hiç olmayacaktır. bu yüzden bitkilerde erkek organlar ve dişi organlar farklı zamanlarda açılır. çiçekteki erkek organ (stamen) olgunlaştığında çiçekten cezbedici kokular yayılır. çiçeğin rengine ve kokusuna gelen böcekler bir o çiçeğe bir bu çiçeğe derken polenleri başka çiçeklerin dişi organlarına taşırlar. ancak döllenme olabilmesi için türler arası genetik uyum gerekmektedir. yani böcek taşısa bile lavantanın poleni zambak çiçeğini dölleyemez.

bitkiler genetik hazinesi olan spermleri böceklere emanet ederken balıklar ne yapar? spermleri yumurtaya ulaştırmak için ekstra enerji harcamalarına gerek yok. milyarlarca spermi ve milyonlarca yumurtayı suya bırakırlar. döllenen milyonlarca yumurta eğer başka canlılar tarafından yenilmez ise bir taşın altında olgunlaşır ve yavru sazanlar yumurtadan çıkar. karasal hayvanlarda ise spermin yumurtaya ulaşması bir üreme kültürünü yaratmıştır. kuşların çiftleşme dansları, yine kuşlarda yuva yapma kültürü, primatların harem kurması ve dişilerin daha iyi genler veya yiyecek için reisi aldatması, yılanların afrodizyak salgılayıp tam anlamıyla orgy yapması, aslanların sürüdeki yabancı erkek yavruları öldürmesi, dişilerin üreme için en uygun zamanı idrarla
erkeklere bildirmesi, feromonlar, parfümler daha niceleri. hepsi sadece sperm-yumurta birleşmesi için sadece bunun için.


resim: kış uykusundan uyanan dişi yılanlar erkekleri cezbedecek bir koku yayar ve dakikalar içinde her yer kımıl kımıl yılan olur. yukarıdaki resimde gerçekten bir kaç dişi yılan var. bazen hedef şaşırtmak için erkek yılanlar da dişi gibi koku yayabilir.

her yerde okuduğunuz şeyi tekrar etmeyeceğim. doğanın kanunu üremektir falan filan. recep tayyip erdoğan gibi "allah bizleri birken iki olalım diye yaratmış" safsatalarına girmeyeceğim. bunlar insanın aklının ermediği konularda ikiyüzlü bir şekilde üste çıkmaktır. evrende belki 11 boyut var ama biz 3 boyutu algılayabiliyoruz. şimdi çıkıp "allah bizi 3 boyutu algılayalım diye emretmiş" desem aynı hesap olmuyor mu?

konudan sapmayalım. neden penis ve vajinal açıklık var? karasal canlılarda sperm-yumurta mekanizması türün devamlılığı için bitkilerde ve balıklardakine göre daha kırılgandır. çünkü bitkiler ve balıklar dünya'daki en kalabalık yani biyokütlesi en büyük organizmalardır. karasal canlılar ise sınırlı kara parçalarında yaşamak zorundalar. karasal canlılardan olan böcekler üreme işinde çok tuhaflar. dişi böcekler için tek bir erkek böcek bulmaları türün devamı için yeter de artar bile. bazı dişiler hayatları boyunca bir erkek göremiyorlar bile. böceklerin hayatları baya kısa. aşağıda yeni evli mantis böceklerimiz var. gelin ihtişamlı, diri, büyük. damat çelimsiz sıska. böyle evlilik mi olur. zaten gerdekte pardon çiftleşme sırasında dişi mantis böceği erkeğin kafasını yemeye başlayacak. tuhaf, iğrenç, manyakça ama bunlar böcek. sinir sistemi gelişmiş omurgalılarda ise üreme bir kültür.



aşağıdaki resimde bir erkek şempanze görüyorsunuz. resmin adı: "dik dur yiğidim duruşun haremdeki dişileri korkutuyor."


primatlarda cinsel ilişki bir sosyal hiyerarşi mekanizması ile birlikte evrimleşmiş. yani reis erkeğin bir çetesi ve haremi var. çeteye dahil erkeklerin haremdeki dişilerle cinsel ilişki kurması yasak. ancak çalı arkalarında, kayalıklarda filan reisten gizli gizli cima eyledikleri de oluyor. eğer cinsel ilişkiye giren erkek reis tarafından tespit edilirse çeteden atılıyor.
şempanze hareminde çok dişi var ve bu çok fazla sperm demek. bu yüzden erkek şempanzelerde testis boyutu insan erkeklerinkine göre 3 kat daha büyük.

bazı primatlarda sosyal hiyerarşi seks üzerine kurulu. onlardan biri de türkler olabilir. çünkü dilimizde "s**mek" kelimesi birine haddini bildirirken kullanılıyor. "bak simdi s**"cem belanı yapma lan" gibi tabirler alt metinde "ben senden üstünüm" mesajı taşımaktadır. aşağıdaki videoda bir japon kar maymunu'nun sika geyiği üzerindeki sosyal hiyerarşisini kabul ettirmek için cinsel ilişkiye girmeye çabaladığını görüyoruz. geyiğin umru bile değil.



buna benzer bir davranış makaklarda normaldir (bkz: macaque). gelada babunu sürüsünde cinsel birleşmenin bir sosyal kaosa dönüşmesini izleyebilirsiniz.



insanlar çok eşlidir diyemeyiz, görüyorsunuz çok eşlilik harem kurmayı ve haremi hem seksüel olarak hem ekonomik olarak yönetmeyi gerektiriyor ve ayrıca korumayı gerektiriyor. eski toplumlar muhtemelen hayvanlardan sosyal hiyerarşi sistemini direk kopyalamışlar ve bu sistemler üzerine medeniyetler kurmaya çalışmışlar.
mesela savaşan toplumlarda erkek sayısı azdır ve daha çok kadınla evlenebilirsin. ama bazı toplumlarda savaşlar ganimet için yapılmamıştır, bu yüzden kadınların da bir sosyal statüsü oluyordu. buna en iyi örnek eski asya toplumlarıdır.

yurttaşlarım, dünya'daki bütün düzen bir sperm bir yumurtaya kavuşabilsin diye vardır.
toplumsal düzen dediğimiz şey "çocuk" odaklıdır. çocuklarımız daha iyi beslensin, güvenle büyüsünler, iyi eğitim alsınlar diye var bütün hepsi. yoksa öyle değil mi?


kaynaklar;
evrim ağacı