galatasaray taraftarı olacaklara tavsiyeler

merak ettiğim bir konu. tecrübeli gs taraftarlarının bu konunun getirisi götürüsü konusundaki görüşlerini öğrenmek isterim.

bir stand up yapan birey sosyal medyada roportajında soyle bahsediyor;
bir mac, kupa veya şampiyonluk kazandığınız zaman fb'linin gözleri dolar mutluluktan ve bunu en iyi tinerci bjk'liler anlar ama bir galatasaraylı'nın gözü dolmaz, onun yerine "ya ne olacağıdı" der diyor.
işte galatasaraylı olmak böyle bir şey.
sürekli kazanmaya alışkın olmak zor, linear bir akışta kalmak diğer duyguları öldürüyor.

özetle; yarın yine belki borçlarımız olacak, sevgilimiz terkedecem, arabamız cizilecek, akbilimiz bozulacak ama olsun galatasaray'ın maçi var diyerek mutlu olabiliyoruz.

kendinizi boşa yormayın. türkiye'den avrupa şampiyonu olmuş bir fitbol kulübü bir daha çıkmayacak. avrupa başarısını hedeflemeyen kulüplerin stadlarını doldurarak cebinizdeki paraya yazık etmeyin. fitbol için birbirinizin kalbini kırmayın.

levent sanayi de boya kaporta ustaları tarafından elden geçmeden gs.'li olunmaz..
illa ki tokmak(çekiç) -fırça olayından nasibini alacak ondan sonra ,gs'li olacak..

allah kabul etsin ,amen...

tavsiye verebilecek bir durum yok. bu muz cumhuriyeti ligde en iyi taraftarlığı onlar yaşıyor.

şu an 3 büyükler arasında ki en büyüğü.
beşiktaşı, tüpçü dedikleri bir adam mahvetti.
fenerbahçe'yi de ali koç diye birisi mahvediyor.

6 rakamına sempati duyabilmek.. ilk tavsiye

özet olarak kuşları hayatınızdan silkin.

şampiyon olduk anonsundan sonra timsah yürüyüşü yapıp sevinmeyin. sonrasında da kamu mallarına zarar vermeyin.

derbi maçında 19 yaş altını sahaya süren kimseleri savunmayın.

hayali 28 şampiyonluk, 5 yıldızlık saçma hesaplar yapmayınız.

zamanında tecilli şike yapıp dünyaya rezil olanlara arka çıkmayın.

başkalarının şampiyonluklarını çanta çanta paralarla çalanları korumayın.

sahanızdan kupa kaldırmalarına izin vermeyin. ışıkları söndürmeyin.

keyfini çıkarın

eleştirel bir zekaya sahip olmasan bile eleştiri nedir öğrenirsin. öyle 30 bin kişiyi stada toplayarak kendi egosunu tatmin etmek için alkışlattıran ama hiçbir bok yapmadan çekip giden ali koç gibi modelleri alkışlamak yerine hemen orada hesap sorup itin gotune sokup sokup çıkartmayı öğrenirsiniz.

aslında mesele ali koç da değil. ben yaşım itibariyle ali şen zamanından beri olanları görüyorum bana göre hep aynı şeyler oluyor. despot biri çıkıyor, kafasına göre kendini kulübün sahibi zannedip asıp kesiyor, sahte düşmanlar, sahte kurgular üretiyor. kendinden başka kim varsa, ne varsa alayına bok, püsürük, çamur ne varsa atıyor kendi yağ gibi sıyrılıyor. ve sırf parası var diye taraftar da , böyle modellerin her dediğini yiyor.

galatasaray şampiyon olur, başarılı olur ya da olmaz ayrı bir mevzu ama böyle tiplemelerden bir tane bile adam kulübün kapısının önünden dahi geçemez. eskaza gelse bile hem yönetim içindeki prensipsel ölümüne eleştiri kültürü, hem de taraftar grupları asla böyle bir yapılanmaya izin vermez.

iki sene üst üste takımı şampiyon yapan nakit 6 milyar euro parası olan ünal aysal'ı bile 3. senenin devre arasında kendi kafasına göre saçma sapan transferler yaptı diye adamı divan kurulunda yerin dibine sokup "paranı da al çektir" diyerek kulüpten kovdular.

eleştiri derken öz eleştiri tabi. kimsede suç aramadan baltayı önce kendine vurarak çözüm aramak yani. yoksa bugün bu ülkede eleştiriden anlaşılan tek şey ona buna çemkirmek.

bir gün yolum serantepe'ye düştü ,gese. maçı varmış, bir baktım lokmacı arabası lokma dağıtıyor, meğer aziz başkan galatasaray'ın ruhuna el fatiha lokması dağıtıyormuş ,bütün baldırı çıplak gese'liler lokma kuyruğunda.
ee ne olacak sanayi taraftarı..

herşeye karşı hazırlıklı olmak.

hic endiselenmeyin. zaten 5 yilda en az 3 kez sampiyon oluyonuz.