gece yatınca gelen bugün de doğru yaşayamadım hissi
başlık "dünyanıneniyibeşbininciyazarı" tarafından 27.02.2021 00:30 tarihinde açılmıştır.
1.
bana her gece geliyor nedense. sanırım o günden çok tüm bir mazi boyunca yaşanan ve yapılanlarla alakalı bu irkiltici duygu. ya da yapilamayanlarla. en iyisi her şeyi unutup uyumaya çalışmak. yoksa gece boyu döner durursunuz.
devamını gör...
2.
niye öyle olurki.. bu doğru,
hep bir eksiklik, hep bir bitmeyen vızıltı..
ince ince alttan oyar insanın içini,
başlığı okuyunca sesli güldüm bu arada *
çok yaşayın.
hep bir eksiklik, hep bir bitmeyen vızıltı..
ince ince alttan oyar insanın içini,
başlığı okuyunca sesli güldüm bu arada *
çok yaşayın.
devamını gör...
3.
benim de yaşadığım histir. bugün de bir halta yaramadım. affet anne..
ha ayrıca; (bkz: yaran başlıklar)
ha ayrıca; (bkz: yaran başlıklar)
devamını gör...
4.
hiç de bile diyeceğim his.
bu gün sokağa çıkma yasağı var.
yemek yaparım, bulaşık yıkarım, yer süpürürüm. biraz sosyoloji çalışırım.
gayet iş yaptım hadi ordan derim o hisse
çekerim eüzü besmele* ve mis gibi uyurum.
bu gün sokağa çıkma yasağı var.
yemek yaparım, bulaşık yıkarım, yer süpürürüm. biraz sosyoloji çalışırım.
gayet iş yaptım hadi ordan derim o hisse
çekerim eüzü besmele* ve mis gibi uyurum.
devamını gör...
5.
en azından yaşadın.
doğru veya yanlış, hayattaydın.
doğru veya yanlış, hayattaydın.
devamını gör...
6.
17 yaşında olmama rağmen her gece gelen histir. ne doğru ne yanlıştır, doğru ve yanlış var mıdır orasını bilemiyorum.sadece birşeyler benim penceremden olması gerektiğini düşündüğüm gibi değildi.
devamını gör...
7.
zamanla geçer diye umuyorum.
zamanla geçer.
zamanla geçer.
devamını gör...
8.
yasadim. evet.
devamını gör...
9.
just exist not more.
devamını gör...
10.
yarın yine deneriz nolcak ki
devamını gör...
11.
hiç geçmesin o his.
iyi ki var, o his olmasaydı yarının bugününden farklı olma ihtimali de olamazdı.
sorgulamak güzel şey.
iyi ki var, o his olmasaydı yarının bugününden farklı olma ihtimali de olamazdı.
sorgulamak güzel şey.
devamını gör...
12.
doğru yaşamak nedir ki? belki de yaşadığımız bugün, birçok güne göre çok daha doğru birçok güne göre ise çok daha yanlıştır. şuanki benliğimize göre daha yanlış, gelecektekine göre ise daha doğru olabilir. tek bir doğru yoktur, doğru subjektiftir.
devamını gör...
13.
ölmeye yakın gelen bu hayatı b.k gibi yaşadım hissi ile kapışır..
devamını gör...
14.
günün büyük bir bölümünü uyuyarak geçirdim ve mutluyum.
devamını gör...
15.
benim için bu hisse neden olan başlıca sorun her günümün birbirine çok benzemesi oluyor. bir günümü diğerlerinden farklı geçirecek herhangi bir şey yapınca daha doğru yaşadığımı hissediyorum. ayrıca sanırım bunun yaşlılık belirtisi olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
16.
günümü yanlış geçirdiğimi değil de eksik geçirdiğimi hissediyorum ben.
doğru işler yapmak için uğraşıyorum ama hayatıma güzel anlamda başka şeyler katabileceğim zaman dilimlerini boşuna harcıyormuşum gibi geliyor. işte hani aslında ne için yaşıyoruz, ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz gibi sorgulamalar geliyor.
insan nisyan ile maluldür ne de olsa.
akışından devam ediyorum.
doğru işler yapmak için uğraşıyorum ama hayatıma güzel anlamda başka şeyler katabileceğim zaman dilimlerini boşuna harcıyormuşum gibi geliyor. işte hani aslında ne için yaşıyoruz, ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz gibi sorgulamalar geliyor.
insan nisyan ile maluldür ne de olsa.
akışından devam ediyorum.
devamını gör...
17.
hayatın bir kullanım kılavuzu olmadığı için gayet olağan bir histir. bunun için yaşıyoruz zaten. her gün bir şey öğreniyoruz, her gün farklı bir şey hissediyoruz. umberto eco'nun da dediği gibi, eğer hayatınızda hiçbir şey değişmiyorsa aptallık olurdu.
kocaman bir dünyanın ortasina atılmış, bir bilgi bombardımanının ortasında, herkesin farklı reçetelerle doğruyu bulduğunu iddia ettiği bir yeryüzünde en doğru kim yaşayabilir ki. hayat çok kısa ve çok hassas. bir eziyet değil.
bazen uyanmakta zorlandığım günler olur. kendime derim ki, tamam yat. madem istediğin burada uyuşuk bir şekilde saatlerce yatmak, madem ki hedefin bu, o zaman bütün zaman senin. hemen uykum kaçar. çünkü hiçbir zaman istediğimin bu olmadığını bilirim. dinlenmek isterim, vazgeçmek değil.
bazen de uyumakta zorlandığım günler olur. onlar bir nebze daha zor geçer. plan yapmaktan, düşünmekten gözüme uyku girmez. geçmişten çok geleceği düşünürüm. yarın neyi farklı yapacağım? mesele budur.
mindset olarak kulağa hoş geliyor belki bütün bunlar. ama kimse ben ne ideal yaşadım, ne kadar da doğru bir gün yaşadım demiyordur. kendi doğrularımız ve sınırlarımız doğrultusunda yaşıyoruz. bunun başarısını ise uykusuz kalıp meşgul olacak başka bir şeyi olmadığı için gevezelik eden bir beyin belirlemiyor. kib.
kocaman bir dünyanın ortasina atılmış, bir bilgi bombardımanının ortasında, herkesin farklı reçetelerle doğruyu bulduğunu iddia ettiği bir yeryüzünde en doğru kim yaşayabilir ki. hayat çok kısa ve çok hassas. bir eziyet değil.
bazen uyanmakta zorlandığım günler olur. kendime derim ki, tamam yat. madem istediğin burada uyuşuk bir şekilde saatlerce yatmak, madem ki hedefin bu, o zaman bütün zaman senin. hemen uykum kaçar. çünkü hiçbir zaman istediğimin bu olmadığını bilirim. dinlenmek isterim, vazgeçmek değil.
bazen de uyumakta zorlandığım günler olur. onlar bir nebze daha zor geçer. plan yapmaktan, düşünmekten gözüme uyku girmez. geçmişten çok geleceği düşünürüm. yarın neyi farklı yapacağım? mesele budur.
mindset olarak kulağa hoş geliyor belki bütün bunlar. ama kimse ben ne ideal yaşadım, ne kadar da doğru bir gün yaşadım demiyordur. kendi doğrularımız ve sınırlarımız doğrultusunda yaşıyoruz. bunun başarısını ise uykusuz kalıp meşgul olacak başka bir şeyi olmadığı için gevezelik eden bir beyin belirlemiyor. kib.
devamını gör...
18.
ve ölene kadar bir gün bile hiç doğru yasayamayacaksiniz da. doğru yaşayan insana 200de 1 falan denk geliyorum.
devamını gör...
19.
yine çok sigara içtim diyorum başka bir şey değil.
devamını gör...
