yazar: ayşe kulin
basım yılı: 2017
ayşe kulin'in sevilen eserlerinden biri olan kitap. hayatın bilinmezliği üzerine yoğunlaşıyor, her an her şeyin olabileceği ve bir anda her şeyin değişebileceği ihtimalinden yola çıkarak bizi bir kurgunun içine alıyor.
basım yılı: 2017
ayşe kulin'in sevilen eserlerinden biri olan kitap. hayatın bilinmezliği üzerine yoğunlaşıyor, her an her şeyin olabileceği ve bir anda her şeyin değişebileceği ihtimalinden yola çıkarak bizi bir kurgunun içine alıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "buse" tarafından 30.03.2021 16:57 tarihinde açılmıştır.
1.
ayşe kulin'in kitabı kitabın arka sayfasında da dediği gibi toplumun bize dayattığı tabuları yıkmaya çalışıyor. ama benim genelde tercih ettiğim türlere benzemediğinden kaynaklı büyük ihtimalle beğenemedim.
#kitap
#kitap
devamını gör...
2.
liseden önce ayşe kulin okumayı çok severdim. 2011'de yayınlanan gizli anların yolcusu çıktıktan kısa bir süre sonra edinmiştim. düz anlatımına rağmen sürükleyici yazabilen nadir yazarlarımızdandır kendisi. bunun sebebinin kendisini güncel tutmak için çaba vermesine bağlıyorum. yazarımızın kurgusu yeterli düzeyde olmasına rağmen anlatımdan kaynaklı bazı kısımları şahaneyken yarıyı geçtikten hemen sonra bu şahane anlatım bozulmaya başlıyor. başta verilen ayrıntı ve diyaloglar sona doğru alelacele ve geçiştirilmek istenircesine kısa kesiliyor. özellikle toplum tarafından çok onaylanmayacak bir konuya sahip olduğu için bahsi geçen durumu bu kitapta daha net anlayabiliyoruz. öncelikle her şeye rağmen böyle bir konuyu cesur bir şekilde kaleme aldığı için kendisini taktir etmekle beraber keyifle okudumu belirtmek istiyorum. 2017 sularında bu kitaba dair verilen tepkiler iki ayrı grubu oluşturuyordu.
sıkı okuyucularının bir kısmı olmaz olsun böyle kitap nidalarıyla sert eleştirilerde bulunmuş olsa da bu fikre katılmayan okucuları da mevcuttu. bu fikre katılmayan okuyucuların empati duygusunun daha gelişmiş olduğunu düşünüyorum çünkü bazı konuları tam olarak kavrayıp eleştiri yapmak için ya konunun içinde olmak ya da bunu anlayabilecek potansiyelde olunması gerekiyor.
kitabın içeriğine dair bir şeyler yazmak çok zor. nasıl yazarsam yazayım kitabın yarısında karşılaşacağımız olaylara dair kilit noktalar verilmeye çok müsait. heves kaçırmak gibi olmaması açısından baştan uyarıyorum. spoiler hassasiyeti olanların okumaya devam etmemesini tavsiye ediciğim.
karakterimiz bir yayın evinin sahibi. başarılı bir iş ve aile hayatı olmasına rağmen başka insanlarla yeni maceralara yelken açtığı sırada adım adım kendisini keşfetmeye başlıyor. yaşı kemale ermiş diyemeyiz ama keşif için enteresan bir yaştadır kendisi. hikayemiz, karakterimizin kızı yaşlarında genç bir yazar adayı olan bora'nın yayın evine yazdığı taslakları bırakmasıyla başlıyor ve ilerleyen süreçteki karşılıklı yakınlaşmalarıyla devam ediyor. ailesi ve sevgilisi tarafından farkedilen bu durum maalesef ki ana karakterimiz ilhamiden ziyade bora'yı etkiliyor. geçmişinde yaşadığı tüm zorluklardan sonra nefes almaya başlamışken acı bir sonla hayata veda ediyor.
