five feet apart

internette çokça karşıma çıkan bir filmdi o yüzden izlemek istedim. çok etkilendiğim bir film oldu. aynı bulaşıcı hastalığa sahip iki genç ve bu hastalığı birbirine bulaşmaktırmaktan korkan iki genç. ikisi de birbirini seviyor ama birbirlerinden 6 adım yakına gelemiyorlar uzaktan seviyorlar birbirlerini sonu hiç beklemediğim bir şekilde bitti hüzünlü ama etkileyiciydi.

kistik fibrozis hastalığına sahip genç 3 kişinin ön planda olduğu sevgili yazar sillage'ın #476064 entrysinde görüp merakımdan hızlıca izlediğim film.



bu filmde ben duygusuzum diyen insan bile duygusallaşır.
bu nasıl tatlı bir aşk, sevgi ve tabi ki fedakarlık...

zamanın kıymetini anlatan filmlerden birisi de bu. aldığımız her nefes için şükretmemiz gerektiğini o kadar güzel vurguluyor ki..

genel kültür anlamında da katkı sağlayacağını düşündüğüm bu filmi kesinlikle izlemelisiniz.

romantik ve dramatik bir amerikan filmi. baş rollerde cole sprouse ve haley lu richardson oynuyor. filmin konusu kistik fibroz hastalığından muzdarip iki genci konu alıyor. kalıtsal bir hastalık olan kistik fibroz vücuttaki birçok iç organı etkilemekle beraber bu hastalığa sahip iki insanın birbiriyle yakın temas halinde olmasını da engelliyor. hastanede tanışan çiftimiz bir süre birbirlerine karşı koysalar da aşka galip gelemiyorlar. ancak aralarındaki bu engel onların birbirlerine dokunmasına, öpüşmesine ve cinsel birlikteliklerinin önünde koca bir duvar gibi duruyor.
filmi izlediğinizde sevdiğinize rahatça sarılıp onu öpebilmenin, yanınızda öylece yatabilmesinin, en önemlisi de şu pandemi günlerinde olduğumuz gibi insanca nefes almanın önemini anlıyorsunuz.
vaktiniz varsa o kişiye sarılın hatta bol bol öpün. başka bir hayatınız yok çünkü.

daha dün izledim açıkçası hâlâ etkisindeyim.. ne desem duygularımı ifade etmeye az kalır bir tek ben mi bu kadar etkilendim acaba? neyse; izlemenizi çok çok öneriyorum.

aslında gün içinde hiçbirimizin farkında bile olmadığı bir yere çekiyor dikkatleri. ben dahil birçoğumuz sevgisini dokunarak belli ediyor. ben sevdiğim insana dokunmadan yapamam. sürekli bir temas halindeyimdir. ama eğer ya sevdiğim insana dokunamasaydım. ya sevdiğiniz insana dokunamasaydınız. film de tamamen bunun üzerinde duruyor. birbirini seven iki gencin hastalıkları dolayısıyla birbirlerine 6 adımdan fazla yaklaşamamasını çok güzel anlatmış bence. benim oldukça etkilendiğim ve beğendiğim bir film. izlemenizi de kesinlikle tavsiye ederim.

hem filmini hem kitabını okudum hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biriydi bu konuyla ilgili sıkılmadan bir ay falan konuşabilirim çünkü oradaki stella karakteri claire wineland adında bir youtuber dan esinlenilmiş kız 2018 yılında organ naklinden sonra öldü ve youtube de onlarca video su var ben o videoları izledikten sonra filmden daha çok etkilenmiştim

aynı hastalığa sahip iki gencin hastanede karşılaşıp birbine aşık olmasıyla başlıyor. fakat hastalıkları sebebi ile onların birbirine dokunmaları hatta dört adımdan fazla yaklaşmaları onlar için ölümcül bir tehlike. sizi derinden etkileyecek bir aşk hikayesi beklemeden sadece zaman geçirmek için izleyebileceğiniz bir film. çok güzel değil fakat ortalama

senaryosu çok iyi olmasa da sırıtmayan film. güzel film olsa da sanat ve kült filmleri sevenler için çekilecek çile değil elbet. oyunculuklarda, cut'larda, sinematogrofide, yönetmenlikte sıkıntı yok bunun dışında. felsefesi de iyi. izleyin bu filmi iyidir. sandığınızın aksine, -çok karmaşık değilse bu bozukluk- psikolojinizi düzeltecektir bozmaktan çok.

