fransa'da lise sonu sınavlarında çıkan felsefe soruları

kaynak
fransa'da lise sonu sınavlarında (baccalauréat) çıkan felsefe soruları sosyal medyada da dikkat çekmiş.

bizde ise iki soru vardır ;

1) sanat nedir?
2)s..ilir mi?

oha ne güzel sorular.
üstteki değil tabii ki onunda bir üstündeki soruları kastediyorum.
filozof halam sağ olsun ben daha ortaokuldayken abuk subuk davrandığım için felsefe kitabı alıp atmıştır önüme.
belki düzelirim dedi herhalde ondan beri kitap fırlatmam kesinlikle insanlara değişim gerektiğini gösteriyor ben de.
yalnız ben kitabı hiç okumadım attığım kitaplarda hiç okunmadı.
bu işte bir yanlışlık var galiba ya.

1. hayır
2. evet
3. hayır
4. evet

kolay sorular.

edit: hoca derseki cevaplarını bir kaç cümleyle açıkla lütfen
1. hocam bunlar entel dantel takımının çıkardığı bir takım uydurmalardır. dertleri de çok matah bir şey yapıyoruz düşüncesidir. yoksa sanat sadece sonuçtur. dünya değiştiğinde, sanat değişir, tersi değil.
2. hocam günümüzde böyledir. nihayetinde devlet meşru güç uygulayan kurumdur. diğer kurumların güç uygulaması meşru değildir. o yüzden adalet güçle sağlanır. bu açıdan devletin gücü meşru ise adaleti sağlamak da ona düşer.
3. özgürlük, negatif ve pozitif özgürlük şeklinde ikiye ayrılır. birincisi, eylemlerde dış baskının olmaması, diğeri ise eyleyenin içinde bulunduğu şartları bilmesidir. bu yüzden şartlarını bilmeden alınan kararlar özgür kararlar olamaz.
4. evet, çünkü hakkın dağılımı güçle olur. bu kaba güç olarak değil bütün etki araçları gibi düşünülebilir. bu yüzden sahip olduğun güç ölçüsünde haklarını savunabilirsin.

hayır.
evet.
hayır.
hayır.

böyle yazıp dersen f alırdım. uzun açıklamalar yoruyor beni. ben nasıl mezun olmuşum hayretler içerisindeyim.

her fırsatta ösym ve yks başlıklarına yazdıklarımı doğrulayan sorular.

biz ezber yaptırıp yaptırıp adam yetiştirmeye çalışırken insanlar sorgulama yeteneğini geliştirip bilim insanı yetiştiriyor.

bizden olmaz.

bir şeyin adil olduğuna devlet karar vermiyor. normalde türk yargısı bağımsız ve hakimler kendi vicdanı ile karar veriyor.

iki insandan hangisi daha adil olabilir, bunun somut bir kriteri varsa bu ne olabilir bunu bilmiyorum.

güzel sorular. ayrıca mona lisa dünyayı değiştirdi.

efsane sorular. bu soruların muhatabı olmak istiyorum.
kendimi kalitesiz ve çaresiz hissediyorum.
geçen gün yazılımcı arkadaşıma muhabbet olsun diye "insansız araçlarda etik kaygılar nasıl aşılacak acaba, arabanın içindekini mi karsidakini mi kurtaracak? kimin daha değerli olduğuna nasıl karar verecek? yeni nesil çok zor kararlar vermek zorunda kalacak diye bir konuşma yaptım. gencecik çocuk. hiç bunları düşünmemiş, üstüne düşünmek de istemedi. birkaç kelime bile söylemedi. baya da zeki biri.
şaşırdım.
gerçekten ülke insanı düşünmüyor, düşünene öcü gözüyle bakıyor. kafa yormuyor,fikir yürütmuyor.
sadece izliyor,sadece.

bakalorya sınavı bizde de vardı bir zamanlar. o zamanların lise mezunları şimdinin mezunlarını bırak akademisyenlerinden bile daha donanımlıydı. şu sorulara bakınca anlaşılıyor. test cevaplamaya alışmış nesil evet hayır deyip geçmiş. bu soruların her birine en az iki paragraf yazıp kabul edilebilir argumanlar sunmanız gerekiyor. bunu yaparken temiz bir el yazısı ve dile hakimiyet de puanlanıyor.

