gerçek aşk

gerçek aşk sahip olmadan, çıkar beklentisinde bulunmadan koşulsuz şartsız sevebilmektir bence. hani bazı sözde çok aşık insanlar der ya "onsuz yaşayamam!" diye, işte bu söz benim için tamamen bir palavradır. eğer gerçekten hissedilen duygu aşksa sadece onun varlığıyla yetinebilmek gerekir. tekrar söylüyorum aşk sahip olmak değildir, sevdiğini bir başkasıyla gören gerçek bir aşık eğer sevdiği bir başkasıyla mutluysa onun adına mutlu olmalıdır. "gerekirse dünyanın öbür ucunda bir başkasıyla mutlu ol, ben senin varlığınla yetinirim, mutluluğunu hissederek mutlu olurum." demeli bana göre gerçek bir aşık. velhasır demem o ki gerçek bir aşka sahip bir zat; dokunmadan, sahip olmadan saf ve derin bir sevgiyle sadakatle bağlanmışsa yüreği başka bir yüreğe, karşılık beklemeksizin devam eder saf ve temiz derin duyguları her daim. gerçek aşka sahip olan bir kişi böyledir benim gözümde...

eğer en gerçeğinden bahsediyorsak;
aşık olduğuna herkesin aşık olmasını istemektir gerçek aşk.
diğer aşklar gelir geçer. köprü olurlar belki gerçek aşka.

bitmeyen aşktır galiba.
"sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. bitmeyen tek aşkın, gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu edip cansever öğretti bana." -tomris uyar

gerçek ve lirik bir dostluk.. gerisi yalan fazla kovalamayın.

darbe gördük, savaş gördük, kriz gördük, yangın gördük, virüs gördük ama bir gerçek aşkı göremedik...

gerçek aşk neydi gerçek aşk emekti. yaşama sevinciydi.heyecandı.sebepsiz gülümsemeydi. beklenen sebepsiz gecelerdi. ızdıraptı. sarhoşluktu. ansızın beliren tebessümdü.hayal kurmaktı.aglamakti.gerçek aşk neydi bir nimetti bir destandı.

hep sahip olmak istenen, hep aranan, peşinde koşulan ama bir türlü bulunamayandı.

gerçek aşk paradır bence. o olmayınca hiçbir şey olmuyor koyayım sahte aşklara.

mutlu olabileceğini sanmaktı gerçek aşk. onun mutluluğu için ondan bile vazgeçebilmekti. ve pişman olmaktı. olamadığını görünce. sırf o mutlu olsun diye kendi hayatının içine etmekti. ve yıllar sonra gelecek mutluluğun sinyalleri ile ağlamaktı. sabretmekti. unutmamaktı. ve ne olursa olsun çok sevebilmekti.

-gerçek aşk neydi?
+bilmiyorum.
-inanıyor musun?
+inanıyorum ancak karşılıklı olmalı.
-bekliyor musun?
+"ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendim. sahip olamadıklarımın acısına ayıracak zamanım yok, hayat çok kısa." *

aşk bittiğinde de ben bu adamla yaşlanırım deyip devam etmektir.

gerçek aşk neydi bilmem ama canım cicim aşkım bebeğim demekle gerçek aşkı bulmuş olmuyorsunuz. yada zırt pırt sevgili değiştirince de o sizin gerçek aşkınız olmuyor.
velhasıl ben aşka inanmıyorum ama sevgiye inanırım.

gerçek aşk yoktur.

unuttum öyle bişey mi varmış palavra.

bir yalandı. hain hormonların bireye oynadığı bir oyundu. düşman içerideydi haliyle kapı kilit tutmadı oğul. çalınan çalındı, geriye kaldı bir avuç kül.

cevabı ziyadesiyle edebi olan soru. materyalist cevaplar çok sırıtır.

gerçek aşk yanacağını bile bile ateşe uçan kelebek kanadıydı.

ahanda bu beraber uyanmak

gerçek aşk:

"her bahsi yazmakta koşup duran kalem, aşk bahsine gelince dayanamadı, ortasından yarıldı."

mevlânâ.

bildiğin dut ağacından, tek bir doğru ses çıkarmak için aylarca ugrasacagin muzik aletiydi. neydi.

çok zordur anlatması.
"aşkı anlatmak için ne söylersem söyleyeyim, kendim aşka gelince söylediklerimden utanırım." şeklinde ifade edilir mevlânâ tarafından.

(bkz: 404)