fransız ejiptolog savary'nin türkler hakkındaki tespitleri
başlık "a flash in the pan" tarafından 01.08.2021 04:23 tarihinde açılmıştır.
1.
bugün bile geçerliliğini koruyan tespitlerdir. ilk ejiptolog* olarak kabul edilen ve kur'an'ı fransızcaya tercüme eden oryantalist claude-étienne savary'nin gözlemlerine dayanır.
george sale* kur'an'ının 1850 yılında basılmış edisyonunda savary'nin notlarına rastlıyoruz. the koran: commonly called the alcoran of mohammed; translated into english immediately from the original arabic; explanatory notes, taken from the most commentators. to which is prefixed a preliminary discourse.
"söylenene göre, kureyşliler yahudilerin yönlendirmesiyle yukarıda bahsedilen üç soruyu muhammed'e sorunca, ertesi gün ona gelmelerini istedi ve cevapları ertesi gün söylemeye söz verdi, ama inşallah demedi. bu üç soruyla ilgili ayetler gelmeden önce on günden fazla beklemek zorunda kaldı, böylece kureyşliler muzaffer oldular ve muhammed'i yalancılıkla suçladılar. fakat sonunda cebrail ona cevapları getirdi, cevaplarla birlikte gelecek için bu kadar emin olmaması nasihatini verdi (muhammed, kureyşli-yahudilerden ertesi gün gelmelerini isterken bu süre zarfında kendisine vahiy indirileceğini düşünmüştü)."
"türkler, peygamberlerinin bu kaidesine sıkı bir şekilde uyarlar. asla olumlu cevap vermezler, onlara "gelecek misin? gidecek misin? bu işi tamamlayacak mısın?" diye sorarsanız; her zaman "inşallah" şeklinde cevap verirler."
"...allah'tan başka ilah yoktur, ve muhammed onun peygamberidir. bu sözler, eğer söyleyenin sünnet edilmek gibi bir niyeti yoksa katiyetle türkler önünde söylenmemelidir."
ancak türkler kadar persler de şaraba çok düşkündür; ve eğer onlara, nasıl oluyor da dinleri tarafından kesin biçimde yasaklanmışken şarap içmeye cesaret ettikleri sorulursa; onlar, dinleri sarhoşluğu ve fahişeliği büyük günahlar olarak yasakladığı halde bu günahları işleyen hıristiyanların olduğu gibi, kendilerinde de olduğunu söylerler..."
george sale* kur'an'ının 1850 yılında basılmış edisyonunda savary'nin notlarına rastlıyoruz. the koran: commonly called the alcoran of mohammed; translated into english immediately from the original arabic; explanatory notes, taken from the most commentators. to which is prefixed a preliminary discourse.
"söylenene göre, kureyşliler yahudilerin yönlendirmesiyle yukarıda bahsedilen üç soruyu muhammed'e sorunca, ertesi gün ona gelmelerini istedi ve cevapları ertesi gün söylemeye söz verdi, ama inşallah demedi. bu üç soruyla ilgili ayetler gelmeden önce on günden fazla beklemek zorunda kaldı, böylece kureyşliler muzaffer oldular ve muhammed'i yalancılıkla suçladılar. fakat sonunda cebrail ona cevapları getirdi, cevaplarla birlikte gelecek için bu kadar emin olmaması nasihatini verdi (muhammed, kureyşli-yahudilerden ertesi gün gelmelerini isterken bu süre zarfında kendisine vahiy indirileceğini düşünmüştü)."
"türkler, peygamberlerinin bu kaidesine sıkı bir şekilde uyarlar. asla olumlu cevap vermezler, onlara "gelecek misin? gidecek misin? bu işi tamamlayacak mısın?" diye sorarsanız; her zaman "inşallah" şeklinde cevap verirler."
"...allah'tan başka ilah yoktur, ve muhammed onun peygamberidir. bu sözler, eğer söyleyenin sünnet edilmek gibi bir niyeti yoksa katiyetle türkler önünde söylenmemelidir."
ancak türkler kadar persler de şaraba çok düşkündür; ve eğer onlara, nasıl oluyor da dinleri tarafından kesin biçimde yasaklanmışken şarap içmeye cesaret ettikleri sorulursa; onlar, dinleri sarhoşluğu ve fahişeliği büyük günahlar olarak yasakladığı halde bu günahları işleyen hıristiyanların olduğu gibi, kendilerinde de olduğunu söylerler..."
devamını gör...