eş cinsel olup pozitif ayrımcılık talep etmek

taksim lgbti'nin anlamsız çağrısı. mango'nun önünde protesto yapıp, tef çalan eşcinsel dostlarımızı görünce şaşırıyorum. apple ceo'su tim cook geliyor ister istemez akla. ona bakınca, olayın kendini geliştirmek olduğunu anlıyorsun direkt. demek ki bizimkilerde bir takım şeyler eksik.

yol kenarında, tofaş şahin içinde münasebetsiz işler yapıp devlet bize baksın demek kadar mantıksız bir şey yok. bu hadise için 5000 tl maaş vermez kimse kimseye. lgbt falan sırf masal dostlar.

yukarıdakinin yazdıklarına cevap niteliğinde yazıyorum.
bu bahsettiğin şey pozitif ayrımcılık değildir destekdir. bir kişi eşcinsel/ transeksüel olduğu zaman toplumda dışlanıyor .hem iş hayatından hemde eğitim hayatından. örnek verelim hemen
transeksüel bir çocuk ailesinin desteğiyle cinsiyet değiştirmek için başvuruyor ve onaylanıyor falan okula gidiyor ama okul istemiyor . böyle bir şey yaparsan seni atarız ,eğitimden men ederiz diyorlar. bu çocuk ayrımcılığa uğruyor .
neyse bir şekilde mücadele ediyor okuyor okulunu . sonra çalışması lazım ama iş veren yok tekrar ayrımcılığa uğruyor ve bu şekilde ya bu insanlar seks işçiğine sürükleniyor yada kendi kimliklerini gizlemek zorunda kalıyolar .
eğer bir devlet kendi vatandaşını cinsel kimliğine göre bu şekilde haklarını elinden alıyorsa bu insanlarda pozitif ayrımcılık talep etmek zorundalar.

tim cook eşcinsel olduğunu açıklayan ilk ceo. ceo olan ilk eşcinsel değil. olay tam olarak bu ince çizgi. bir yere gelmeden de eşcinseller için şartlar aynı olmalı. yol kenarı münasebetsiz işleri yapanda nice eşcinsel olmayan biliyoruz daha çirkin bir genelleme görmedim.

başlığı okuduğumda aklıma gelenler ilk yazıyı yazan arkadaşın yazdığının yanından bile geçmiyordu, istemsiz afalladım o nedenle. öncelikle eşcinsellerde yaşanan durumların heterolarda da yaşandığını/yaşanabildiğini bir idrak etmemiz lazım. bir insanın eşcinsel olması onu insan olarak bir üste taşımıyor, keza hetero olmak da öyle, hepimiz eşitiz.
birinci girilen yazıdan bağımsız diyecek olursam filmlerde/dizilerde hikâyenin içine işlenmeyip sadece eşcinsel ya da lgbtıq+ destekçilerin ilgisini çekip izletebilmek için bir/birkaç saniyeliğine "bakın, biz eşcinsel çift ekledik" algısını yaratıp destekten çok paraların düşünüldüğü eserlerden şahsen rahatsız oluyorum. bu pozitif ayrımcılık sayılır mı? bilmiyorum, aklıma direkt bu geldi.
başta dediğim üzere; evet, hepimiz eşitiz ama toplumsal olarak hâlâ bir şeye ters bakılıyorsa buna destek verildiğini, insanların sanıldığı kadar eşcinsellerin(hatta lgbtıq+ bireylerinin) az olmadığını göstermek için ses çıkarmak gerekebiliyor. gerekiyor da. bu tarz şeylerde minik bir empati girişimiyle "bunu ben de olsam yapabilir miyim?" dediğinde kendini onaylayan bir durum içerisinde girdiğinde anlayacaksın ki burada gözüne batan o şeylerin yapılması değil, eşcinsellerin yapmasıdır(ki lgbtıq+ bireyleri dersek eşcinsellerden çıkıyor iş de başlığa göre gidiyorum).
insan olup sırf eşcinsel olduğu için insan haklarını kullanamaması gibi bir şey bu denilen, yakıştıramadım şahsen. lgbtıq+ adı altında toplanmış her bir özellik de aynen bu dediğim şey için normal şartlarda ses çıkarmaktadır. bir insanın lezbiyen, gay, biseksüel, aseksüel olması; transeksüel, interseksüel, genderfluid, nonbinary olması onu bir heterodan az insan kılmaz.

((bu arada the haunting of bly manor dizisini öneririm, yukarıda bahsettiğim şekilde yapılmamış, gerçekten harika bir dizidir kendisi.))

aslında tüm eşcinseller bunu talep etmiyor. yani en azından ben.
feminen eşcinseller var mesela. bu insanları çok da çalıştırmak istemiyor homofobikler. bakın homofobi bir zincirdir. sen bir halkası olursan asla bozulmaz ve bu insanlar ayrımcılık talep eder doğal olarak.
mediamarkt ın iş ilanlarına bakın. ayrım yapmadıkları maddeler içinde cinsel yönelimine bakılmaz yazıyor örneğin. bu zinciri kırar işte. güçsüzleştirdiğiniz insanların yüzeye çıkma isteğinin sebebi sizsiniz. siz ve sizin gibiler. sorry gays.

eşcinsel olup tedavi talep etsinler bence.

derin bir nefes alıp yazmaya başlayacaktım ki aylar önce buradayken laf yetiştirmek için kendimi yorduğum insanların hala bir adım ileri gidemediğini fark ettim. saygı çerçevesinde şöyle diyeyim o zaman. makarna da ıslanana kadar düzdür. hadi eyv gizli gaylar.

yıl 2023 artık hala tedavi olunması gerektiği söyleniyor şurada. hakikaten eğitilmez cahilsiniz. homofobi hastalıktır ve tedavi edilebilir dostum. sadece psikoloğa git ve tedavi ol. ha bir de insanları seven insanlardan korkma, kendin gibi sevmeyenden kork. ailenizde sevgi görmemeniz ve bu yüzden böyle hanzo kalmanız ne kötü.

homofobiklerin kanı kaynamış yine. günümüz şartlarında bir dünya eşcinsel işsizlikten sürünüyor. herhangi bir trans birey, görünüşünden ötürü başarıları göz önüne bile alınmadığı için kaç kez iş yerlerinin kapısından dönüp, bahsedilen durumlara düşüyor bilmem fikriniz var mı bu konuda? şu homofobik ahkamları gördükçe kusasım geliyor. biseksüel olarak iş anlamında hiç zorluk çekmedim. dış görünüşüm bariz kimliğimi belli etmediği için o da ne yazık ki. yoksa sevgili homofobikler, bastırmaz kapılarına.* çok kafa yormayın, daha basiti masraflarına ortak çıkın ayrımcılık talep edenlerin. güzel kafanız da yorulmaz böylece. bir de tim cook'dan örnek veriyorlar. amerika sandılar burayı.