türk yazar nezihe meriç imzalı eser; 2008 yılında yayınlanmış ve öykü türünde yer almaktadır.

birkaç hafta önce kendisinin başlığına kitabını okuduğuma dair not düşmüştüm ancak o günlerde kitabı biraz okuyup bırakmayı tercih etmiştim, çünkü sürükleyici gelmemişti ve yarım bırakmak en doğru karar gibi gözüküyordu.

bu çok az kitapta yaşadığım bir durum olsa da o kitaba geri dönmek için elimden geleni yaparım, birkaç saat önce kitaba yeniden döndüm, okumaya baştan başladım ve bitti.

kitapta yaklaşık 20 öykü yer alıyor.

bunlardan bazılarının adı şöyle;

yanmışım dumanım tüter
yaşamak denince
fotoğraf
diyorum ki
kıpırtı hanım
maşinga

öyküleri anlatmaya nereden başlayacağıma tam emin değilim zirâ öyküler sanki alışılmış öykü formunun dışında, bir disiplinden muaf ve serbest gibiydi.

giriş - gelişme - sonuç kurgusuna dayalı öyküler olduğunu kendi adıma söyleyemem, nezihe meriç bir kurgudan ziyâde içinden geldiği anlatmayı seçmiş ve tarzı da bütün kitap boyunca aynı gibiydi bana kalırsa.

hayatın içinden ama sanki hayatta çok da karşılamayacağımız ya da karşılaşmadığımız karakterler karşımıza çıkıyor, kıpırtı hanım karakteri mesela.

aşk, evlilik, hayata bir kere gelmiş olmak, insanın birden değilse bile zaman içinde anlayabileceği şeyler / duygular, dostluk, insanın hayat yolculuğundaki serüvenleri, bazı öykülerin işlediği konulardandı diyebilirim.

nezihe meriç'in edebî tarzı bana melisa kesmez okuyorum hissi verdi, aynı onun gibi on ikiden vuran cümleler, etkisi altına alan fark etmeler, bu durumu sevdim ve kitaba daha sonradan ısınmamın başlıca nedenleri arasında da bu durum yer aldı, sürpriz cümlelerin olması bence iyiydi ve kitaba dinamizm katan faktörler arasındaydı.

en çok ilk öyküyü ve fotoğraf adlı öyküyü ve son olarak da maşinga öyküsünü etkili buldum.

kitaptan seçmiş olduğum pasajları bırakarak burada bitiriyorum, çünkü gülün içinde bülbül sesi var...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


ben de sevincimi, yürüyüşümün ahengini, sesimi, sonunda da gözyaşlarımı kaybettim.

kedi de kederli artık.
o da benim gibi, gideni özlüyor şimdi.


beni o kurtardı.
sonraları, “kurtulmak ne demektir” diye çok düşündüm...

pek bilemedim.
şimdi, artık, çok zaman geçti. sevdiklerimin hemen hepsi gitti. şu dünyanın içinde, tek başıma kalakalmışım işte.

bir ben, bir kendim!
kendi kendime.


çok korktum, çok ağladım, çok acı çektim.
acı çekmeden anlaşılmıyor yaşamanın tadı.

onun varlığı yaşamayı kolaylaştırır.
neden mi?
bilinmez.

açıklanamayan bir acı, bir hüzün var sanki yüreğinde.

hiçbir zaman içindeki dünyayı bilemeyeceğim..

devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"gülün içinde bülbül sesi var" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim