evine ekmek götüremeyen diye bir şeyin olmaması

sokakta, trafikteki araçlara, kafelere baktığımda canlanan düşünce.

pandemi sürecinin de etkisyle evet cidden hayat zorlaşıyor. bazı temel gıda ürünleri başta olmak üzere ürünlerde zam geliyor. fakat cidden hemen herkes dışarıda. nasıl oluyor bu anlamıyorum.

boğazda kafelerde rezervasyonla anca yer bulabiliyoruz. o da 3-5 gün sonraya. lacivertte iftar için aradığımda keza benzer bir durumla karşılaşmıştım. o yüzden gelinen nokta açısından ne denilir bilemiyorum. sanırım braz lükslerimizden kısamıyoruz.

ülkede fakirlik yok, herkes halinden memnun.

ya kardeşim sizin ciddi bir ekonomik sıkıntı olduğuna ikna olmanız için ne olması gerekiyor? ülkece yırtık ayakkabı ve yırtık kıyafetlerle işe, okula gidince mi bir sıkıntı olduğunu anlayacaksınız. evet eve ekmek götürememe diye bir sıkıntı çok şükür öyle bir durumda değiliz. bu söz zaten içinde bulunduğumuz durumu anlatmak için kullanılıyor. abi anlamıyorum siz elektrik, su faturası ödemiyor musunuz? çarşı pazara gitmiyor musunuz? bir markete girince fiyatların uçtuğunu görmüyor musunuz? arabaya yakıt da mı almıyor sunuz? kardeşim bu nasıl bir militanlıktır ya.

he tamam dışarda araba çok, herkeste telefon var, insanlar sinemaya, kafeye gidiyor demek ki ekonomi eyi. kafalar 1500 vallahi.

evet ekmek yiyoruz şimdilik. ama artık sebze, meyve alırken zorlanıyoruz. iki kere düşünüyoruz. yeterli besini alamıyoruz. sosyal hayatımız kısıtlanmış falan bunlar zaten çoktan btmiş şeyler. size göre karnı doyan için onlara da gerek yok. birileri boğazlarda yer bulamazken birileri de çalışmaktan boğazı zor görüyor. doğru yanlış şeyler tartışılır ama gerçek tektir. bu ülkede bir sorun var. nokta.

(bkz: kaliteli trollüğü özlemek)

bir insanın herhangi bir standartı olmadan sadece evine ekmek götürecek düzeyde bir kazancının olması yaşamak olarak tanımlanabiliyor bizim ülkemizde. insanların temel ihtiyaçlarından dahi kısmak zorunda kalarak hayatını sürdürmeye çalıştığı ve bundan dolayı nefes alacak alanının kalmadığı bir sürecin normalletirilmesi çok acı geliyor. trafikte araçlar olduğu ve kafelerin dolduğu doğrudur. bunlar dahi bir lüks değil insanların yaşamlarını sürdürmeleri için asgari düzeyde olması gerekenler arasındadır. refah düzeyinin yükselmesi için herhangi bir girişimin olmadığı ve insanların sadece karın tokluğuna bir yaşam sürdürdüğü bir düşüncenin savunulacak pek bir yanı olduğunu düşünmüyorum. insan gibi yaşamak bu olmasa gerek.

evimizin yanında fırın var. camdan bakarken ben de aynı durumu tespit ettim.
herkes eline bir pide alıp evine gidiyor.
fırından, ekmek almadan çıkan kimseye rastlamadım bugüne kadar.

demekki neymis bagzi insanlari iktisadi temellere dayandirarak egitmek gerekiyormus
ıq seviyesini daha fazla nasil dusurebilir anlamiyorum bu kafayi al einstein ile ayni odaya koy iq ortalamasi onun ustune cikmaz bak o kadar soyluyorum .