gereksiz romantizm

her boku romantize etme çabaları. yağmur yağdı, romantik cümleler kuralım; çay içiliyor, betimleme yapalım. bunları yapanların bir de susan kadın, bilmem ne yapan kadın diye edebî(!) söylemleri var

dozu kaçırılmadıkça hayatı yaşanılabilir kılar. sıkıcı şeyleri sıkıcı olmaktan çıkartır. dümdüz çayı içerken kendinizi bir film sahnesine gibi hissedersiniz. yağmurda yürürken bir kitabın uzun paragraflarında tanımlanan anda bulursunuz kendinizi. kısacası hayatınızın ana karakteri olursunuz.

hangi gereksiz romantizmden bahsediyoruz burada. romantizmden mi yoksa romantizmden mi veya ikisi de olmayan romantizmden mi?

(bkz: kar romantizmi)

yerinde olmayan romantizm. romantizmi anlamsızlaştırmayın lütfen.

tartışma sırasında beni kanser eden şeydir kendisi. özellikle sübjektif veya bilimsel altyapısı olan konularda kendi kafasındaki güzellemelerin yansıtılmasını aşısı aptalca bulurum. hayatı anlamlı kılıyor ve yaşanılabilir hissettiriyor anlıyorum. ama hiçbirimiz özel değiliz. yaşanan olayların hiçbiri de bize özel değil. bunu da unutmamak lazım.