1.
babamın mesleğinden ötürü bir çok şehirde yaşadık. sayısız otobüs yolculuğu yaptık. bu uzun otobüs yolculuklarında, uyuyamadığım için gece bitmek bilmezdi. karanlık ve sessizlik ,benim çocuk ruhuma tarifi imkansız bir huzur verirdi. hele yeni bir şehrin içinden geçerken heyecanımı anlatamam.karanlığa gark olmuş şehirde , tek tük ışığı yanan evlere dikkatlice bakar ve içinde ne hikayeler barındırıyor diye düşünürdüm. daha çok o çocuk aklımla, sevginin var olduğu, mutlu ailelerin yaşadığı evler olarak kabul ederdim. hatta şehirin uzadığı yol boyunca bu ışıklı pencerelerde oturan çocukları hayal eder, çok şanslı olduklarını düşünür ve el sallardım. birinde el sallarken babam uyanmış bana dönüp kime el sallıyorsun diye sormuştu. penceredeki çocuğa, babacım dedim. orda çocuk yok, hadi uyu demişti, saçımı okşayıp. o şefkatli elleri hiç saçımdan çeksin istememiştim. babam, yakışıklı babam ahh keşke geri dönebilsem o günlere. burnumun direği sızladı şu an özlemin tarifi yok…hala geceyi çok severim.bana kalan, kendimle kaldığım saatler…bir çok düşünce içinde debelenirken sessizliğin, tarifi imkansız iyileştiriciliği…bu sebeple selam olsun geceye ve aranızda uyku tutmayıp, gecenin tadını çıkaran sizlere…keyfiniz daim olsun, iyileşiniz efendim…sanırım babamı çok özledim.
devamını gör...