erkeklerin markete gitmemesi gerekliliği

sanatsepet ukdesi.

babam hariç katılıyorum. ama şimdi babam annemden idmanlıydı ve bel çantasında ihtiyaçlarımızın muadili olan paketleri taşır ona bakarak alırdı.

hangi erkek olursa olsun asla ama asla hiçbir zaman* istenileni doğru alamıyorlar. böyle istediğinizi anlatmak için her yolu denersiniz ama gider yine de en yanlış olanı seçerler.

erkekler market söz konusu olunca karagöz'e dönüşüyorlar. bakın abartmıyorum abime görselini attığım zamanda bile gidip yanlış şeyleri aldığını bilirim. erkekler niye böylesiniz?

varki alıyoruz dedirten olay :)

belki bizi gondermeyin diye salağa yatıyorsak. nerden bileceniz ki(bkz: swh)

geçen eve trileçe geldi. dedim ki ben bunu çok beğendim gidip alır mısın? üstünde kırmızı sos var bak, rengi de değişik. neyse gitti geldi. cheesecake almış gelmiş. diyorum üstünü de mi okumadın? yok arkadaş yok. erkeklerin markete gitmesi yasaklansın. kızım bile daha iyi alışveriş yapıyor.

domestos almak için gidip domates alıp geldiysek kabahat bizde mi? bir harf için kalp kırmaya değer mi?
neyse bir başka seferde domates alacağıma domestos alıp gelmiştim de telafi etmiştim hatamı. gerçi nasıl telafiyse o, domestostan menemen de olmuyormuş.

oldum olası bana garip gelen bir geyik. öyle ki, yurdum insanının nasıl salak olabildiğini de gösterir.

para evde ağırlıklı olarak benden geçtiği ve hesap kitap konusu da üzerimde olduğundan, senelerdir sadece ben yaparım evin alışverişini.

getir-yemeksepeti-trendyol üçlüsünün kampanyaları, migros-file-a101 sanal marketleri ve bim'in mağaza fiyatlarını karşılaştırır, en uygun olanı çekerim.
sebze-meyve pazardan. bu kısmı basit.

hanım ya da ufaklık bir şey isterse fiyat bakmam, en iyisini alırım.

bu kadarcık bir meseleyi eline yüzüne bulaştıran erkek, nasıl evinin direği olur, nasıl kendisine tabi olunur anlamak güç.
biz domestosla domates karıştırsak şam babası ya da iskele babası ilan ediliriz.

şahsen hata yapmam. hata yapan hakkında çok kalp kırıcı düşüncelerim var asla yazmak istemediğim. tek demek istediğim insan elinde fotoğrafı olan şeyi yanlış almamalı eğer alıyorsa üzücü.

en azından x bir ürünü almaya gidip onun dışındaki her şeyi alıp dönmüyoruz.

katılmadığım önerme.

tanıdığım biri vardı, her markette ne nerdedir bilirdi, en sevdiği hobisi market görmek idi.
ne domestoslar alırdı, ne salkım domatesler.
birde market sonrası aldıklarını fişten kontrol ederdi. öyle de bilinçli tüketici idi.
allah rahmet eylesin, rahmet istemiş olabilir.

koca olan adamların parası olsun, bol zamanı olsun yeter. market faunasında yaşamak onlar için biçilmiş kaftandır.

babam da dahil tanıdığım koca olan bir çok adam, şahane market görür.
iyi market gören adam (bkz: evlenilecek erkek)tir.
yeterli midir, değildir ama baya işe yarar bir özellktir, market görebilmek.
gerekli eğitimler alınıp daha yetkin hale getirilebilir. isterseniz tabi. elektrik almışsanız. yoksa değil market görmek, bahçe sürse, uzaya çıksa bile kıymeti yok.
eletrik alma önemli.

olmayan gerekliliktir. bazı kadınlar, özellikle ev işlerini veya market işlerini görev edinip erkeklerin bu işleri beceremediğini iddia ederek bu işlere karışmamasını sağlıyorlar. aman markete gitmesin, yanlış şeyler alıyor, aman mutfağa girmesin her yeri batırıyor vs. vs. bu durum da bazı erkeklerin işine geliyor ki böyle angarya gördükleri işlerden de yırtmış oluyorlar. bizim evde durumlar farklı, eşim de ben de yoğun çalışan insanlarız. gerek ev işleri gerekse market işleri vs. ortaklaşa yapıyoruz, hatta çocuklar da bize yardım ediyorlar, hangimiz boş kaldıysa o işleri yapıyor ki bugüne kadar eşim de oğullarım da marketten yanlış bir şey almış değiller. bu tarz işlerde cinsiyetçi yaklaşmamak ve her şeyi birlikte, ortaklaşa veya dönüşümlü yapmak en güzeli bence...

bu erkeğe yapılan beceriksiz muamelesinin bir uydurma, bir abartı olduğu kanaatindeyim. belki de bazı erkekler bu tavırları bir oyun yahut sempatiklik gösterisi falan gibi görüp bilinçli sergiliyordur. yani çok matah bir meziyet değil neticede markete gidip alman gerekeni alamamak, becerememek nedir? fakat yıllardır bu algı devam eder yok çamaşır makinasını çalıştıramayan erkek yok mutfağı batıran erkek. sonrasında şuh bir kahkaha eşliğinde ahahah biz kadınlar olmasa siz napardınız yahu? ulan ne yapardık gidip marketten ne almamız gerekiyorsa onu alırdık allah allah. ha bu beceriksizlik gerçekse de onlara gerçekten geçmiş olsun. insan hayret ediyor.

aslında yardımcı olmak için gitmeleri gerekiyor ama çocuklaştıklarını düşünürsek gitmemeleri gerektiğini düşündürmeye başlıyorlar. küçük büyük fark etmeksizin bildiğin alışveriş canavarına dönüşüyorlar gerekli gereksiz ne varsa alıyorlar özellikle abur cubur. ama ev için lazım olan şeyi almayı unutmak ya da yanlış almaktan daha iyi yaptıkları bir şeyde yok zanlımca.

yasalastirilmasi gereken öneri.
market alisverişinden hiç hazetmem. ne malın iyisinden anlarim ne de ucuz üründen. hanımın yanında alışveriş arabası sürmekten ve şunu alalım mi sorusuna "alalım, al, olur, bana ne soruyorsun alacaksan al işte, benim ne işim var lan burada, hadi gidelim" demekten başka bir işe de yaramam.
haaa bak karpuz seçme işini asla başkasına vermem. o iş bende. ben sadece karpuz almaya gitmeliyim markete. evet, mantıklı.

erkekleri markete ekmek almaya yollamak bile delilik, hadi yolladın arkasına en az iki kişi daha takmak lazım.

tek yaşadığım için, kendim gitmek zorundayım. yoksa tabi gitmem, bu başlık ufkumu değiştirdi. ileride evlenirsem, sevgilim olduğu zaman onu göndereceğim.

erkeklerin markete gitmesi yasaklansın. tabi. gelirken ekmek ve yoğurt al mesajını da babam atıyor zaten.

markete terliklerle pijamayla gidilmesin asıl bu gözler bunu da gördü.

valla ya ben anlamıyorum üründen. karpuz bile seçemem. kadınlar gitsin.

çünkü hem alacaklarını doğru alamıyorlar hem de üstüne gördükleri, ilgilerini çeken her şeyi ıvır zıvırı toplayıp getiriyorlar. ekonomi düşmanları gerçekten.

olur mu, hayat müşterek.