başta bahsi geçen eleştirilerin çoğu maalesef ki karakterimizin eşcinsel olmasından kaynaklanıyor. bu bilgiyi kitabın neredeyse yarısına kadar bilmeden ihtiraslı bir üçgenin içerisinde geçen hikayeyi takip ederek öğrendiğimiz için kitaba dair üstü kapalı inceleme yapmak çok zor. ayşe kulin'in -benim açımdan- bu kitapta yakaladığı en dikkat çekici unsur; bora'nın çocukluk döneminde yaşadıklarının sonucunda bu noktaya ulaşırken ilhami'nin ise belli bir yaş ve yaşantıdan sonra farkına vardığını bize anlatması yani sonucu aynı olan durumu iki ayrı şekilde ele almasıdır.
ayşe kulin sevgili okuyucularını düşünerek sonrasında hikayemizin içerisinde bora'nın yazdığı kitabı da (bkz: bora'nın kitabı) ismiyle yayınlıyor. bu kez de olayları bora'nın gözünden görüyoruz. ilk kitapta bora'ya dair bilgiler verilse de yeterli gelmediğini düşünmüştüm. bu açıdan bora'nın kitabıyla beraber eksik kalan yerler de tamamlanmış oluyor.
sıkı okuyucularının bir kısmı olmaz olsun böyle kitap nidalarıyla sert eleştirilerde bulunmuş olsa da bu fikre katılmayan okucuları da mevcuttu. bu fikre katılmayan okuyucuların empati duygusunun daha gelişmiş olduğunu düşünüyorum çünkü bazı konuları tam olarak kavrayıp eleştiri yapmak için ya konunun içinde olmak ya da bunu anlayabilecek potansiyelde olunması gerekiyor.
kitabın içeriğine dair bir şeyler yazmak çok zor. nasıl yazarsam yazayım kitabın yarısında karşılaşacağımız olaylara dair kilit noktalar verilmeye çok müsait. heves kaçırmak gibi olmaması açısından baştan uyarıyorum. spoiler hassasiyeti olanların okumaya devam etmemesini tavsiye ediciğim.
karakterimiz bir yayın evinin sahibi. başarılı bir iş ve aile hayatı olmasına rağmen başka insanlarla yeni maceralara yelken açtığı sırada adım adım kendisini keşfetmeye başlıyor. yaşı kemale ermiş diyemeyiz ama keşif için enteresan bir yaştadır kendisi. hikayemiz, karakterimizin kızı yaşlarında genç bir yazar adayı olan bora'nın yayın evine yazdığı taslakları bırakmasıyla başlıyor ve ilerleyen süreçteki karşılıklı yakınlaşmalarıyla devam ediyor. ailesi ve sevgilisi tarafından farkedilen bu durum maalesef ki ana karakterimiz ilhamiden ziyade bora'yı etkiliyor. geçmişinde yaşadığı tüm zorluklardan sonra nefes almaya başlamışken acı bir sonla hayata veda ediyor.
başta bahsi geçen eleştirilerin çoğu maalesef ki karakterimizin eşcinsel olmasından kaynaklanıyor. bu bilgiyi kitabın neredeyse yarısına kadar bilmeden ihtiraslı bir üçgenin içerisinde geçen hikayeyi takip ederek öğrendiğimiz için kitaba dair üstü kapalı inceleme yapmak çok zor. ayşe kulin'in -benim açımdan- bu kitapta yakaladığı en dikkat çekici unsur; bora'nın çocukluk döneminde yaşadıklarının sonucunda bu noktaya ulaşırken ilhami'nin ise belli bir yaş ve yaşantıdan sonra farkına vardığını bize anlatması yani sonucu aynı olan durumu iki ayrı şekilde ele almasıdır.
ayşe kulin sevgili okuyucularını düşünerek sonrasında hikayemizin içerisinde bora'nın yazdığı kitabı da (bkz: bora'nın kitabı) ismiyle yayınlıyor. bu kez de olayları bora'nın gözünden görüyoruz. ilk kitapta bora'ya dair bilgiler verilse de yeterli gelmediğini düşünmüştüm. bu açıdan bora'nın kitabıyla beraber eksik kalan yerler de tamamlanmış oluyor.
devamını gör...