metin erksan'ın yazıp yönettiği, 1960 çıkışlı yerli suç ve drama filmidir. konusunda, aynı mahallede yaşayan yedi arkadaşın bir araya gelerek, bir çete kurup benzin istasyonu soygunları yapmaları işlenmektedir. film, o dönemin düşünce yapısında şekillendirici bir etkisi olan ''amerikan rüyası''na ve 27 mayıs darbesi öncesi ülkenin sosyo-ekonomik yapısına eleştirel bir gözle bakmaktadır.
yönetmen:
metin erksan
oyuncular:
tolga tiğin
kadir savun
erol taş
suna selen
metin ersoy
yılmaz gruda
suphi kaner
metin erksan
oyuncular:
tolga tiğin
kadir savun
erol taş
suna selen
metin ersoy
yılmaz gruda
suphi kaner
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "mercimek çorbasını protesto eden kellepaçacı" tarafından 11.07.2021 13:46 tarihinde açılmıştır.
1.
türk sinemasında toplumsal gerçekçilik akımının en iyi örneği olan 1960 yapımı metin erksan şaheseri.
kısaca konusuna değinecek olursak;
ait oldukları alt sınıf topluluktan kurtulmak isteyen aynı mahallede yaşayan ve farklı beklentilere sahip 7 arkadaşın ortak arzuları olan paraya ulaşmak için çete kurup giriştikleri benzin istasyonu soygununu anlatan 27 mayıs öncesi dönemde ülkenin sosyo ekonomik durumuna ve amerikan rüyası yaklaşımına bir eleştiri niteliğindedir. hepsinin farklı beklentileri ve hayalleri olmasına rağmen sonu aynıdır. kısa yoldan zengin olmak isteyen gençler, meşhur olmak isteyen müzisyenler, ezilen işçi sınıfları, zengin koca avcıları yıllardır değişmeyen yaralar yani.
film günümüzde bile izlenildiğinde değişen bir şeyin olmadığı hatta daha kötüye gittiğimizi anlamanızı sağlayacaktı kadir savun, erol taş, suphi kaner , metin ersoy , suna selen, hayati hamzaoğlu gibi gerçekten mükemmel sanatçıların rol değil de gerçekten o hayatı yaşadığına inanırsınız.
filmin müziklerine gelince bir yeşilçam filminden beklentilerinizi 5000 katı ile çarpın işte odur. hele son sahne anlatmak ile bitmez benim için yeşilçam'ın en underrated filmidir burada bile bu başlığın bu zaman açılması bunun göstergesidir.
kadir savun oyunculuğu için bu film içinde ayrı bir parantez açmak gerekir.
ödülleri:
en iyi yardımcı erkek oyuncu (türk filmleri yarışması-1961)
en iyi senaryo (türk filmleri yarışması-1961)
kısaca konusuna değinecek olursak;
ait oldukları alt sınıf topluluktan kurtulmak isteyen aynı mahallede yaşayan ve farklı beklentilere sahip 7 arkadaşın ortak arzuları olan paraya ulaşmak için çete kurup giriştikleri benzin istasyonu soygununu anlatan 27 mayıs öncesi dönemde ülkenin sosyo ekonomik durumuna ve amerikan rüyası yaklaşımına bir eleştiri niteliğindedir. hepsinin farklı beklentileri ve hayalleri olmasına rağmen sonu aynıdır. kısa yoldan zengin olmak isteyen gençler, meşhur olmak isteyen müzisyenler, ezilen işçi sınıfları, zengin koca avcıları yıllardır değişmeyen yaralar yani.
film günümüzde bile izlenildiğinde değişen bir şeyin olmadığı hatta daha kötüye gittiğimizi anlamanızı sağlayacaktı kadir savun, erol taş, suphi kaner , metin ersoy , suna selen, hayati hamzaoğlu gibi gerçekten mükemmel sanatçıların rol değil de gerçekten o hayatı yaşadığına inanırsınız.
filmin müziklerine gelince bir yeşilçam filminden beklentilerinizi 5000 katı ile çarpın işte odur. hele son sahne anlatmak ile bitmez benim için yeşilçam'ın en underrated filmidir burada bile bu başlığın bu zaman açılması bunun göstergesidir.
kadir savun oyunculuğu için bu film içinde ayrı bir parantez açmak gerekir.
ödülleri:
en iyi yardımcı erkek oyuncu (türk filmleri yarışması-1961)
en iyi senaryo (türk filmleri yarışması-1961)
devamını gör...
2.
müthiş bir senaryoya ve oyunculuklara sahip metin erksan filmi. 7 adet birtakım hayalleri olan şahsiyetleri anlatır. türk sinemasının şahsımca en önemli ve kaliteli filmlerinden biridir. 27 mayıs öncesi döneminde geçer.
1960'dan bu yana bir tık ilerleyemediğimizi, hatta yurt dışına kaçmanın o zamanlar daha kolay olduğu gibi avantajları göz önüne alırsak kesinlikle daha da geriye gittiğimizi film aracılığıyla barizce görebilirsiniz. hayat harbiden kötüleşme sürecinden başka bir şey değil.
fehmi reisin kendisinin ve çevresindekilerin fukaralığından filmin başından sonuna kadar yakınması, ortalarda başlayan soygun fikrini tetikliyor. hele ki meyhanede tek tek kimsenin tutunamadığını belirttikten sonra bu devrana artık bir son vermek lazım aga kalkışıyla pavyona gitmeleri ve pavyondaki ablayı seyrettikleri sahne artık fehmi reisin canına tak ettiği yerdir. soygun fikrinin temelleri burada atılıyor ve hiç beklenmedik bir anda devreye giriyor. seyirciyi şaşırtma konusunda bayağı bi başarılı. çünkü her ne kadar fehmi'nin bu durumlar canına tak etmiş olsa da ahlaklı bir profil olduğu başından itibaren vurgulanmasa da sezdiriliyordu..
amerika hayaliyle yanıp tutuşan iki gencin başlarda harikaca söylediği şarkı da buydu:
1960'dan bu yana bir tık ilerleyemediğimizi, hatta yurt dışına kaçmanın o zamanlar daha kolay olduğu gibi avantajları göz önüne alırsak kesinlikle daha da geriye gittiğimizi film aracılığıyla barizce görebilirsiniz. hayat harbiden kötüleşme sürecinden başka bir şey değil.
fehmi reisin kendisinin ve çevresindekilerin fukaralığından filmin başından sonuna kadar yakınması, ortalarda başlayan soygun fikrini tetikliyor. hele ki meyhanede tek tek kimsenin tutunamadığını belirttikten sonra bu devrana artık bir son vermek lazım aga kalkışıyla pavyona gitmeleri ve pavyondaki ablayı seyrettikleri sahne artık fehmi reisin canına tak ettiği yerdir. soygun fikrinin temelleri burada atılıyor ve hiç beklenmedik bir anda devreye giriyor. seyirciyi şaşırtma konusunda bayağı bi başarılı. çünkü her ne kadar fehmi'nin bu durumlar canına tak etmiş olsa da ahlaklı bir profil olduğu başından itibaren vurgulanmasa da sezdiriliyordu..
amerika hayaliyle yanıp tutuşan iki gencin başlarda harikaca söylediği şarkı da buydu:
devamını gör...