eski sevgiliyi delirtme yöntemleri

şimdi hepimiz intikam aşkıyla yanıp tutuşmuyoruz ama olur da böyle bir durum varsa faydalı olabilecek veriler içeren başlık olacaktır. biraz narsisizm kokan hareketler.

sizi umursuyorsa delirebilir ama hic umursamışsa bosuna kendini yırttığınızla kalırsınız.

eğer eski sevgiliyi delirtme çabası içindeyseniz deliren siz olursunuz.
en iyi tepki umursamazlık olur. ki o da sizi umursamıyorsa yapacağınız hiçbir şeyin faydası olmaz.

bu konuda mesai harcayandan soğuduğum şeyler.

insan bazen saygı duymayı bilmeli. iyiyken herkes iyidir zaten, sevgi ve kalite gibi güzel kavramlar asıl zor zamanda ortaya çıkar.
bu yöntemlere başvuran kişi çoğunlukla da umursanmaz. garip, ama vazgeçmez.

yeni sevgiliye yollayacağınız ve eskisine hiç yapmadığınız bir iltifatı içeren bir mesajı yanlışlıkla(!) eskisine yollamak.
tabi ben yapmam. eski sevgililerimle halen görüşürüm (ikisi hariç). öyle bir şey yapmaya gerek yok. görüşmediğim ikisine de yapmam

mesai harcamaya değmeyecek durumdur. bunun da ötesinde ayrılık da sevdaya dahildir. sevmemiş gitmiş. yoluna gitsin bırakın.
*

adı üstünde eski hayatım. eğer sizin hareketlerinizden etkileniyor olsaydı hayır etkilense de iyi yönde etkiliyor olsaydı adı neden eski olsundu ki?
değer mi sizce iyice bir düşünüp yukardaki soruları sorun kendinize, ben her şeye rağmen denemek istiyorum sevgili countcugum diyorsanız buyrun efendim, adım adım eski sevgiliyi delirtme, çıldırtma ve hatta uğrunuza hastaneye yatırma garantili eski sevgiliden intikam rehberi.
öncelikle, ayrılıktan sonra asla bu ex kişisini aramamış olmamız lazım, eğer ki aradıysak veya ayrılıkta sorun çıkardıysak bu delirtme süreci biraz zaman aşımına uğrayabilir, ama unutmayın ki bu süreçte kendileri dönmezlerse bile siz en azından gururunuz ve onurunuzdan ödün vermemiş ve bilakis daha da özgüvenli olmuş olacaksınız. şimdi, ayrılıktan yeteri kadar zaman geçtikten sonra (bu en fazla 1 ay en az 1 haftadır) bir gecemizi ya da gündüzümüzü en rahat hissettiğimiz zaman dilimini kendimize ayırıp, aynaya bakıyoruz. hanımlar beyler . o insanla beraber olduğunuz, sizi en son hatırladığı görüntüde misiniz? muhtemelen cevabınız evet. şimdi düşünmeye başlıyoruz, bu insanla en çok neyimiz uyuşuyordu, neyimizi seviyordu sevmiyordu.
düşünün efendim... uzun uzun ilişkinizi irdeleyin.
ve mümkünse bunları yazın. ilişkinizin neden bittiğini de yazın. (şuan ilişkinizin normal sebeplerden bittiğini varsayıyorum eğer aldatma gibi ilişkide yüz kızartıcı suç olarak adlandırdığımız nedenlerden dolayı partneriniz tabiri caizse sttiri cektiyse ya da siz cektiyseniz asla uğraşmayın derim, sonu hüsrandır.)
bu uzun bir süreç, öncelikli amacımız o insanın sizi bildiği, sınıflandırdığı kalıbın dışına çıkmak. bir anda upuzun saçlarınızı kısacık kestirip çok doğal takılan biriyken kıpkırmızı rujlar sürüp ortalıkta dolanmaktan bahsetmiyorum, sadece farklı olun, gözükmeniz değil değişmeniz ve bunu yansıtmanız gerek. stilinizi, tarzınızı oturtun. çok spor giyinen biriyseniz ufak ufak klasik parçalar giyebilirsiniz, makyajınızda değişiklik yapıp özellikle daha cok gozlerinizi ortaya çıkaran makyajları tercih edebilirsiniz, saçlarınızı değiştirip size daha çok yakışan bir modele geçebilirsiniz, çok uç olmayan hafif ama hissedilen değişiklikler.
diğer adımımız hobi bulmak. o insan hayatınızdayken vaktinizin ne kadarını ona, ne kadarını hobilerinize ve ne kadarını yapmakta zorunlu olduğunuz işlere (okul, iş , ev işi vb) harcıyordunuz?
eğer vaktinizin çoğunu o insan ve zorunlu işler alıyor ve hobilerinize vakıt ayırmıyorsanız eminim ayrılık süreci de sizi fazlaca zorluyordur. hayatımızda kim olursa olsun kendimize vakit ayırmalıyız, bu yüzden şimdi yapacağımız şey bu ayrılık sürecini iyi değerlendirip eski hobilerimize dönmek, eğer yoksa da edinmek. bu dünyada eminim size göre bir şeyler vardır, tüm gün eve gelip doomscrolling yapacağınıza en azından zamanınızı size uygun hobiyi bulmaya harcayın, emin olun daha çok yararlı olacaktır, en azından kendinizi biraz daha tanıyacağınıza eminim.
en önemli adım: asla ve sakın kıskandırma olaylarına girmeyin. şöyle düşünün partnerinizden ayrısınız ve takipleşiyorsunuz, takipleşmeseniz bile bir süredir ses seda yok ve tam ulan ben bu insanı seviyorum galiba kafasına girip stalk yapmaya başladınız, bir baktınız sosyal medyasına, anam o ney??? yeni partneri gibi duran bir kişi ile samimi pozlar ya da gece bizimkilerle içme selfiesi, hem de altına gondermeli bir müzikle... ne oldu şimdi, soğudunuz dimi, allah seni kahretsin varoş insan diyesiniz geldi ve içinizdeki oluşan bütün umut dolu hislerin kırıntısı bile bir anda yok oldu.
bu yüzden bu maddedeki şeyleri kesinlikle yapmıyoruz..

