eski türkiye

faili meçhul cinayetlerin günümüze nazaran daha fazla olduğu , terörle mücadele kapsamında askerimizin teknolojik yetersizliklerden dolayı daha fazla zarar gördüğü zamanlar.
ayrıca ekonomik olarak daha rahat olunan , düşünce özgürlüğünün ve eleştirinin acaba başım belaya girer mi düşüncesi olmadan yapıldığı , suriyelilerin olmadığı türkiye'dir.

daha güzeldi.

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın "eski türkiyede acılar vardı. gençlerin kanı akıyordu. eski türkiyede ocaklara ateş düşüyordu. anneler ağlıyordu, babalar ağlıyordu, yoksulluk vardı, kimsesizlik vardı... yeni türkiyede biz, yasakları kaldırdık..." şeklinde anlattığı, geçtiğimiz günlerde 18 yıl önce ülkede araba bile olmadığını bizlerle paylaşan akp milletvekilinin de paylaştığı fikirle; akp'nin iktidar olmadığı senelerdeki türkiye'yi anlatan sözdür.

cumhurbaşkanı erdoğan'ın kıymetli açıklamasını izlemek için tıklayınız

mültecilerinin uyruğu ile de yeni türkiyeden farklılık gösteren dönem.

eski türkiyenin mülteci aldığı ülkeler rusya, romanya, moldova, bulgaristan

yeni türkiyenin mülteci aldığı ülkeler suriye, afganistan, pakistan, iran

diyalektik düşünceden biçem olarak bağımsız düşünmekle birlikte, siyasetten bağımsız düşünmemek gereğiyle beraber; entelektüel birikime ilaveten sanat, kültür yatırımı açısından günümüze kıyasla çok daha yüksek düzeyde ve tercih edilebilir bir ülke konumunda idi. şöyle ki;

sadece 1993 senesinde türkiye'deki konserler:

26 mayıs - guns n' roses
20 haziran - elton john
25 haziran - metallica
2 temmuz - sting
13 eylül - bon jovi
17 eylül - scorpions
23 eylül- michael jackson
7 ekim - madonna

en azından 220 tane kurumu vardı ülkenin.

sanıyorum ki en son 2003-2004 dönemlerinde top noktasını gördük. aklıma ilk gelen herkesin yenilik olarak gördüğü sit.com tarzı olan (bkz:avrupa yakası )'nı neredeyse tüm turkiye'nin izleyip birbirine "aman başlıyor saatini kaçırma" ve sonrasında da yorum yapma dakikaları ayırdığı bence sevimli dönemlerdi. tabi ki eski türkiye'ye ait tonla güzellik var, bu nedense son zamanlarını bana anımsatan bir done idi.

tvlere huysuz virjinin çıktığı, yılbaşlarında dansözlerin oynadığı zamanlar.

eski türkiye'de...

ekonomik anlamda kasalar fırlatılan bir türkiye idi. özellikle genç işsizliğin ön planda olduğu ve sürekli dış borçlanmayla iktidara gelen sömürü partileri iş başındaydı. nedense insanlar eski türkiyeyi bunlardan bağımsız olarak sadece özgürlüklerinin daha fazla olması olarak bahsetmektedirler. özgürlük insanlara verilmesi gereken en tabi haktın ancak bu özgürlük sen değil de bir başkası tarafından veriliyorsa burada büyük bir problem vardır. bu durumda türk ırkına bir hakaret ve soysuzluktur. nitekim malum partinin yaptıklarını tasvip etmeyen ve desteklemeyen birisi olarak , lütfen geçmişi sadece bir kaç şeyden örnek gösterip , dolaptaki 3 günlük yemek gibi önümüze getirmeyin. burada yazar sinirden fıttırmaktadır ancak edebini bozamadığı için siniri klavyenin tuşlarına sertçe basarak çıkartmaktadır.

özlenir.

bir anıyla o günleri hatırlatmak istiyorum. yıl 2000 civarı, bizim köyde bir düğününe iştirak ettik. köy anadolu'nun tam ortasında toplasan 200 kişilik bir köy.

-kadın erkek karışık yenilip içiliyor. - günümüzde köy düğünleri haremlik selamlık.

-herkes isterse alkol tüketiyor. ergenliğine gelmiş gençler dahil. - günümüzde köyde kadın oturup erkeklerle rakı içecek öyle mi ? wowwww

-2 adet köçek* var. sanatını hem kadınlara hem erkeklere sunuyor. isteyen herkes* kalkıp oynayabiliyor. - günümüzde dansöz nadir olsa da var ama kadınlara düğünlerde dansözün oynadığını görmedim. hele bir kadının erkeklerin içinde oynadığını görmek modern düğünler haricinde imkansıza yakın*

-sesi güzel olan genç kızlar şarkı söylüyor masalarda. - günümüzde adı çıkar ama.

