erotik film yapıp sanat filmi diye kakalamak

festivallerde entel kuntel fularlı abilere ablallara elde şarapla filmin alt yapısını anlatmak. parayı alıp gitmek.
şimdi o kadar çok film var ki böyle. üstelik ilginç oha denen sahneleri. ramazan ramazan kimsenin ahlakını bozmayalım ve bu nedir ya demeyelim.

#2504346 insanlar çok fonksiyonludur. aynı anda birçok şeyi dert edinip bu konular hakkında görüş bildirebilirler. birinin film türleri hakkında düşünceleri var diye ülkenin durumu hakkında düşünceleri olmadığını zannetmek pek mantık işi değil. sonuçta telepati yapamıyoruz, insanların düşüncelerini okuyamıyoruz. ülkede düşünce özgürlüğü konusunda da eksikler var. insanlar birbirlerinin ne düşüneceğine karışabiliyorlar mesela. birilerinin de bunu dert edinmesi lazım bence.

(bkz: lars von trier)
(bkz: nymphomaniac)

o da birşey mi!? daha kötüsü erotik film çeker gibi ülke yönetip gerçek demokrasi budur diye kakalanan ülkeler var. yani geri kalmış mızrak kullanan ülkeler. hıhıhı mızrak...

klasik joyce başlığı ve gene alakasız tanımlar. hep bu adamın mı başına gelir ya?*
mesele iran olacaz haberiniz yok mevzusuna dönmüş.

yapsa yapsa bir bilen kakalar bu filmleri sanatsal şekilde.

izlensin diye söylenmiş bir yalan

love diye bir film var. net porno. mavi sıcaktır falan hardcore porno.

sanat falan hikaye, manitaya porno izlettiremeyenler "ya festivalli ödüllü film" diye ortamı ısıtsınlar diye çekiliyor bunlar.

o festival jürileri de 50'lik, 60'lık azgın dedeler oluyor çoğu zaman.

buna 365 gün serisi diyebilirdim fakat son zamanlarda başrolüne tüm ülkenin kanı kaynadığından hem linç yememek için hem de ben de adamın filmini kötülemek istemediğimden dememeyi tercih ediyorum

bence bir filmi ele alırken filmin çekildiği ülkenin kültürel yapısını da değerlendirmeliyiz.

mesela kuzey ülkelerinde çekilen bir film yönetmeninin dünyaya bakışıyla orantılı olarak aşkı farklı kurgulayabilir.

yıllarca yeşilçam’da ana erkek karakter ve ana kadın karakter öpüşmek üzere yaklaştıklarında kamera şömineye döner ve sabah yan yana uyanırlardı.

bir nevi biz doneyi veriyoruz artık içini de siz doldurun bir zahmet anlayışı hakimdi. bir kuşak sinema filmlerinde cinselliğin olmadığı bir kültürle büyüdü.

bugün gelinen noktadaysa artık farklı bir kuşak var. eski kuşaklar için öpüşmek büyük olayken , kumandaya ulaşıp kanalı değiştirmek ihtiyacı hissederken bugün bazılarına soft porno gelen içerikler diğerlerine normal geliyor.

iki uca da karşıyım ama seks denen oldu yokmuş gibi hayattan ve eğitimden soyutladığınız zaman ister istemez çocuğunuzu porno kültürüne yönlendirmiş oluyorsunuz.

insan doğası gereği merak ediyor ve bunun önüne geçmek mümkün değil. eskiden sadece tv vardı. video filmi kiralayıp almanca öğrenen bir nesil oldu. artık 4-5 yaşında ekranla tanışan ve internete bağlanan bir ekranla iletişim kuran bir jenerasyon var.

sözün özü başkalarından yalan yanlış bilgi alacağına siz kendiniz çocuklarınızı eğitin.

herkesin işine karışan aciz, yalancı, kıskanç ve leş gibi bir insan olup "ahlak" diye kakalamaktan daha iyi olan hareket. rahatsız olanlar en azından yaşayamadığını izler bu sayede.

pornoyla erotik sanat filmi arasında ince bir çizgi var
bunu ancak önyargısız ve azıcık sanat bilen mankafa olmayan bu da purnaaaymıçç he kevkev yapmayan anlar.
bazı şeyler sanatın kendisidir
insan vücudu da öyle
seks de gerekir erotizm de
öyle bir inlersin ki üstüne sahneler kurulur.
olur böyle. her haltı abarttıgınız gibi buna geldi sıra heralde.

celal şengör'ün de dediği gibi pornografik film oyuncuları da toplumun bir ihtiyacını görüyorlar aslında. sanat kelimesine nasıl yaklaştığınıza bağlı bence.

işin içinde erotizm varsa, orada sanat da var demektir zaten. sanatçı çocuklar fav.