şimdi, kendimizi tanıdık, biten ilişkimizi tanıdık ve bu yönde değişmek için adımlar attık ve o insanı mümkün mertebe aklımızdan ve hayatımızdan uzak tuttuk ve biz de onun hayatından uzak durduk.
sonra ne yapacağız? hiç. hiç mi? evet hiç hem de hiç ama hiç bir şey.
kendi hayatınıza odaklanmanız ve beklemeniz gerek. kıskandırmadan, gönderme yapmadan hayatınızı yansıtmanız gerek, sosyal medya gibi harika bir avantajı dezavantaja döndürmemeniz gerek. zaten bir süre sonra ilk arama ya da mesaj gelicek, cevap vermeyeceksiniz, ikinci mesaj gelicek ve yine vermeyeceksiniz ve sonra telefonunuz çalıcak, çok kısa kesip asla terslemeden sanki çok acil bir işiniz varmış gibi konuşup her şeyi akışına bırakıcaksınız. tekrar üstüne düşmeden, tekrar birleşmek aklınızda yokmuş gibi ama nazik ve sevecen davranırsanız durumu siz yönetirsiniz. artık delirtir süründürür müsünüz yoksa naparsınız bilmem. tek gereken şey sabır ve zaman. ne demişler sabrın sonu selamet.

abi hayatımda olmayan birini niye delirteyim. eski eskide kalır. bitmiş bir ilişkiyi böyle sağlıksız bir yöntemle geri döndürmek daha da sağlıksız ilişkilere ve ileride daha büyük sıkıntılara yol açabilir. bazen geride bırakmak iyi gelebilir.