20.
hislerimde pek yanılmam ama bu hiçbir zaman emin olamadığımdır.
nedir mesela bugünü ya da bir günü doğru yapan o an?
ben yine zihnimin metruk odalarında unutmaya koyduğum düşüncelerimin, geç kalmışlıklarımın, erken kalkmışlıklarımın, koşup yakalayamadıklarımın, koşarken fark edemeyip geçtiklerimin, anlayamadıklarımın, çok iyi anladığım için yok saydıklarımın... birbirine sürtünürken çıkardığı gıcırtılarla bölüyorum uykumu. böyle gecelerde bilirim alarmı kurmam gerektiğimi. çünkü böyle gecelerin sabahında olmak istemediğim günlere uyanmak zorunda olduğumdan kendiligimden uyanmış olmamın mümkün olmadığını.
bir uğultu aklımdaki her düşünce. ters giden bir şeyler var belli ki. bedenim olabildiğince hissiz, kalbim ise göğüs kafesime ağır gelmeye başlıyor. çıkardığı sesleri duyabiliyorum dışarıdan. olağanüstü bir şey de yok ha, öylece asalak gibi takılırken internet sitelerinde birden kapılıyorum o gürültüye... dümeni nereye kırarsam kırayım yelkenler dolmuyor rüzgârla. kontrolü kaybettim, sürükleniyorum.
bir bebeğin ilk kalp atışını hayal ediyorum o zaman. kendi kalbimi o metruk odaya atıp, hiç tanımadığım o yeni hayatın hayalini kurmaya başlıyorum.
yine kaçıyorum. olmak istediğim yerde olamadığımdan sanırım. asla olamayacağımdan, olduğum yerde zeminin ayaklarımın altından kayıp gittiğini hissediyorum.
her şey anlamını yitiriyor bazen. layığıyla yapamadığım bütün eylemler gözümde küçülüyor giderek... kendimi aklamaya çalışıyorum. layığıyla sevemediklerim geliyor aklıma ya da haddinden fazla sevdiklerim. rahatım bunlar olurken çünkü çok kalabalık değiller. pek az insanla bağ kurabiliyorum. kördüğüm oluyor bazen, kalbim sıkışıyor...
bir şeyler yolunda gitmiyor. böyle zamanlarda annemi daha seyrek arıyorum. konuşma bitene kadar söylediklerimin yüzde yetmişi yalan oluyor. iyiyim diyorum. iyiyim, her şey yolunda. sonra sıralıyorum yolunda gitmesini istediklerimi. işin tuhaf yanı, bunu annemi üzmemek için mi yapıyorum; yoksa annemden gelecek tepkileri bildiğim ve tahammül edemeyeceğim için kendimi üzmemek için mi emin değilim.
her şeyi ailesi ile paylaşabilen biri olamadım. mermer bir duvar gibi çivi işlemez doğruları var her birinin. öylece dinleyebilen insanlardan değiller. hep öğüt+tavsiye+yargı ile sonuçlanır. bunu istemiyorum. ne yapmam gerektiğini zaten biliyorum, sadece iyi hissetmiyorum. bunu neden anlamıyorlar?
sevdiğin bir insan acı çekerken, sen de bunu en derinden hissederken gidip sarılamıyorsan, birlikte ağlayamıyorsan, buna imkanın olsa bile hakkın yoksa nedir o doğru olan?
böyle zamanlarda ayaklarım hiç ısınmaz. buzdan bir tabuta girer gibi girerim yatağıma aslında uyumak değil bu... uyuşmak...
bugün hiç kimseye yanlış yapmadım kendi beynimi kemirmek dışında. kimseye iyilik de yapmadım. kimseye iyi de gelemedim... çok istedim ama başaramadım.
bugün nasıl yaşadım bilmiyorum ama bu gece kalbim çok yorgun giriyorum yatağa. gözlerimin etrafı yanıyor, hayır uykusuzluktan değil.
layığıyla ağlayamamaktan.
en azından bunu doğru yapsam belki ayaklarım bu kadar üşümeyecek,kalbim de görgüsüzce müziğin sesini açmayacaktı.
ağlamayı bile hak edemediği anlar oluyormuş insanın. bunu tecrübe ediyorum.
bu günlerde bana çok uzak "doğru yaşamak".
seçenekler bu kadar yanlış iken mümkün mü doğru cevabı bulmak?
nedir mesela bugünü ya da bir günü doğru yapan o an?
ben yine zihnimin metruk odalarında unutmaya koyduğum düşüncelerimin, geç kalmışlıklarımın, erken kalkmışlıklarımın, koşup yakalayamadıklarımın, koşarken fark edemeyip geçtiklerimin, anlayamadıklarımın, çok iyi anladığım için yok saydıklarımın... birbirine sürtünürken çıkardığı gıcırtılarla bölüyorum uykumu. böyle gecelerde bilirim alarmı kurmam gerektiğimi. çünkü böyle gecelerin sabahında olmak istemediğim günlere uyanmak zorunda olduğumdan kendiligimden uyanmış olmamın mümkün olmadığını.
bir uğultu aklımdaki her düşünce. ters giden bir şeyler var belli ki. bedenim olabildiğince hissiz, kalbim ise göğüs kafesime ağır gelmeye başlıyor. çıkardığı sesleri duyabiliyorum dışarıdan. olağanüstü bir şey de yok ha, öylece asalak gibi takılırken internet sitelerinde birden kapılıyorum o gürültüye... dümeni nereye kırarsam kırayım yelkenler dolmuyor rüzgârla. kontrolü kaybettim, sürükleniyorum.
bir bebeğin ilk kalp atışını hayal ediyorum o zaman. kendi kalbimi o metruk odaya atıp, hiç tanımadığım o yeni hayatın hayalini kurmaya başlıyorum.
yine kaçıyorum. olmak istediğim yerde olamadığımdan sanırım. asla olamayacağımdan, olduğum yerde zeminin ayaklarımın altından kayıp gittiğini hissediyorum.
her şey anlamını yitiriyor bazen. layığıyla yapamadığım bütün eylemler gözümde küçülüyor giderek... kendimi aklamaya çalışıyorum. layığıyla sevemediklerim geliyor aklıma ya da haddinden fazla sevdiklerim. rahatım bunlar olurken çünkü çok kalabalık değiller. pek az insanla bağ kurabiliyorum. kördüğüm oluyor bazen, kalbim sıkışıyor...
bir şeyler yolunda gitmiyor. böyle zamanlarda annemi daha seyrek arıyorum. konuşma bitene kadar söylediklerimin yüzde yetmişi yalan oluyor. iyiyim diyorum. iyiyim, her şey yolunda. sonra sıralıyorum yolunda gitmesini istediklerimi. işin tuhaf yanı, bunu annemi üzmemek için mi yapıyorum; yoksa annemden gelecek tepkileri bildiğim ve tahammül edemeyeceğim için kendimi üzmemek için mi emin değilim.
her şeyi ailesi ile paylaşabilen biri olamadım. mermer bir duvar gibi çivi işlemez doğruları var her birinin. öylece dinleyebilen insanlardan değiller. hep öğüt+tavsiye+yargı ile sonuçlanır. bunu istemiyorum. ne yapmam gerektiğini zaten biliyorum, sadece iyi hissetmiyorum. bunu neden anlamıyorlar?
sevdiğin bir insan acı çekerken, sen de bunu en derinden hissederken gidip sarılamıyorsan, birlikte ağlayamıyorsan, buna imkanın olsa bile hakkın yoksa nedir o doğru olan?
böyle zamanlarda ayaklarım hiç ısınmaz. buzdan bir tabuta girer gibi girerim yatağıma aslında uyumak değil bu... uyuşmak...
bugün hiç kimseye yanlış yapmadım kendi beynimi kemirmek dışında. kimseye iyilik de yapmadım. kimseye iyi de gelemedim... çok istedim ama başaramadım.
bugün nasıl yaşadım bilmiyorum ama bu gece kalbim çok yorgun giriyorum yatağa. gözlerimin etrafı yanıyor, hayır uykusuzluktan değil.
layığıyla ağlayamamaktan.
en azından bunu doğru yapsam belki ayaklarım bu kadar üşümeyecek,kalbim de görgüsüzce müziğin sesini açmayacaktı.
ağlamayı bile hak edemediği anlar oluyormuş insanın. bunu tecrübe ediyorum.
bu günlerde bana çok uzak "doğru yaşamak".
seçenekler bu kadar yanlış iken mümkün mü doğru cevabı bulmak?
devamını gör...