bizde böyle sorular sorsalar millet lise çağında ateist deist agnostik olur.

türkiye'de 1950'lerin ortasına kadar devam eden, sonra kaldırılan "devlet olgunluk sınavı" da benzer (tabi daha hafif) sorularla öğrencinin yüksek öğretime devam edebilecek olgunlukta olup olmadığını belirlermiş.
fransa'daki baccalauréat = bakalorya sınavının amacını şöyle açıklıyorlar: "lise mezunu bir genç fikirlerini düzgün, kendine özgü cümlelerle ve tutarlı bir şekilde açıklayabilecek olgunluğa erişmiş olmalıdır". kısacası sorunun yanıtının doğru ya da yanlış olması değil savunduğu şeyi tutarlı bir şekilde savunması isteniyor. bu sınavı başaranlar üniversiteye girmeye hak kazanıyor. elemanların eğitim sistemlerine güvenişlerine bak.
biz de okuma yazma bilmeyen lise hatta üniversite mezunu üretiyoruz.

ülkemizde olsa, 2. soru sebebi ile o eğitim kurumunun müdürü işten atılıp hakkında kovuşturma açılarak, okul mühürlenirdi. gençlere çok üzülüyorum. hepsi bizim ve bizim bir üst nesilin suçu

düşündüren ,sorgulatan sorular. bir gün işyerindeyken birine ‘düşünsene, koskoca evrendeki minicik bir noktada yaşayan toz zerrecikleriyiz; aslında bir hiçiz’ dediğim için, tğm işyerine kafayı yediğimi söylemiş. işin kötüsü herkes de hemfikir olup yöneticime söyleyip benle dertleşmişti. te allam.

bizim liselerde de organik hoşaf, kıbleyi gösteren seccade, sensörlü duş başlığı üretmeyi öğretsinler. hatta tek öğrettikleri sorgulamamak.

türkiye'de her birinden 5 sene ceza verirler.

öğrencilerin kendi düşüncelerini en azından kağıt üzerinde de olsa ifade etmeleri konusunda güzel sorular.

fransada lise okusaydım şimdi kronik depresyon ile uğraşamama gerek kalmazmış dedirten sorulardır.

özgürlük konusu çok su götürür. burdaki özgürlük sorusuna hayır derim elbette. ama yeni bir soru da eklerim; özgürlüğün tek bir tanımı olabilir mi? çünkü bana göre özgürlük kendi kararlarını alabilme, seçim yapabilmektir. sokaktaki tanımadığım adama göre de başka bir şeydir.

4. soruyu 2. soruyla birleştirip cevap vereyim. eğer haklıysa kişi, haklarını her türlü yolla sonuna kadar savunmak bana göre adildir. peki burda çizgiyi çekip neyin adil olduğuna devlet mi karar vermelidir? evet.

her türlü güzel sorular. bugün bu cevapları verdim, yarın adil olmakla ilgili başka şeyler yazabilirim. adil olmakla ilgili sorular çok iyi, düşünmeye sevk ediyor.

tarikatlerin devlet tarafından yasaklanmasına rağmen toplum tarafından coşturulduğu bir ülkede ya da kürtlerin daha kendi aşiret reislerinden kopamayıp hala ortaçağ zihniyetiyle biz falanca aşiretiz muhabbeti yaptığı bir ortamda siz kalkmış ya bizde niye böyle değil diyorsunuz. bizde bireyin haklarını savunan düşünce yapısının osmanlı'da tartışılmaya başlanmasının üzerinden daha 2 yüzyıl bile geçmedi. boylar halinde binlerce yıl yaşamış , üstüne bir de din etkisiyle daha da özgür irade anlayışından uzaklaşmış dünyanın en eski milletlerinden olduğumuz da düşünülürse şu an yaşadığımız duruma göre durumu yine iyi kotarıyoruz. hiçbir medeni millet özgürlüğünü kolay kazanmamıştır sonuçta. bizimkisi de öyle bir mücadele ve biz şu an o mücadelenin tam ortasındayız. umut veren durum ise alttan gelen nesillerin özgür bireyler olma yönünde kafa yapısına sahip olmaları.