şahsen beni ağlatamasa da gözlerimi doldurur gibi olmuştur.

onlar değil de filmdeki erkek ana karakter ne yakışıklı bir şeydi öyle yawww.*

izlediğimde 16 yaşımdaydım aradan 2 yıl geçti o zaman ağladım ama şimdi mantıksız gelen çok yer oldu bulunduğun dönemde ki ergenlik+ düşünce yapına bağlı değişir gibi .

duygusu olmayan taş insanın bile izlediğinde salya sümük ağlayacağı bir filmdir. aynı yıldızın altında benzeri bir filmdir.

bilgisayara bağlı, kistik fibrozis, stella ile will in 5 adıma rağmen kurdukları o güzel bağı konu alıyor. ah will beni çok aglatmistin namussuz. çok yakışıklı bir genc aynı zamanda will. aşk aralarindaki mesafeye ve hastalığa engel değildi sanki. birbirlerinden farklı ancak ikisi de ölümcül hastalıklara sahip olan bu iki genç birbirlerine aşık olur. mesafeye rağmen.. aralarındaki mesafe bir bilardo ıstakası kadar olmalıdır, yani yaklaşık 1,5 metre.. ama sevgi tüm engelleri aşıyor.

filmin en güzel repliği ise; o benim en yakın arkadaşımdı ve ona bir kez bile sarilamamistim.

izleyin..

ağlatmadı ama güzeldi. cole un oyunculuğu iyiydi o çene titremeleri kendini sıkmalar falan ,kız çok abartı oynuyodu ama neyse genel olarak iyi. ayrıca aynı yıldızın altında filmine de bin basar. eyyorlamam bu kadar. izlenebilir zaman kaybı olmaz. ama duygusal boşluktaysanız izlemeyin dokunmanın önemini anlatıyo sonuçta. izledikten sonra zortlarsınız çünkü

nefes almak için havaya ne kadar ihtiyaç duyuyorsak, sevdiğimizin dokunuşuna da ihtiyaç duyarız.

kalpleri birbirleri için atan 2 temassız genç,

kistik fibroz hastası olan stella, hayatının büyük bir bölümünü hastane odasında geçirmiştir. öyle ki odayı evi haline getirmiştir. hayata olumlu tarafından bakan stella hastalığını çaresizlik olarak görmez ve tedavi olabilmek için her şeyi yapar. tek beklediği ise kendisiyle uyumlu bir karaciğerdir. sosyal medyayı aktif kullanan stella, hesabından hastalığı hakkında bilgilendirici videolar paylaşmaktadır.
will, stella ile aynı hastalığa sahip bir genç, hastalığı dolayısıyla hayattan soğumuş ve her an ölmeyi bekler. ta ki stella ile tanışana kadar...
düzen takıntısı olan stella, her şeyin düzgün olmasını ister. will ile tanıştığında önceleri onu pek hoş karşılamasa da sonraları sevmeye başlar.
will'in ilaçlarını aksattığını öğrenen stella onu yakından takip eder ve her şeyin düzgün ilerlemesini ister. stella'nın dediklerini harfi harfine uyan will bu süre zarfında stella'ya ısınır.* kistik fibroz hastalığının getirdiği bir kural ise aynı hastalığı taşıyan kişiler birbirlerine 4 adımdan fazla yaklaşamazlar. birbirlerine dokunamaz, sarılamaz. . .
seviyorken dokunabilmenin ne kadar önemli olduğunu açığa vuran film, bize birçok ders de verir. her saniye bizim için çok kıymetli o yüzden hep bunun bilincinde olarak yaşayalım. . .

son yıllarda hastalık üzerinden senaryolaştırılan romantik filmleri izledikçe keşke bu furya “love story (1970)” ile başladığı gibi bitseydi diyorum. bence bu türün en gerçekçi ve güzel filmi 2009 yapımı “stricken” filmidir, ilgisi olanlara tavsiye ederim.
filme yorumuma gelirsem, oyunculuklar yetersiz ayrıca başrol oyuncular arasında oluşturulmaya çalışılan bağ pek hissedilmiyor. bolca sıradanlanlığın bulunduğu basit bir film. filmin tek ilgi çekiciliği, genetik bir hastalık olan kistik fibrozisi konu etmeleri olabilir.

birazcık bile duygusal biriyseniz yanınıza mendil alıp izlemenizi önerdiğim, sırf cole oynuyor diye izlediğim fakat çok etkilendiğim dram-romantik sayılabilecek güzel bir film. bence izlenmeli, ufak gördüğümüz bazı şeylerin değerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. izledikten sonra annemle babama uzun uzun sarılmıştım.

o kadar güzeldi ki.. ağlamaktan kendime gelememiştim. kendimden o kadar çok parçalar bulmuştum o kadar çok çocukluğumu izler gibi hissetmiştim ki tekrar izlemeye çekindiğim mükemmel bir film. bazen stella nın ameliyata girdiğinde will in onun için ameliyathanenin tavanına yapıştırdığı resmi gördüğü anı açıp açıp izliyorum. çok güzel çok özel