for the love of art and the making
başlık "dahlvier" tarafından 04.05.2022 19:32 tarihinde açılmıştır.
1.
beyond twilight isimli danimarkalı progressive metal grubunun 3. ve son stüdyo albümüdür. 2006 senesinde çıkmıştır. çok kısa sürede yazılmış olmasına rağmen metal müzikte görebileceğiniz en özgün ve iyi albümlerden biridir. 43 tane kısa ve çok kısa parçadan oluşur. grubun beyni efsane adam finn zierler'a göre 3 tane de gizli bölüm varmış albümde. bunlar herhalde "shuffle" modunda dinlerken yakalanabilir, bilemedim. (albümü öyle dinlemeyi sevmiyorum.)
batı klasik müziği dominantlığında giden albüm, akla hayale gelmesi zor birçok müzikal yaklaşımla süslenmiştir. gerçek bir çılgınlık ve dahilik eseridir. benim de dahil olduğum bir azınlık böyle düşünmektedir en azından. değeri belki de çok sonra anlaşılacaktır, belki de ben abartıyorumdur. neticede bunun kararını vermek bana düşmez azizim, leydim.
dediğim gibi, ben bu albümü lineer olarak dinlemeyi tercih ediyorum. başından sonuna kadar birçok şaşırtmaca, sürpriz vs. olsa da, müthiş bir bütünlük de arz etmesi albümün alametifarikası bence. yani buradaki "mastermind" finn zierler olsa da albüme enstrümantalistliğiyle katkıda bulunan her eleman süper bir iş çıkartmış diyebilirim. mesela ritim gitarları (riff'leri) asla öyle bir symphony x'inkiler kadar akıl kaçırtmasa da cidden müzikle harika uyumlanmış. gitar soloları ise adeta mest ediyor.
yani mesela zierler, kompoze ettiği bazı yerleri tersten yazmış ve müzisyenlerde böyle çalmışlar. işin güzel tarafıysa, bu gibi deneysel yaklaşımlar cidden de hiç göstermelik gibi gelmiyor kulağa.
albümün şarkı sözlerini de seviyorum ben; müziğe gayet gitmiş diyebilirim albümdeki lyric'ler.
bana göre beyond twilight'ın 3 albümü de birbirinden güzel olsa da benim favori albümüm bu. the devil's hall of fame, galiba çoğu kişinin favorisi. hatta section x de bu albümden daha fazla beğeniliyor sanırım. kuvvetle muhtemelen bir azınlığı temsil ediyorum burada ama cidden de benim en sevdiğim bt albümü bu. finn zierler ne düşünüyor bu konuda acaba diye düşünsem de bunu herhalde bilemeyeceğiz. neyse, çok da önemli değil sonuçta. onun bu konudaki görüşü benim bu yargımı etkilemezdi/değiştirmezdi.
batı klasik müziği dominantlığında giden albüm, akla hayale gelmesi zor birçok müzikal yaklaşımla süslenmiştir. gerçek bir çılgınlık ve dahilik eseridir. benim de dahil olduğum bir azınlık böyle düşünmektedir en azından. değeri belki de çok sonra anlaşılacaktır, belki de ben abartıyorumdur. neticede bunun kararını vermek bana düşmez azizim, leydim.
dediğim gibi, ben bu albümü lineer olarak dinlemeyi tercih ediyorum. başından sonuna kadar birçok şaşırtmaca, sürpriz vs. olsa da, müthiş bir bütünlük de arz etmesi albümün alametifarikası bence. yani buradaki "mastermind" finn zierler olsa da albüme enstrümantalistliğiyle katkıda bulunan her eleman süper bir iş çıkartmış diyebilirim. mesela ritim gitarları (riff'leri) asla öyle bir symphony x'inkiler kadar akıl kaçırtmasa da cidden müzikle harika uyumlanmış. gitar soloları ise adeta mest ediyor.
yani mesela zierler, kompoze ettiği bazı yerleri tersten yazmış ve müzisyenlerde böyle çalmışlar. işin güzel tarafıysa, bu gibi deneysel yaklaşımlar cidden de hiç göstermelik gibi gelmiyor kulağa.
albümün şarkı sözlerini de seviyorum ben; müziğe gayet gitmiş diyebilirim albümdeki lyric'ler.
bana göre beyond twilight'ın 3 albümü de birbirinden güzel olsa da benim favori albümüm bu. the devil's hall of fame, galiba çoğu kişinin favorisi. hatta section x de bu albümden daha fazla beğeniliyor sanırım. kuvvetle muhtemelen bir azınlığı temsil ediyorum burada ama cidden de benim en sevdiğim bt albümü bu. finn zierler ne düşünüyor bu konuda acaba diye düşünsem de bunu herhalde bilemeyeceğiz. neyse, çok da önemli değil sonuçta. onun bu konudaki görüşü benim bu yargımı etkilemezdi/değiştirmezdi.
devamını gör...
2.
uzak ara en fazla kere dinlediğim albümdür. kaç bin kez dinlemişimdir bilemesem de kesin binlerce...
mesela 2024'te şu ana kadar bile en az 100 kere dinlemişimdir. çıktığından itibaren 10.000 veya daha fazla kez dinlemişsem bile bu büyük bir sürpriz olmaz. yani günde 5 kez falan dinlediğim de çok olmuştur. bugün de 2 kere dinledim ve bir kez daha dinleyebilirim.
2006'dan beri mütemadiyen dinliyorum efenim. benim için su gibi (ihtiyaç) olmasa da kahve gibi bir albüm diyebilirim. her daim keyifle dinliyorum, hiç bıkmıyorum ve herhalde bıkmam da.
mesela 2024'te şu ana kadar bile en az 100 kere dinlemişimdir. çıktığından itibaren 10.000 veya daha fazla kez dinlemişsem bile bu büyük bir sürpriz olmaz. yani günde 5 kez falan dinlediğim de çok olmuştur. bugün de 2 kere dinledim ve bir kez daha dinleyebilirim.
2006'dan beri mütemadiyen dinliyorum efenim. benim için su gibi (ihtiyaç) olmasa da kahve gibi bir albüm diyebilirim. her daim keyifle dinliyorum, hiç bıkmıyorum ve herhalde bıkmam da.
devamını gör...