-genç kadınlar ve erkekler masalara hizmet ediyor rakı dolduruyor kavun kesiyor. - günümüzde anadolu'da hangi baba izin verir buna ?

daha minnacık çocuktum ama bu günü aklımdan çıkaramıyorum. o eğlenceyi. insanların rahat tavırlarını. ankara-istanbul'da en kral mekanda bu kadar rahat davranamaz şuan insanlar.

görünüşe göre o günlerin gelmesi zor. yavaş yavaş ısıtıldık yandığımızın farkına varamadık. şimdi hayal geliyor. ama bunlar yaşanıyordu.

şimdi haremlik-selamlık diye bir şey geldi. nasıl mı geldi ? işte böyle böyle geldi.

şimdiki akp nin ve politik konjönktürün oluşmasına en fazla katkıyı kendi elleriyle sağlamış atatürkçü geçinip hak ve özgürlüklerden bir haber kalmış insanların ne giydiği nasıl göründüğüyle kafayı bozmuş moron dinazorların barındığı avam takımının baş rol oynadığı bir distopyaydı.şükürki sene oldu 2021 ve bu tarz geri kafalıklar modern çağa ayak uyduramayıp yerle bir oldu.kılıçdaroğlunu sevmeyebilirsiniz bende pek sevmem açıkçası sahip olduğu mevki için yetersiz bulurum ama sadece bu bağnazları partiden uzaklaştırdığı için chp yi daha özgürlükçü bir yapıya bürüdüğü için bile ciddi saygı duyarım (ki kendiside eski hataları belirtip fırsat buldukça onların adına özür diliyor)

her ne kadar o zaman da şimdiki sistemden pek farkı olmasa da insanlarının genel olarak daha masum olduğu zamanlardır.

inkar eden fedöcüdür.

mehmet ali erbille elli sarışın
saadettin teksoy sokarim
tecavüzcü coşkun
ibo show
olacak o kadar
itilmisle kakılmış
desti izdivaç
beyaz show
makine
uğur dundarla yakala dindari
mahşer-i cümbüş
siyaset meydanı
sağ sol kavgaları
fötr şapka

o günlerde de 'ah eski zamanlar azizim' geyiği bulunan dönem

keşke olsa da yaşasak... şifreli cine5'ten tutun da izel-çelik-ercan'a kadar hepsi ayrı romantik idi. yeşilçam filmlerinden fışkıran samimiyet akıyordu her yere... bir de galatasaray her zamankinden daha iyiydi.

insanlar yine fakirdi ama en azından gülüyordu, kutuplaşmamıştı, milli bilinç vardı. bir şehit haberiyle binlerce kişilik bayraklı yürüyüşler vardı. şahin, doğan vardı. vardı da vardı anasını satayım.

eski türkiye'de bu kadar müşrik yoktu.
yeni türkiye'de atatürk düşmanlığı yapmak normal oldu, atış serbest oldu.
diyanet makamından tuhaf açıklamalar yapmak, kılıç sallayarak beddua etmek serbest oldu..
cinci hoca vakaları bu kadar çok olmazdı.
din allah iman diyerek milleti dolandıranların sayısındaki artış manidar değil mi?
çoluğumuza çocuğumuza sözde din eğitimi verildiği söylenen kurslarda, dernek vb. yapılanmalarda adını bile söylemek istemiyorum bir takım fenalıklar yapılamazdı.
bedeli çok ağır olurdu çünkü.
eski türkiye'de bizler yine zengin değildik belki ama, daha huzurluyduk.
kimse kimseye bu denli düşman kesilmemişti.
cahiller cesaretlendirilmemişti.
toplum ortadan ikiye elma gibi bölünmemişti.

yazmaya kalksak sabaha kadar destan yazarız. bu kadarı bile yeterli.
kısa kesersek, yarınlarımız için daha iyisini düşlerken bize dünümüzü özlettiler.
hakkımız haram-ı zıkkım olsun. ben helal etmiyorum!

şimdi küçümsenmesi moda ama bugünküne göre daha da namuslu bir türkiye'ydi. o zaman yolsuzluk haberleri çıktığında ortalık sallanır, sorumlular bir kaç güne kalmaz, istifa ederlerdi.