1.
bilimkurgu edebiyatının dev isimlerinden olan aldous huxley’in orijinal adı ape and essence olan maymun ve öz kitabının seksen altıncı sayfasında geçen bir ifadedir. 1948 yılında yayınlanan bu roman öncü bir edebiyat eseri olmasının yanı sıra çok öngörü sahibi bir zekanın ürünü olduğu da aşikardır. hikaye 2108 yılında geçer ve 21. yüzyılı tamamen görmezden gelir.
romanın hikayesi özetle; iki senaristin çöpe atılmak üzere olan senaryo yığını arasından kurtardıkları maymun ve öz isimli senaryoyu okumalarıdır.
yirmi ikinci yüzyılın başlarında şeytanı yücelten bir dinin kurulması konu edilir senaryoda. bu dine göre her şeyin sorumlusu şeytandır. ve şeytan habis bir ruhtur.
peki başlığın son sözcüğü olan kase nedir? o habis ruhun kasesi nasıl bir şeydir? aslında birçok okur fazlaca düşünmeden ne olduğunu tahmin etmiştir. evet, habis ruhun kasesi kadındır.
bu inanışa göre kadın her türlü bozukluğun nedenidir. nükleer serpintilerin neden olduğu fiziksel bozuklukların da insanların aciz doğasının da sorumlusu kadındır.
kadın soyun düşmanıdır. soydaki bütün eksiklikler kasından kaynaklanır. erkek ise sütten çıkmış bir ak kaşık olan mağdurdur. kadın tarafından sürekli aklı çelinir. kadının çekim gücü yüzünden yanlış şeyler yapmak zorunda kalır. nefsine hakim olmaması için kadın erkeği ayartır ve bunu da şeytanın yönlendirmesi ile yapar.
kadın ne yapsa erkeğin nefsi uyanır aslında ama konumuz bu değil. yoksa bu mu? aksın ırkının güzelliği karşısında ayran budalasına dönen erkek ırkı hala kadınları suçlamaya devam ediyor. 2108 yılında da. kadının konuşmasından, duruşundan, bakışından, kokusundan tahrik olan erkek masum ama ne yapsa cezbedici olan kadın şeytanın kasesi!
erkeği korumak için bir şeytan ayini yapılmalı elbette. bu ayini tahmin edersiniz. ayin sonunda eğer habis ruhun kasesi dolarsa sağlıklı bir çocuk dünyaya getirme zorunluluğu da ona ait. aksi takdirde hem çocuk arındırılmalı, ki bu ölüm demek, hem de kase temizlenmeli, ki bu da saçlarının kazınıp toplum dışına itilmesi demek.
anlaşılan o ki ne yapsak olmayacak. insan olmak çok zor. 2108 yılında bile. siz yine de insan olun biraz.
romanın hikayesi özetle; iki senaristin çöpe atılmak üzere olan senaryo yığını arasından kurtardıkları maymun ve öz isimli senaryoyu okumalarıdır.
yirmi ikinci yüzyılın başlarında şeytanı yücelten bir dinin kurulması konu edilir senaryoda. bu dine göre her şeyin sorumlusu şeytandır. ve şeytan habis bir ruhtur.
peki başlığın son sözcüğü olan kase nedir? o habis ruhun kasesi nasıl bir şeydir? aslında birçok okur fazlaca düşünmeden ne olduğunu tahmin etmiştir. evet, habis ruhun kasesi kadındır.
bu inanışa göre kadın her türlü bozukluğun nedenidir. nükleer serpintilerin neden olduğu fiziksel bozuklukların da insanların aciz doğasının da sorumlusu kadındır.
kadın soyun düşmanıdır. soydaki bütün eksiklikler kasından kaynaklanır. erkek ise sütten çıkmış bir ak kaşık olan mağdurdur. kadın tarafından sürekli aklı çelinir. kadının çekim gücü yüzünden yanlış şeyler yapmak zorunda kalır. nefsine hakim olmaması için kadın erkeği ayartır ve bunu da şeytanın yönlendirmesi ile yapar.
kadın ne yapsa erkeğin nefsi uyanır aslında ama konumuz bu değil. yoksa bu mu? aksın ırkının güzelliği karşısında ayran budalasına dönen erkek ırkı hala kadınları suçlamaya devam ediyor. 2108 yılında da. kadının konuşmasından, duruşundan, bakışından, kokusundan tahrik olan erkek masum ama ne yapsa cezbedici olan kadın şeytanın kasesi!
erkeği korumak için bir şeytan ayini yapılmalı elbette. bu ayini tahmin edersiniz. ayin sonunda eğer habis ruhun kasesi dolarsa sağlıklı bir çocuk dünyaya getirme zorunluluğu da ona ait. aksi takdirde hem çocuk arındırılmalı, ki bu ölüm demek, hem de kase temizlenmeli, ki bu da saçlarının kazınıp toplum dışına itilmesi demek.
anlaşılan o ki ne yapsak olmayacak. insan olmak çok zor. 2108 yılında bile. siz yine de insan olun biraz.
devamını gör...