hikaye-öykü / edebiyat
8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

özgür ruhlu lou andreas-salomé tarafından yazılan bir eser.

• genel bilgi.
yetmiş sayfalık kısa bir kitap.
bu eserde lou'nun resmen temsili olan feniçka*'nın düşüncelerini, kararlarını dar görüşlü max werner'ın bakış açısından okuyoruz.
iki zıt düşünce, bir arada.

• yorumum.
kitap çok güzeldi. feniçka'nın özgür ruhunu çok sevdim. ve yazar kendi düşüncelerini aktarırken anlaşılır bir dil kullanmış.

üsteki alıntıdan ibaret olan tanımda değinmek istediğim bir konu anlatılmış. #1191893

zaten kitabın salomé’nin yaşadığı bir deneyime dayandığını belirteyim. kitapta salomé’nin nietzsche'nin evlilik teklifini neden geri çevirdiğin cevabını bulacaksınız.

aslında bu durum sadece nietzsche ile alakalı değildi. her erkek için aynıydı bu durum.
lou bağımsız, özgür yaşamayı seviyordu. aynı kendi yarattığı karakteri gibi, feniçka gibi.
feniçka'nın düşünceleri aslında yazarın bir aynası.

yukarıda (genel bilgi kısmında) "zıt düşünceler, bir arada." demiştim. buna örnek bir alıntı bırakmak istiyorum.

(...)
*"çünkü böyle kızların bütün erkeklere güvensizlikle yaklaşacağını varsayıyorum. erkeklerin kendilerinden güvenden çok daha başka şeyler beklediğini düşünmekte haklı değiller mi?"

"vay canına!" diye düşünen max werner, fenya'ya daha dikkatlice baktı. böyle tekinsiz konularda hiç tanımadığı bir erkekle, burada, paris'te, gecenin bir yarısında, bu sokak kafesinde konuşurken gösterdiği rahatlığın derecesi çarpıcıydı, hem de yüzünde sanki nadir rastlanan böcek türlerinden söz ediyorlarmış gibi bir ifadeyle.

oynak işçi kızlar, genç erkekler, gece kafeleri ve aşk maceraları onun için gerçekten de bu denli nadir rastlanan böcek türleri gibi miydi?

aynı zamanda, "bu varsayım erkeklere olan güvenlerini gölgelemiyordur sanırım, çünkü bir erkek insani olarak etkilenmesinin yanı sıra onlardan kadın... kadın olarak da bir şeyler bekleyebilir, onlar da bunu çok doğal bulurlar. aksi halde gururları incinirdi ve özgüvenleri de artmazdı," diyerek fenya'nın sorusunu yanıtladı max werner.
(...)

fenya, erkeklerin kadınlara "normal bir insan gibi bakma" eylemini gerçekleştirmediğini söylerken*,
max ise bir adamın "normal bir insan gibi bakma"ması kadınları gururlandığını söylemek istiyor.

alınası, okunası bir kitap.
devamını gör...
ben güzel bir kitap okudum ve hakkında konuşmadan edemeyeceğim.  önce kitabın yazarından bahsetmek istiyorum.

lou andreas salome 1861 yılında rusya’da doğdu. bir rus generalinin kızı olarak çok başına buyruk büyüdüğü söylenir. zürih’te üniversite eğitimini felsefe ve psikiyatri alanında almıştır. kendisi genelde nietzsche’nin evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinir. "feminist’’ olarak tanımlanmasa da özgürlükçü düşünceleriyle dönem kadınlarına ilham olmuştur.


kadınların özgürlüğünü savunan bu kadının da nietzsche  ,rilke, freud gibi insanların hayran olduğu kadın, evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinmesi de bana göre ironiktir. bu yüzden de biraz şu aşk hayatına da değinip kitap hakkındaki düşüncelerime geçmek isterim.


üniversite eğitiminden sonra roma’ya giden salome orda paul reeile tanışır. ree’nin evlenme teklifini reddeder. ree’ye evlenmek yerine dostluklarının devam etmesini ve bir komün kurmak istediğini söyler. ree de arkadaşı nietzsche’yi de bu komüne davet eder ve üçlü bir komün kurmaya çalışır. nietzsche’nin  salomé’ye hitaben, “hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz” diyecek kadar âşık olduğu söylenir. ona evlenme teklifi eder ancak salome kabul etmez. nietzsche ile yalnız yaşadığı bir dönemde tekrardan evlilik teklifi eder ama salome yine kabul etmez.  aşk ve cinselliğin olmadığı bu birliktelik kısa sürer ve salome ree ile birlikte nietzsche’den ayrılarak başka bir şehre yerleşir. ree ile de birlikteliği uzun sürmez ve ikilinin yolları ayrılır. zamanına göre bir hayli özgür ruh olan salomé’ye göre, “evlilik ve sadakat sevginin ancak azılı bir katili olabilir”.  nietzsche’ye acılar çektiren ve çok da ilham veren bu tek taraflı aşk hikâyesi, ırvin d. yalom’un “nietzsche ağladığında” ve lance olsen’in “nietzsche'nin öpücükleri ” adlı romanlarına konu olur. salome  nietzsche'nin kadınlardan nefret etmesinin sebebi olarak gösterilir.



