1.
thomas edison tarafından geliştirilen ses kayıt cihazı. fonograf, yapı bakımından silindirin iki yüzünde helezon şeklinde girintili çıkıntılı oyuklar bulunan ve özel bir iğne tarafından oyuklarda volta atılması ile oluşan titreşimin tekrardan silindire iletilmesiyle ses çıkarmaktadır.
devamını gör...
2.
edison'un, telgraf üzerinden gelen mesajların kaybolmasını önlemek amacıyla geliştirdiği bir tür ses kayıt cihazıdır. ve bu cihaz, iletişim amacıyla da kullanılmış.
açıkçası, çin'de bir çinlinin başına gelenler kitabını okurken adını duyduğum -ya da adı daha çok dikkatimi çeken- bu cihazın, gerçekten de bir dönem için iletişim aracı olarak kullanılan bir cihaz olduğunu hiç düşünmemiştim. verne'nin hayal gücünden çıkmış bir cihaz olduğunu düşünmüştüm sadece. adını bir telgraf vs. kadar çok duymamamız şaşırtıcı geldi. ya da belki de sadece ben duymamış da olabilirim.
anladığım kadarıyla, önce bir fonograftan sesini kaydediyorsun. sesini kaydettiğin şeye kitapta* kağıt denmiş. kafamda, film şeridi gibi bir şey canlandı daha çok. sonra bu kaydı, zarfla karşı tarafa gönderiyorsun. alıcı da bu kağıdı kendi fonografına yerleştirip dinliyor.
zarfın içinde fonografa yerleştirildiğinde insan sesini taklit eden eğik çizgilerin bulunduğu o kağıtlardan biri vardı. kağıt, bir mekanizmanın çevirmeye başladığı fonografın rulosuna takıldı ve le-u kulağını yaklaştırarak bilindik sesi işitti.
le-u, nişanlısından aldığı bu fonograf kayıtlarını baya şiirsel anlatıp ''bu alet sanki o yanımdaymış gibi bana konuşuyordu!'' falan diye düşününce, hayalimde baya günümüz whatsapp ses kayıtları falan gibi canlandı olay şahsen. sonra edison'un deneme kaydını dinleyince hayalime güldüm baya. kız kardeşim le-u'nunki de aşk işte.
edison'nun fonograf denemesi:
açıkçası, çin'de bir çinlinin başına gelenler kitabını okurken adını duyduğum -ya da adı daha çok dikkatimi çeken- bu cihazın, gerçekten de bir dönem için iletişim aracı olarak kullanılan bir cihaz olduğunu hiç düşünmemiştim. verne'nin hayal gücünden çıkmış bir cihaz olduğunu düşünmüştüm sadece. adını bir telgraf vs. kadar çok duymamamız şaşırtıcı geldi. ya da belki de sadece ben duymamış da olabilirim.
anladığım kadarıyla, önce bir fonograftan sesini kaydediyorsun. sesini kaydettiğin şeye kitapta* kağıt denmiş. kafamda, film şeridi gibi bir şey canlandı daha çok. sonra bu kaydı, zarfla karşı tarafa gönderiyorsun. alıcı da bu kağıdı kendi fonografına yerleştirip dinliyor.
zarfın içinde fonografa yerleştirildiğinde insan sesini taklit eden eğik çizgilerin bulunduğu o kağıtlardan biri vardı. kağıt, bir mekanizmanın çevirmeye başladığı fonografın rulosuna takıldı ve le-u kulağını yaklaştırarak bilindik sesi işitti.
le-u, nişanlısından aldığı bu fonograf kayıtlarını baya şiirsel anlatıp ''bu alet sanki o yanımdaymış gibi bana konuşuyordu!'' falan diye düşününce, hayalimde baya günümüz whatsapp ses kayıtları falan gibi canlandı olay şahsen. sonra edison'un deneme kaydını dinleyince hayalime güldüm baya. kız kardeşim le-u'nunki de aşk işte.
edison'nun fonograf denemesi:
devamını gör...
3.
telgrafın tellerine kuşlar mı konar türküsünü dinledikten sonra aklına gelmiş bu fikir edizhunun.
devamını gör...