gecenin ucunda

televizyondan uzak kaldığımız bir dönem. bunun sebebi tüm dizilerin 3 saat boyunca zırvalaması. bir kahramanın başına gelebilecek en absürt olayları döve, döve yaşattırmış olmaları. adam 1 gün içinde hayatının aşkını buluyor, anası ölüyor, şirketi iflas ediyor, ölüyor, diriliyor, zengin oluyor.. bunların hepsi her hafta saçmalıklar zinciri olarak izleyeciye sunuluyor. amaç izleyiciye vay anası dedirttirmek. o kadar alıştırmışlar ki, hiç birine şaşırmıyor oluyoruz.

dün uzandım koltuğa bu dizi açık, boş bir aktiviteye de ihtiyaç var. baktım baktım durdum işte. kız çok güzel, durumu iyi değil anladığım kadarıyla ama bir kombin yapıyor aklınız şaşar. podyum üzerinde yürür gibi aheste aheste savuruyor saçlarını. hemen bir adam o dakkada vuruluyor, takıntı derecesine aşık olma serüvenine başlıyor beyefendi. aman da aman, bir zengin bir zengin bu beyefendi aman allahım, böyle bir şey yok. çok zengin beyefendinin en zengin abisi de istanbul da hiç kız yokmuş gibi bu ahesteli kızımıza tutuluyor. kız da bir idealist maşallah. modu: defolun gidin hayatımdan...

zengin, güzel ve aşırı yetenekli insanların hayatlarına ışık tutuyorlar. bizim izlerken gözlerimiz kamaşıyor.
saplantılı aşık rolüyle sarp levendoğlu'nu izlemeye tahammül edemedim. lise defterinden biliyorum kendisini sanırım yönetmen bir akrabası vardı öyle girmiş bu işe keşke hiç girmeseymiş. oyunculuğunu geçtim sanırım bana antipatik geliyor. tek güzel olan şey tuba ünsal 'ın cuk diye oturan rolü. hanımefendi role kuğu gibi süzülmüş. kendisini ekranda görmek hoşuma gitti.
bir daha bakmayacağım dizi için bayağı bir şey yazdım. galiba murat soner olma yoluna girdim.

annem izliyor. oyunculuklar kötü, senaryo kötü, müzikler bile kötü, çekimde de bi olay göremedim. uzun zamandır bu kadar kötü dizi görmemiştim. oyuncular inanmadan diyalogları ezbere söylüyor gibi. arada iyi olan birkaç kişi varsa da pek belli olmuyor. senaryoyu kadir doğulu yazmış gibi... eşimle kendime bir dizi yazayım dedi herhalde.
bonus: dizide şarlatan rolünde biri var. enerji menerji şifa bir şeyler yapıyor, buna da terapi demişler. aile dizimi gibi bu da patlamasa bari.

konusu karışık, oyuncu seçimleri ise saçma olan star tv dizisidir. dizinin oyuncu kadrosunda neslihan atagül- macide, kocası kadir doğulu - kazım, sarp levendoğlu- ahmet, zuhal olcay- berrin ve tuba ünsal- nermin var.

şöyle yine bir göz gezdirdim diziye. öncesinde zaten haber kanalları çok güzel reklamını yaptı dizinin. neslihan ile kocası kadir doğulu aynı dizide rol alacaklar deyince ben çok üst düzey bir şey bekliyordum. hoş neslihan için olmasa da kadir doğulu'nun doğru düzgün bir oyunculuğu yok. ne üst düzeyi? kendine gel whis!

yine çarpık ilişkiler, aile içi sırlar hadsafhada. bu dizilerdeki zengin ailelerin de zaten başka işi yok. mis gibi evliliği dururken gideyim de erkek kardeşimin aşık olduğu kıza ben de aşık olayım diyen bir kazım karakteri var. kazım nermin'le evli. ailenin 2. göz bebeği ahmet, abim sevdiğim kıza macide'ye aşık oldu ben de bunu takıntı haline getirip önüne taş koyayım diyor. dizinin başrol kızı macide, ailenin içine s*çmadığı gibi ben bu ailenin evine şifacı psikolog olarak yerleşeyim diyor. şifayı anladınız siz* tee allahim hele tuba ünsal'ın oyunculuğu. göz kanatıyor. konu mankeni gibi podyumda yürüyormuşcasına yürüyor hanımefendi. dizideki tek rolü bu. sırtındaki dövmeye bakmaktan diziye odaklanamadım, orası ayrı.

bir de bu tarz dizilerde başrol kızın en yakın arkadaşı vardır. akıl hocası gibi. o görevi de sara karakterine vermişler.

hele bir tekne sahnesi var ki içler acısı. kart zampara kazım, macide'yi takıntılı ahmet'ten uyarmak için tekne gezintisine çıkarıyor. hemen kararını ver şimdi burada diyor. kız ne yapsın hayır dese suyu boylayacak. evet derse titanik yapacaklar*

oyuncu kadrosunu heba etmişler. maksimum 5 bölüm sürer. belki ben bu tanımı yazana kadar adamlar final bölümünü çekip evlere dağılmıştır bile. yapımda ve emeği geçen herkesi kınıyor ve tuba ünsal edasıyla burayı terkediyorum. dur azıcık da kocam beni aldatmıyormuş gibi biraz da şurada yürüyeyim.

ulan dün murat soner video çekip atmış. baktım benim okuduğum kitabın dizisi. video ilerledikçe şaşkınlıktan şaşkınlıklara sürüklendim. herhalde ben başka bir kitap okudum diyorum ama yok baş karakterlerin isimleri de uyuyor. siz siz olun kitapların filmlerini dizilerini izlemeyin. hele hele bu bir türk dizisi ise kaçarak uzaklaşın.

kitabı okuyun. kitabın ana konusu idealist macide'nin zenginlerden tiksinmesi, onların fakir insanlara karşı olan duyarsızlığını mide bulandırıcı bulması, gelir adaletsizliğinden şikayetçi olması ve kendi bir gün zengin olursa tüm insanlara yardım edeceğine yemin etmesi ama zengin olunca eleştirdiği zenginlere dönmesi ve kimseyi umursamaması. fakir bir insanın bile üst sınıf olunca ikiyüzlü birine dönüşmesini, vicdan azabı çekmesine rağmen yine de burjuva vurdumduymazlığına devam etmesi güzel anlatılmış.

kitabın konusu ne güzel dimi. ama siz sakın diziyi izlemeyin. yoksa dersiniz ki bu ne vıttırıvızzık bir kitapmış da dizisi böyle olmuş. peride celal benim için mükemmel olmasa da iyi bir yazardır. yazarlara da kitaplarını böyle harcattıkları için ayrıca kızgınım. bırakın aç kalsın dizi sektörü. nerde bir kitap varsa ekrana taşıma derdindeler. ölmüşler de ağlayanları yok.


bu arada kitabın şu an baskısı yok ve sırf dizisi çekildi diye başka bir sebeple değil var olan kitaplar da aşırı pahalı. kitabı arayanlar da okumak için aramıyor ya. alıp fotoğraf çekip hava atacaklar. püü lanet millet.