daha sonra kendisi ile evlenmezse intihar edeceğini söyleyen bir akademisyen ile 1930’a kadar evli kalır. ama evliliği yalnızca kağıt üzerindedir. salome eşinin de bildiği başka ilişkiler yaşar. kendisinden 15 yaş küçük 21 yaşındaki ünlü alman şair rainer maria rilke ile ilk cinsel deneyimini yaşar ve sonra da 1937’de ölümüne kadar özgür cinselliği sonuna kadar tecrübe eder. rilke ona o kadar aşık olacaktır ki, “senin sınırlarına tozlu halde gelen güneş ışını ruhunun parlak dalgasında bin kat berraklaşıyor. dünyayı senden görmek istiyorum benim berrak kaynağım çünkü o zaman sadece seni, seni, seni görüyorum” der. salome ise rilke’den ‘’tek gerçekliğim’’ diye bahseder.



rilke ve salome arasındaki ilişki üç yıl sürer ve ardından mektuplardan da anlaşılacağı üzere rilke’nin ölümüne kadar sürecek bir dostluğa dönüşür. 1937 yılında freud, salome’nin rilke ile olan ilişkisinden şöyle bahseder: “o, büyük şairin hem ilham perisi hem de özenli bir annesiydi.“ salome 50 yaşında freud ile tanışır. bu tanışıklık 25 yıl boyunca süren mektuplaşmalarla devam eder ve freud salome’nin zekasına ve düşüncelerine hayran kalır.



o dönemde yaşayan bir kadın olarak hepimizin bildiği bir çoğumuzun hayranlık duyduğu insanları kendine aşık etmiş. peki neydi ki salome’de bulunan bu özel şey? işte bunu anlamak bence biraz güç.

gelelim kitabımıza*
feniçka kitabında salome’nin kendi hayatından bir kesit anlattığı söyleniyor.  kitabın genel hatlarına bakacak olursak eğer baş karakterimiz feniçka ile bir psikolog olan max werner arasındaki dostluk anlatılıyor. alanında çalışmalarını insanların içinde yapmak isteyen werner feniçka ile tanışıyor. üniversite mezunu, özgürlükçü bir kadın olan fenya (ona kısaca böyle hitap ediyorlar) elbette ki weber’in ilgisini çekiyor.  ikili almanya’da sonra rusya’da karşılaşıyor fenya weber’in kadınlara karşı bakışını değiştiriyor, kendisine hayran bırakıyor. ikilinin karşılıklı diyalogları ve bunların üzerine werner’in düşüncelerini okuyoruz.  kadını yalnızca kendilerine ait bir eşya gibi gören adamların, tek vasıflarının evlenmek çocuk doğurmak olduğu kadınların dünyasında bu kadar özgürlükçü bir kadınla herkes gibi düşünen bir erkeğin dostlukları var aslında.
kitapta salome’nin neden evlenme teklifini de reddettiğini görebiliriz. hatta bunu şu alıntı ile desteklemek isterim;


"söylesene, sizlerden biri bunu ister miydi acaba, bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sa dece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! hayır! bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! belki sadece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. nereden bileyim? belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. aşk ve evlilik aynı şey değil zaten." (syf.57)


kitabı beğendim ama dönem şartları düşünüldüğünde. bana kalırsa olaylar, karakterlerin fikirleri vs çok üstünkörü geçilmişti. daha derinlik beklerdim. günümüz şartlarında fenya çok da abartılacak düşüncelere sahip olmayan belki de bir çok kadın gibi düşünen bir kadın. çoğumuz özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, kendi ayaklarımız üzerinde durmak için mücadele ediyoruz. her ne kadar ‘’feminist’’ bir kitap olarak geçse de bence  feminizmin ne olduğunu yalnızca kulaktan dolma bilgilerle bilenler için öyle bir kitap. o yüzden dönem şartlarında belki buna daha yakınken günümüzde bu kitabı feminist olarak değerlendiremem. okurken de buna dikkat ederek okunmalı diye düşünüyorum.  fenya benim için bana çok şey katmayan ama bazı katıldığım düşünceleri olan aynı zamanda bana toplumumuzda yaşanan şeylerin onca yıl önce medeni saydığımız toplumlarda da yaşandığını gösteren bir kitap oldu. son olarak bir alıntı ile bitirmek istiyorum


“fakat bizim için durum çok farklı. bunu biz de hissediyoruz belki, -sizlerden çok daha hassas ve ürkek biçimde de olsa-; fakat biz kadınlar, gizliliğe ihtiyacımız olduğuna inandığımız için korkaklığın üstümüze düşen hayalini de hissediyoruz. böyle bir gizliliğin nedeni hassasiyet değil, diğer insanlara karşı duyulan korkuymuş gibi görünüyor; böylece, açık davranmamız halinde tüm hayat görüşleriyle bizi lanetleyecek olan insanların bizi sayması ve onurlandırması durumunda da aşağılanmış oluyoruz." (syf.37)


 

ince bir kitap olması açısından, salome’yi tanımak için okunacak bir kitap. keyifli okumalar diliyorum..

ek not: ben iş bankası kültür yayınlarının çıkardığı modern klasikler dizisinden okudum bu kitabı.
devamını gör...
ben bu kitaba bayıldım. tekrar okudum tekrar bayıldım. mükemmel bir kitap. başkası okur belki o kadar beğenmez bilmiyorum ama her sayfada evlilik ve kadın hakkında çok güzel düşünceler var. belki de beni bu kadar etkilemesi aynı endişeleri taşıyor olmam da olabilir, bilemiyorum.
seneler önce yazılmış bir kitapla hala aynı endişeleri yaşıyor olmak biraz üzüyor, tabi.
devamını gör...
gelip kitap hakkında üç beş kelam edeyim dedim ama üstteki entrylerde yazarlar öyle uzun döktürmüşler ki (evet durumum yoktu okuyamadım) ne yazsam eksik kalacak gibi.
üstteki yazarların gerekli her türlü detayı verdiklerine dair varsayımla ben bu entryde yalnız şahsi sığ görüşlerime yer vereyim madem:

öncelikle kitabın adına takıldım. feniçka.
başkarakter olan rus kızımızın tanışırken dikkat edilemeyecek kadar uzun bir adı var. arkadaşları ona kısaca fenya ya da feniçka diyor. muş. feniçka kitabın adı olaraka seçilmiş ama kitap boyunca kızımıza feniçka diye seslenen olmadı. kankası da eniştesi de kim var kim yoksa fenya diyip durdular. e kitabın adını da fenya koyaydınız bari.

takıldığım bir diğer sığ detay max'ın benden de sığ görüşleri. ben avuç içi kadar bir şehirde, avuç içinden daha dar beyin hacmi ve vizyona sahip insanlarla yaşadığım için bazı problemleri buna bağlamışım yıllardır. geri kafalılıkları, kadınların ikinci sınıf insan muamelesi görmesini, okuyan araba sürenlerin vs. kötü kadın muamelesi görmesini bize has zannediyorum hep. yabancı eserlerde de karşıma çıkınca gereğinden fazla şaşırıyorum. cahilliğin, vizyonsuz köpek olmanın ırkı milleti yok demek. nays.

öte yandan koca kadınların (ben de dahil) bazı ilgileri, sevgileri, hevesleri, arkadaşları, ilişkileri saklamak zorunda kalması gerçekten kırıcı. her kadın ve tabii ki her insan sevgisini, nefretini, her duygusunu aleni bir şekilde yaşayabilmeli. seviyorsak herkesin içinde sarılabilmeli, öpebilmeliyiz.
büyük şehirlerde yaşayanlar çok şanslı anacım, ben karşı cinsten arkadaşlarımla aramda sosyal mesafe olmadan yolda yürüyemiyorum. :(

ay bi de ev sahibi sana noluyo ya? bak işine.
devamını gör...
iş bankası kültür yayınlarının modern klasikler dizisinden okudum bu kitabı. 70 sayfalık dolu dolu bir hikaye. ilişkide kadın ve erkek düşünceleri üzerine güzel tespitler içeriyor.
edebiyatta erkek yazar tarafından yazılmış kadın karakterleri çok fazla görüyoruz. bunun tam tersi, bir kadın yazar tarafından yazılmış erkek karakter görmek beni memnun etti, beklentilerimi karşıladı diyebilirim. kadın karakteri sürekli sokulduğu klasik kalıpların dışında, erkek karakteri de edebiyatta hiçbir zaman sokulmadığı dümdüz, ortalama bir erkek olarak görüyoruz. sadece bu bile kitabın değerini çokça artırıyor gözümde.
karakterlere gelirsek, feniçka'yı hayatında özgürlüğü için savaş vermemiş kimse anlayamaz bence. öte yandan türkiye şartlarında bir şeyler başarmaya çalışmış hemen her kadının rahatça anlayabileceği, kendini bulabileceği bir karakter.
max werner'in dümdüz bir "privileged white man" olması hikayeyi çok daha gerçekçi kılmış. kadınlarla ilgili uyduruk çözümlemeleri, yerli yersiz öfkelenmesi... tipik bir erkek yani o kadar güzel anlatmış ki yazar. daha önce de dediğim gibi, edebiyatta erkek karakterleri mükemmelize edilmiş görmeye o kadar alışmışız ki normal bir erkek karakter bizi şaşırtıyor.
çok beğendim bu kitabı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim