günümüz insanının evlenmeme sebepleri

karşı tarafta o mabadı görememek de bunlardan biridir. kadın kesimi de evlilikten çekinir fakat bu yine erkeklerden kaynaklıdır. sözde korumacı aslında id'sel davranan erkek kesiminin kadınların özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik davranışları da bu kurumun kurulmamasında önemli rol oynar.
ayrıca er kişilerin aynı anda 3 4 hanımı idare ederken konu ev ekonomisini idare etmeye gelince her birinin birer horoz şekerli kısa pantolonlu çocuğa dönüşmesi de ayrı bir ironidir.

eskiden evlenme sebepleri, üstelik erken yaşta evlenme sebepleri irdelendiğinde cevabı kendiliğinde ortaya çıkacak sebeplerdir.

bana göre bu sebeplerin en başında -genellikle tahsil nedeniyle- aile evinden erken yaşta ayrılarak bir nevi bağımsızlığını ilan etmek geliyor.

insanların kendilerine ve birbirlerine güvenmemesinden kaynaklıdır. ancak, bu konuda nedense herkes suçu karşısındakine atar. evlilik iki kişiliktir. eğer sorumluluk sadece bir kişiye yüklenmeye çalışılıyorsa orada bir problem vardır.

ince eleyip sık dokuyan bir nesiliz.eskiden direkt evleniliyordu bazen bu durum sadece evlenmek için evlenmekdi. şimdi ölç,biç,tart düşün düşün.

güvensizlik,flörtken veya çıkıyorken böyle bir sorun yok kendim için konuşayım aldatsa bile iki gün üzülür önüme bakarım ama evlilikte böyle bir ihtimal yok;davası ayrı,mal paylaşması ayrı,nafakası ayrı,çocuğun kiminle kalacağı ve o çocuğun psikolojisi apayrı bir sorun.insanlarda birbirine güvenemediğinden evlenemiyor.

hayatının aşkı değilse yatırım/risk oranıdır.

evlenmeye meraklı bu kadar erkek varken onları suçlayacak kadar acınası olan başlıktır.

günümüzdeki kadın erkek uçurumundan dolayı erkekler iyice sekse aç oldukları için paralel olarak sosyal medyada orada burada iyice acayip hareketlerini görüyoruz hemcinslerimizin. e haliyle adam ne yapıyor evlilik kartını ortaya sürüyor. adam çalışmış çabalamış, anası, babası, toplum ne derse yapmış, 3-5 kuruş kazanmış, görece statü sahibi olmuş ama seks? seks youğkhıı. bu durumda evlilik kartını kullanacak onu da 30'a dayanan ablalara yapacak. neden? orada da biyolojik saat alarmı çalmaya başladı çünkü.

bu saçmalıkları bonibon kadar beyni olan insanlar farkettikleri için bu kadar kalitesiz adamın ve kadının olduğu bir ortamda tabii ki evlilik gibi mutlak güven ortamı ve sadakatin gerekli olduğu ömür boyu süren sözleşmeye kimse imza atmak istemiyor. erkekler kaka hüüğ diye ağlayarak güçlü kadın olunmuyor. sen öyle bir kadın ol ki, aynı şekilde öyle bir adam bul.

çünkü ölmeden mezara gömülmek istemiyorum.

evlendiğin zaman pek çok şeyin kısıtlanıyor. senin karşı cinsten arkadaşının olması bile sorun oluyor. çalışan biri dahi olsan bütün ev işi sana kalıyor. bir de çocuk olunca daha da çekilmez oluyor. çocuk sahibi olmak büyük bir yük. tekdüze, sıkıcı, vasat bir hayatın oluyor.

iki taraftan biri diğerini mutlaka bir şekilde yıpratıyor. biri ilgi manyağı oluyor, diğeri sadece hayvani içgüdülerini tatmin etme derdinde. bir süre sonra evlendiğin insanın ufak tefek kusurları bile batıyor. bu da yetmiyor, her iki tarafın da aileleri gereksiz bir şekilde olaya müdahil oluyor.

evlendiğin kişinin ailesi seni durmadan yargılıyor. arkandan dedikodu yapıyor.

zaten bu ülkede evlilik resmen işkenceye dönüşüyor. yok kına, yok söz/nişan, yok iğrenç bir düğün salonunda yapılan iğrenç düğünler, ultra her şey dahil bir otelde bir haftalık balayı tatili... gereksiz masraf. insanlar birbirine caka satma derdinde.

bu yüzden ben almayayım diyorum.

ayrı ayrı kişilikler varken kendimiz gibi olanı istemek öyle kolay değil önce bunu bir idrak etmeli.
kadın ve erkek aynı haklara sahip bile değil . erkek egemenliği bir toplumda aile de işin içine girince evlilik kararı alırken iki kere düşünmek gerekiyor malesef. bir ömür boyu birlikte olacağın insanı seçerken denklik önemli ,saygı ,ahlak, güveni dikkate alınmalı. her şey para değil, sevgi de değil, cinsellikte değil bide bunu anlamak lazım.

cepte para yok. kendi hayatını kuramayan başkasıyla bir hayatı nasıl kursun?

güvensizlik.

ekonomi ve abartılan adetler

parasızlık. geçim derdi.

abi kabul edelim, ben kendimden çok ödün vermek istemiyorum. kim ister zaten.

ortak adreste buluşuruz olayları yalan. yok öyle bir adres.

haliyle kadın da yorulur buna. o da nereye kadar ayak uydurabilir muamma. uyduramıyorlar da. tecrübeler sabittir.

kabul ettim ben durumumu. çok zorum lan. dengesizim. bir yerlerde yazmıştım kısa saçlı kafamı göğsüne yaslayıp, her deliliğimi yaşamama bağlayacak teni mezarım olacak bir kadın diye.

kimse o noktada durmaz. beklemek boşa, değişim lazım. değişsek bile o kadın yorulur gider. kabullenip devam hayata.

yapıcak bişi yok.

gerek anneanne gerek babaanne gerekse etrafındaki kendinden yaşlı evli insanlar... onların yaşamlarını, çoğunun hatta neredeyse hepsinin kocasına ekonomik açıdan bağlı olmasın8, yaşadıkları daha doğrusu yaşayamadıkları hayatları gördükçe insanın eline mesleğini alıp ordan oraya bir başına gezesi evlenmeyesi geliyor.

şimdi gençler sadece iş bulmakla ömürlerini eritiyor. kendi yolunun kurbanı oluyor. kafasını kaldırıp duygusal veya mantık çerçevesi içerisinde evliliği düşünemiyor. düşünecek vakti ve isteği kalmıyor. bunun yanı sıra sahte ilişkilerin evliliğe zararını da hiç söylememe gerek yok.

para yok.

toplumun boşanan insanlara iyi gözle bakmaması. 2 kez boşandıysanız hele hele (ünlüler hariç) vay halinize.

günümüz insanı = ben
benim sebeplerim
1. işim yok
2. aşım yok
3. çevrem yok
4. anamla babamla yaşıyorum
5. malum mülküm yok
6. hoşlandığım kimse yok

yokluklar diyarı burası kardeş, evlilik aşk kim biz kimiz?

not: kendime hakaret edemediğimden "malım" yerine malum yazmışım değiştirmeyeceğim.

uc asagi bes yukari "ayni nedenler" den oturu olusabilecek sebeplerdir. gozlemlediklerim;
-maddi kaygilar,
-tahammulsuzluk,
-guven sorunlari,
-bireysel yasamin daha tercih edilesice konumda olmasi,
-flortlesme, sevgililik hatta tek gecelik iliskilerin bireylere daha cekici gelmesi,
-cevrede gozlemlenen mutsuz evliliklerin kisiler uzerindeki yarattigi algi,
- dini inancin getirisiyle sınırlandirilmis yasamin tercih edilmemesi ( kucuk bir detay ama evliligin olusumunda buyuk bir etken-di) diye siralanabilir...