türk insanının kitap okumamasının sebepleri

okuyunuz…

türk yazarların vasat ve altı olması.

genetik sebepler, müslümanları çok az kitap okuması, bizim halkımızın okumadan da her şeyi bilebileceğini düşünmesi, üşengeçlik kültürü, aile eğitimi, siyasi nedenler, toplumsal nedenler vs.

gerekli görmemesi. bir kez kitap okumanın tadına varmamış o nereden bilsin. ne kurgu ne bilimsel hiçbir kitabı okuyacak dikkatini vermiyor sıkılıyor bunalıyor. sanırsın kırmızı otobüsle yola çıkarıyoruz. ihtiyacı olduğunun farkında olmayışından kaynaklı.

coğrafyadan dolayıdır. 33 okumuş aydın diri diri yakıldı geçmişte. okuyana genelde bir antipati var toplumda napalım ?
(bkz: ortadoğu)

gelişmiş ülkelerde üniversitede okutulan bilgileri, sen ortaokulda pratik yapmadan okutursan ne ola? o beyin allak- bullak olur ve içine hiçbir şey almak istemez. okumaktan tiksinirsin. ancak kız tavlamak için ortaya koyduğun entel kimliğe bir aksesuar olarak okumayı seçersin.

eğitim pureblem çözme yeteneğine ve hayata, piratiğe yönelim olmalı. evet.

1) ilkokulda öğretmenleri tarafından okuma alışkanlığı kazandırılmamış olmaları, odaklanma problemi.
2) ne tür kitaplardan hoşlandığını veya hoşlanabileceğini bilememek ve bunu keşfetmek için zaman harcamak istememek.
3) okuma hızının yavaş olmasından mütevellit bir kitabı kısa sürede bitirememenin verdiği bıkkınlık.
4) otobüslerde, kafelerde yani toplu alanlarda kitap okuyan insanları avel olarak nitelendirdiği için kitap okumayı kendine yedirememek, insanlar benim de avel olduğumu düşünür korkusu.
5) kitapların çok pahalı olması ve dolayısıyla insanların merak etseler bile bir kitaba o kadar para vermektense başka bir ihtiyacı karşılamayı tercih etmesi.
.
.
.

daha sayılabilecek çok şey var. biz genel olarak garip bir milletiz. bilimkurgu, roman, fantastik, sosyoloji, tarih vb. türleri gereksiz ve şeytan işi bulan insanlara dönüp bakıyorsun adam daha inen ilk ayetin "oku" olduğunu bilmiyor, kendi dini kitabını okumaktan aciz ama çevresindekileri şirkle yaftalamaktan geri durmuyor mesela. bir de milletin ne tür okuduğuna karışan bir kesim var onlar ayrı bir kafa zaten. kendi okuduğu dışında bir şeyler sevenleri aşağılamak en büyük zevkleri. ya bu insanlar yeter ki okusunlar, ne okuduklarının derdine de siz düşmeyin bir zahmet. hiçbirimiz anamızın karnından modern klasikler diye bağırarak çıkmadık. bir yerden başlamak lazım. biz genel olarak bunu bilmiyoruz maalesef. bir yerden başlamamız gerektiğinin farkındayız ama o başlangıç noktasının ne kadar insana göre doğru olup olmadığını fazla düşünüyoruz. sonra da hiç uğraşmamak için direkt başlamıyoruz. olay bu.

bazı kitaplar , türk insanı tarafından okunmaya hazır değil.

doktora öğrencilerinin bile hiç okuma, araştırma yapmadan yapay zekayla ya da tez yazan sitelere parayla tez yazdırdığı bir ülkede pek de sebep aramaya gerek yok. doktora öğrencileri bile okumazken bunu halktan beklemek çok fazla iyimser olmayı gerektirir.

lakin yandık,bittik, zırcahil kaldık laflarına da pek itibar etmemek gerek. hâlâ daha yüzde 6 lık kesim sürekli okuyor. ama okuduğunu anlayıp analiz edip toplumu değiştirecek dönüştürecek ne kadar entelijansiyamız var o muamma.

garip bir paralel olacak ancak, çarlık rusya'sında da kitap pek okunmuyordu arkadaşlar. insanlar tarlalarda, fabrikalarda ve bilimum iş yerlerinde ırgat gibi çalışırken kitap okuyamıyorlar kusura bakmayın. kitap okumaya ve yazı yazmaya yönelik teşvikler ancak ve ancak sovyetler birliği'nde var oldu. (bkz: likbez)

kongo'da madenlerde ya da bangladeş'te tekstil atölyesinde çalışan bir yetişkinin ya da çocuğun neden kitap okumadığının sorgulanmasını istesek, "zor koşullarda yaşıyor, günlüğü yarım dolara çalışıyor, yetiştiği ortam kendisine alışkanlık kazandırmamış" filan denir sanıyorum. ama bu düşüncelilik, türkiye'de yaşayan insanların durumu düşünülürken kullanılmıyor kimileri tarafından. umurlarında değil çünkü.

bir yandan da çok afedersiniz ama, meseleyi hayattan ve gerçekten var olan sorunlar ışığında ele almak varken, "genetiği bozuktur" diyen her kim olursa olsun ya çok saftır ya da hakikatten de şerefsizin tekidir. ırkçı, eninde sonunda kendi memleketinin insanına karşı da ırkçı oluyor.

bilgiye meraksızlık.

kemalistlerimizin pek bir sevdiği, döneminin ne kadar mutlu, insanlarının ne kadar umutlu olduğunu anlata anlata bitiremediği iran şahı rıza pehlevi zamanında "onaylanmamış" kitap okumanız suçtu. bu suçtan dolayı polis merkezinde işkenceye alındığınızda bir daha okumayacağınıza dair yemin etmeniz de yeterli değildi. size kitabı veren, okumanızı öneren kişinin adını da verecektiniz.
#2812604 @bhaga'ya tamamen katılmakla beraber ve ek olarak bizim ülkemizde de durum pek farklı değildi. yasak yayın diye bir kavram vardı misal. kenanevren şerefsizi yüzlerce ton kitabı imha ettirmiş, evinde kitap bulunanlar mamak'ta biraz istirahat ettirilmişti.
kenanevren'in de öncülü var. örneğin erich maria remarque'ın büyük eseri, "batı cephesinde yeni bir şey yok" filmini izledikten sonra "halkımızı askerlikten soğutur" diyerek bizzat atatürk tarafından yasaklanmıştır
buyurun, böyle bir iklimde kitap okutun yurttaşlara.