georges simenon

belçikalı polisiye roman yazarı (1903-1989).
eserlerini fransızca kaleme almıştır. yazar, 50'ye yakın kurşunkalemini açtırır, romanı onlarla yazarmış.

müthiş kişilik. diyebilirim ki idol. dopdolu bir hayat, sayısız kitap. evet sayısız kitap çünkü değişik bir adamdı simenon. kafasında çevirip durduğu hikaye netleşir netleşmez otururdu ve bir günde, başından hiç kalkmadan yazdığı kitaplar vardır. o yüzden tam olarak kaç kitap yazdı kaçı basıldı bilmek pek mümkün değil. sadece diyebilirim ki 80'in üzerinde kitabı basıldı fransa'da.

türkiye'de de bilinen bir yazardır. öncelikle tipik bir polisiye yazarı kesinlikle değildir. kitaplarında karakterlerinin başına gelenler çoğunlukla toplumsal infiale yol açabilecek şeylerdir. açmazları ruhsal bunalımlarla alakalıdır. örnek verecek olursam bella'nın ölümü kitabında spencer evli, mazbut bir adamdır. sakin, yer yer donuk bir aile yaşantısına sahip saygın biridir. bir gün tesadüfen tanıştığı, görüşmeye başladığı bir kadını arabada istemsizce öldürür. her şey bir anda gelişir. istemeden yaşanan bu talihsizlik sonucunda spencer kendisini boğan donuk yaşantıyı koruyabilmek için suçunu örtmek adına tam bir sessizlik yemini edecektir. bu yemin spencer'ı yavaş yavaş tüketir ve istemsiz işlediği suç kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşür, spencer'ın suçluya dönüşünü okuruz.

bu türden kitapları meşhurdur. breaking bad formülü olarak adlandırıyorum ben bunu. o dizideki formül de simenon'dan alınmıştır. sıradan karakter bir gün bir şeye denk gelir ve her şey kontrolünden çıkar. bu kırılma noktası hayatını tamamen değiştirir ve sıradan bir insanın suçluya dönüşü veya ağır bir sırrı taşımaya çalışmasını okuruz simenon'un kaleminden.

kitaplarındaki ortam daima pusludur. soğuk fransa, belçika sokaklarında veya flaman beldelerinde geçen karanlık hikayeler anlatır. buna ek olarak frankofon dünyada son derece ikonik bir karakter olan komiser maigret'yi de simenon yaratmıştır. sanıyorum buraya kadar ne kadar büyük bir yazar olduğunu anlamışızdır. geliyorum bomba kısma.

maigret, simenon'un olmak istediği kişidir. kararları mantıklıdır, kusursuz bir aile yaşantısı vardır, iridir, güçlüdür ve saygınlığını önemser. simenon ise bunların hemen hemen tam tersidir. bir maceraperesttir. gönül ilişkileri karmaşıktır ve bir şehre ayak bastığı an ilk yaptığı şey o şehrin genelevlerini keşfetmektir. tam bir ''tutkularının esiri'' olan simenon gerçekten renkli bir karakterdir.

istanbul'u ziyaret ettiği bir dönemde tuttuğu günlük basılmıştır. istanbul'da geçen bir öykü de yazmıştır. anılarında zemine açılan deliklerden uzatılan sipsilerle esrar içirilen bir kahvehaneden bahseder. egzotik türk oryantalizminden epey etkilenmiş görürüz simenon'u. velhasıl bana göre insanın karanlık arzularını ortaya çıkaran bir yazardır. simenon'u ne zaman okusam birini öldürmek hissinin neye benzediği üzerine uzun uzun düşünürken bulurum kendimi. her bahar peş peşe üç kitabını okumak gibi bir zevkim vardır.

önerebileceğim kitaplarına gelince. yaşamak hırsı, kirliydi kar, oynayan gölgeler, kaçak ve kanaldaki ev şahane seçimler olacaktır.

polisiye öykü yazari.bu alanda bir efsane olduğu söylenegelir.

tam adı georges joseph christian simenon olan belçikalı yazar olarak tanınır;

1903/ 1989 yılları arasında yaşamıştır.
kitaplarını fransızca yazdığı bilinir iken kendisi polisiye türünde yazmış ve yüzlerce kitap yazmıştır.

döneminin en üretken yazarlarından biri olduğu bilinmektedir.



bazı kitapları

kiralık oda
ormandaki deli
üç kardeştiler
venedik treni