et yiyip hayvanseverlikten bahsetmek

radikal vegan taifesinin iddialarının aksine, gayet de mümkün olandır. kimi hayvanı yanıma arkadaş iken, kimini göğsümde uyurken; kimini doğada, kimini ise tabakta seviyorum. benim et yemem suç değil, suç bu kadar üreyen insanoğlunda çünkü.

bu vegan arkadaşlar evinde örümcek görse direkt çığlık atar, eline terlik alıp duvara yapıştırır hayvanı. gece uyumadan önce sivrisinek ilacı sıkıp onlarca masum canı katleder. ama tek bir kediye bir şey olsa sosyal medyayı ayağa kaldırır, yalan yok.

ama sonra biz köpekleri sevip, danayı yediğimizde seçmece hayvansever oluyoruz onlara kalırsak. ilginç, kimse sivrisineği öldürmekte sıkıntı görmez ama nedense. sanki onlar canlı değilmiş gibi.

hayvanseverlikte seçicilikten çok dem vurdum ama, biraz da kendi adıma konuşayım; zira dürüst olmak gerekirse ben de farklı değilim bu konuda. kuzuyu, danayı yerim. bazen zıpkınla balık, ahtapot da vururum, bazen elimdeki ok ve yayla dağdaki kuşları da.

ama bunu yapan bu avcı ağa takılan balığı da kurtarır, tuzağa sıkışan tilkiyi de, veya hasta bir hayvanı da kurtarır. evine giren böceği bile öldürmeden, kavanoz ile yakalayıp dışarı salar.

peki ya siz ne yaptınız sayın veganlar söyleyin bakiim. ayağınıza yosun değse ağlayacaksınız haberiniz yok hehe.

not: burada eleştirilenler veganlığı ideoloji gibi savunan, radikal veganlardır. tüm veganların günahına giremem.

arkadaş sadece kemiksiz löp et, göğüs yiyorum.. bırakında onu da yiyelim bari.

sevdiğimiz için yemiyor muyduk ya? ben mi yanlış anlıyorum?

et yiyorum ama sokakta kedi köpek tekmeleyip zehirli mama vermiyorum. hayvansever değil miyiz şimdi?

türcülük gayet doğal bir durumdur. hayvanlarda olduğu gibi bizde de vardır. basit bir örnek olarak kedilerin kendilerine benzeyen kediler ile üremesi gösterilebilir. aslında ırkçılığın da temelinde türcülük vardır. ırkçılık deyince sadece zencilere ya da asyalılara uygulanan ırkçılık aklınıza gelmesin dünyanın her yerinde her kabilesinde ırkçılık vardı. insanlara karşı olan "türcülük" ırkçılık sosyalleşerek azaldı. kediler ve köpekler başta olmak çeşitli hayvanlar ile sosyal yapılar kurarak da onlara karşı zülmetmek yanlış bulunur bir kavram haline geldi. burada hayvan severliğin tanımıyla uğraşmak yerine şu soruları sormak gerekir:
- neden kedi öldürmek kötü? neden inek öldürmek kötü değil?
- neden kedi öldürmek kötü? neden sivrisinek öldürmek kötü değil?
- zarar fayda ilişkisine göre hayvan öldürüyorsak bu etik mi?
- acı çekip çekmemek ölçütse bana zararı olmayan bitkiyi öldürebilir miyim?
- acı çekip çekmemek neden bizim için bir ölçüt? köpeğiniz genetik olarak acı çekmese onu marul doğrar gibi doğrar mısınız?
- bitkilerin hayvanlar gibi acı çekmiyor oluşu onların canlı olduğu gerçeğini değiştirir mi?
- doğada da var adı altında eşcinsellik savunulabiliyorsa(ki bence eşcinsellik için savunma bu olmamalı) biz de doğada hayvanlar birbirlerini canlı canlı yiyebiliyor diye aynısı yapabilir miyiz?
bu soruları güzel güzel tartışmak varken kafınıza göre türcülük ya da et yemek kötü bir şey demek bence yanlış. bana göre de su içmek şerefsizliktir balıkların evi hadi buyur deme hakkını elde etmiş olurum.

şahsımın da gerçekleştirdiği eylem. et nefistir, en güzel, en lezzetli şey. çok da yararlıdır. hayvanları da severim. ama kedileri kısmen severim.

isveç'in norveç'in anarşist gençlerinin dert edindiği konuları dünyanın gerçek meselesi zannetmeyin.. dünyanın bazı coğrafi bölgelerinde hayvanları öldürmezsen hayatta kalamazsın.. yağı eti postu her şeyi lazım, sibirya'da mesela o hayvanın yağı olmasa soğuktan donarsın.. o yüzden bu konular ve "türcülük" gibi adlandırmalar dünyanın "bazı" coğrafyalarının "bazı" ayrıcalıklı kesimlerine özgü tartışmalardır.. hayatın gerçekleri sizin uydurma idealist kavramlarınıza bağımlı olmak zorunda değil.. kimseyi de bu kavramlara dayanarak yargılayamazsınız.. ayrıca vücudunun her zerresi bana faydalı olan bir canlıyı öldürüp yediğim zaman nedense ona saygı duymuyor olucam ama avcılık gibi keyfi öldürmeler spor olacak.. önce avcılığa sataşın da samimiyetinizi görelim, o zaman biz de destek veririz size..

çok sevgiden yiyordur. ben mesela kuzuları yerken öyle yiyorum. çok tatlılar her anlamda. yerim ben onların g**tünü bile yerim.

ot yiyip hayvanseverlikten bahsetmek ? hayvanların yemeklerini niye yiyorsunuz o zaman

youtube.com/shorts/Tlh19WXn...

bir taraftan mezbahalarda hayvanların kesilmesini eleştirmek, karşı olmak ama buna karşılık da büyük bir iştahla etlerini yedikleri minicik kuzuların, mahzun gözlü koyunların, sevimli süt danalarının nasıl kesildiğini düşünmemek.

belki de kastettikleri hayvanların sırf et için kötü koşullarda yaşamak zorunda bırakılıp, kesilmesidir. toprak gagalamamış, çimlerde hoplayamamış inekler, danalar var malum. artan nüfus ve et ihtiyacı bu durumu doğurmuştur anlarım ama yine de üzülüyor insan.

insan ince düşünmeye başlayınca ve bitkilerin bile hisleri olduğunu düşününce, sebze yerken bile hüzünlenebiliyor.

ama doğa kanunu. hayatta kalmak için yiyoruz napalım.

arkadaşlar her gün kuzu çevirmiyoruz. yemeklerimize eser miktarda koyduğumuz et ayda 3-5 kilo ancak eder. türkiye'de yaşayan insanlar olarak böyle bir konu açılması ve tartışmak saçma. ruh ve beden sağlığımız için et gerekli ve maalesef bunu bitkilerden ve haplardan karşılayamıyoruz bu bir gerçek.

sahte insanların duyarlılığı ile devam eder. duyarlılıkları da sahtedir.

x: akşama etli pilavımı yiyeceğim ve sokak hayvanları (kedi-köpek) için internette duyar kasacağım.

merak etmeyin çok yakında ister istemez tam anlamıyla hayvansever olacak ülkenin %90 ı.