habis (film)

korku değil, olsa olsa komedi filmidir. james wan'ın testere serisini de yönettiğini biliyorum yani aslında korku filmi de çekmeyi biliyor ama yok anam bu değil yani. korkutucu değildi sadece bolca kan vardı ama slash denecek kafar değildi. senaryoyu daha 30 dakika içinde anladık yani bir ters köşe bile olamadı. müthiş garip bir atmosfer, göz belertmek suretiyle yapılan oyunculuk ve filmdeki kadınların asla bozulmayan kahkülleri ile geçen bir filmdi. bir de ana karakterin bildiğin domuz ruhlu olduğunu düşünüyorum.

ben filmi beğendim.bu adamın kamerayı kullanma şekline bayılıyorum. çekim açıları resmen bana hitap ediyor. konusu aslında çok güzeldi daha iyi işlenebilir miydi ? evet. yapabilen varsa buyursun yapsın. izlemek isteyen varsa izlesin. her zaman derim başkasının yorumu ile film izleyeceksen zaten izleme. bence güzel zaman geçirtecek bol gerilim ve göze hitap eden unsurları ile farklı tür korku öğeleri barındıran bir filmdir. saf korku değil fakat hiç yoktan iyidir. iyi seyirler dilerim.

açıkcası teorik açıdan son derece çürütülmüş bir film olduğunu düşünüyorum..

james wan, tibbi olarak gerçekleşme ihtimali olan bir durumu alıp, aşırı fantastik bir havaya sokmuş ama maalesef ki oturup enine boyuna düşündüğünüzde film sınıfta kalıyor.

neden derseniz? devamı ciddi spoiler izlemediyseniz okumayın ,


[[spoiler]]
öncelikle bir tecavüz durumu ile meydana gelen gebelik var ve gebelik süresi içerisinde aslında doğması gereken 2 cocuğumuz mevcut fakat biri diğerine göre daha az geliştiği için, çocuklardan biri diğerinin bedenine yapışık(parazit ) şekilde dünyaya geliyor.bunlar zıt cinsiyetler. kızımız emily, erkeğimiz gabriel.. fakat gabriel agresif, şiddete meyili olan bir karakter ve fazla hayvani bir güdüyle insanlara saldırıyor.. emily'nin bedenine yapışık olduğu için hareketleri emily'de etkiliyor..bu yüzden emily'i kurtarmak için binevi gabriel'i harcıyorlar.. gabriel, emily'den ameliyatla ayrılıyor ama anatomik açıdan(beyin) olarak sanırım bir noktada ayrılıştırma yapılamadığı için gabrielin beyninin bir kısmı emily'nin beynine yapışık kalıyor.. kurgu tam bu noktada başlıyor...gabriel fiziksel olarak ölse de, emily'nin bedeninde yaşamaya devam ediyor..


kurgu tam olarak bu.. tabi esas kızımızın bunu öğrenmesi finalde oluyor ancak ama son dakikaya kadar gizem filmde hakim..sadece izleyiciyi ters köşe yapmak için bir noktada ruhani olduğunu düşündüren ya da bunun sadece emily'nin kişisel yanılsaması oldugunu düşündüren detaylar ekleniyor.. ki filmde izleyici ters köşe olsun.


ama asıl soru:

rabbim insana ruh yerleştirir.bir insanı var eden somut açıdan beden olsa da , asıl öz ruh'tur.gabriel, emily'nin vücudundan fiziksel olarak ayrıldığında ölüyor.. yani beyninin bir kısmı ikizinin kafatasının içerisinde kaldı diye nasıl kardeşinin içerisinde var olabilir? beyin değildir insanı var eden.. ruh'tur.. ayrıca kadının cocuklarını karnında nasıl öldürüyor? onlardan nasıl besleniyor? film çürüdü...


james wan’ın , çoklu kişilik bozukluğu yaşayan insanların zihinsel sürecini fantastik bir süreçle birleştirdiğini düşünüyorum.çoklu kişilik bozukluğu yaşayan kişilerde karakter geçişleri olsa da, esas olmaya çalışan benlikler vardır.bu nokta da gabriel madison’un( emily) bedeninde esas olan olmaya çalışıyor hatta madison’un bedenini hak etmediğini söylüyor..

gabriel’in erkek olmasına rağmen, kadın vücuduna adapte olması ayrı bir boşluk bence.kız kardeşine olan saplantılı bağlılığı ayrı soru işareti.. “ kendi kanından olanı seçmedin” durumu garip.. yani kardeşinin bedenini ele geçirmek isteyen bir kardeş için sevilmeyi nasıl bekliyorsun? sevilmek istiyorsan, kadına niye acı cektiriyorsun? boşluklarla dolu bir film bana kalırsa.

izlerken fantastik olduğunu düşünerek izlerseniz bu detaylar sizi rahatsız etmez.. ama sakın mantıklı düşünerek izlemeyin..hele nörologlar ciddi ciddi izlemesin :)

bu yönetmenin saw film serisi pek ilgimi çekmemişti, sadece ilk filmini izlemiştim sanırım serinin.

the conjuring'in ise ilk filminin yarısını izleyebilmiştim zira bu tür "supernatural" korku filmleri genelde ilgimi çekmiyor. ama izlediğim filmin yarısında yönetmenin çekim tekniğine ve kamera kullanımına hayran olmuştum.

gelelim habis (malignant) filmine. bayıldım ben buna. yönetmen wan müthiş bir yönetmenlik göstermiş; çekimler ve kamera kullanımları da olağanüstü. "old school" bir film. 80'lerin slasher filmleri akla geliyor izlerken. görsel olarak tabii ki çok daha etkileyici o filmlerden zira teknoloji gelişti. işitsel olarak da çok iyi bir film. kullanılan gerilim yaratıcı pasajları ve genel olarak müziklerini çok beğendim.

buna yine de bir fantezi korku filmi olarak bakmak gerekiyor bence zira her ne kadar akla yatkın açıklamalar ve sahnelerle filmi gerçekçi kılmaya çalışsalar da, burada olan bazı şeyler bizim bildiğimiz ve yaşadığımız dünyada olamaz bence.

filmin yarısından sonra gizemler yavaş yavaş aralanmaya başlanıyor ve bu konuda sınıfı geçiyor film. senaryosu gayet zekice yazılmış diyebilirim yapımın.

müthiş aksiyon sahneleri de filmin eğlence boyutunu güçlendirmiş.

korku sineması için değerli bir film olduğunu düşünüyorum habis'in.

8.5/10