haklarıyla aziz nesin'i protesto eden masum insanları oteli yakmakla suçladılar

kaynak
yeni akit yazı işleri müdürü ali karahasanoğlu, 2 temmuz sivas katliamı ile ilgili yazısında,

"her 2 temmuz’da, sol mecraların adet haline getirdikleri tekrarları dinler, muhafazakar tv kanallarında bile dillendirilen iftiraları bir daha, bir daha izleriz. olayların başını anlatmazlar.. kimler, niçin gösteri yapmışlardır, söylemezler.. olayların ortasını çarpıtırlar..

gösterilerle, madımak otelini yakanlar arasında bir bağ olmadığı halde, ölenlerin sorumluluğunun göstericilerde olduğunu iddia ederler.. sonunu ise, tamamen gerçeklere aykırı şekilde dizayn ederler..

protesto hakkını kullanmak isteyen insanlardan 33 kişiyi, anayasal düzeni cebren değiştirmeye kalkışmakla suçlayıp, idama çarptırdıkları ile yetinmeyip, o gün madımak oteli önünde olan 10 bine yakın insanın da tek tek tespit edilip, aynı cezaya çarptırılmalarını isterler..

oteli yakanları bulun, cezalandırın.. ama aziz nesin’i protesto edenleri bırakın...

anayasal hakkını kullanarak aziz nesin’i protesto eden masum insanları ise, “oteli yakmak”la suçladılar..

yetinmediler, protesto hakkını kullanan masum insanları “anayasal düzeni cebren değiştirmeye teşebbüs etmek”le suçlayıp, idam cezası verdirdiler..

apo için idam cezası kaldırıldığında, sivas mağdurları da, idam edilmekten kurtuldu, ama ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezaevinde kalmaya devam ediyorlar.." yazmış.

eksik kalmış bir suçlamadan bahsedilen başlık. oradaki insanlar hakkında idam istenmesini geçin, askere ateş açma yetkisi verilmeliydi. kemal öğretmenin* dediği gibi "sen susacaksın yobaz! ben senin kaderinim." anlayışı ile hareket edilmeli ve bu cahillerin kökü kazınmalıydı.

insanlıktan nasibini almamış fanatik bir sürüngenin yazısı. işin dramatik tarafı bu gibi mahluklar en çok sözde temsil ettikleri kitleye zarar veriyor. muhafazakar camiada sözü dinlenesi aklı başında insanlar da var ama sözlerinin kıymeti kalmıyor.

her zamanki üzere siyasal islamcıların zemin yoklamasıdır.
ortaya akla mantığa ve dine uymayan bir zırva atılır, tepki gelirse "ben öyle demedim" denir, tepki gelmez veya düzeyi az bulunursa bir sonraki aşamaya geçilir.
bu eski veya yeni fark yapmaz ak-itlerin ve ak-it çocuklarının neye inandığı bizi zerre kadar ilgilendirmezken bunların herkesin inancı hakkında ahkam kesmesinden artık sıtkımız sıyrıldı.
35 insanı cayır cayır yakan bir zebani sürüsü diyeceğim bunlara ama zebanilere ayıp. çünkü bir zebani dahi cehenneme yollanmış ruhlara eziyetle mesul.
bunlar çoktan kararı veren, cezayı kesen ve kendini haklı gören iğrenç bir örgüt.
kaldı ki hiç gitmediğim ve asla gitmeyi istemeyeceğim lanetli bir yere dönüştürdükleri sivas'ı bu hale dönüştürenleri zamanında "zavallı bir adamceyiz" söylemleri ile tahliye ettiklerini de unutmadık.
testinin içinde ne varsa dışına da o sızar mantığı ile bunun da içinde ne varsa önce suratına sonra da yazdıklarına yansımış.
kimsiniz ulan siz?
35 insanı yakmaktan nasıl bir haklılık payı çıkaracak kadar yüzsüz olabilirsiniz?
nereden geliyor bu cüret?
çin'de bir rahip osursa mağdur olan siz, 35 insanı cayır cayır yakarken ve bir o kadarını da yakmaya kalktığınız halde nasıl bu kadar iğrenç olmayı becerebiliyorsunuz?
hepinizin ayrı ayrı ana rahmine düştüğü gün, değil bu ülkenin bu coğrafyanın, dünyanın ayrı ayrı kara günüdür.
edit: imla

dönemin başbakanı tansu çillerin de dediği gibi çok şükür dışarıda ki halka bir şey olmadı. olmadı mı içimiz yandı. 33 canımızı aydınlık güzel insanlarımızı kaybettik. ak it in bu yazısı bana sivas katliamını önemsemeyen onca siyasiyi hatırlattı. o döneme geri döndüm.

madımak ın müze olmasını istiyoruz. ayrıca insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz.

arsız, yüzsüz ve de nursuz kimsenin düşüncesi. yüz verince böyle tepedeler işte.

sözlükte bazen küfür olmaması çok zoruma gidiyor ve başka türlü de anlatılmıyor aklından geçenler.

ara ara bunu yapıyorlar. lafı atıp tepkilere bakıyorlar. gelen cevapların sertliğinde azalma var mı kontrol ediyorlar, eğer bir boşluk bulurlarsa oradan içeri sızıp o fikri de itibarsızlaştırıyorlar. bu siyasal islamcılar virüs gibi hareket ediyorlar.

sen de beni tahrik ettin gidip annenle eğlenceli vakit geçiricem diye açıklama yapılabilir. herkes tahrik olunca istediğini yapıyor madem buyrun

sedat reiz bunun da şöyle üçlü olsun güçlü olsun videosunu patlatsa da eglensek.

zihniyete bakar mısınız? yakanlara masum diyor. nasıl mahluklarsınız? yananlar insan ve biraz olsun içiniz cız etmemiş.
allah bildiği gibi yapsın sizleri.

işlerine gelince yasal hak, protesto hakkı nasıl da dillerinde. bu güne kadar kaç kere muhalif olduğun kitlenin yasal haklarına saygı gösterip savundun.
yakarak adam öldürenler masum, bu protesto hakkı; yanarak bedel ödeyenler suçlu. ulan siz harbiden sedat peker’in dediği gibi namusu şerefi maaşı kadar olan kahpelersiniz.

çakmağı çakanla, dışarıda şak şak tutan, gelen itfaiyenin işini yapmasına engel olan, bugün onları savunan sen ve senin gibiler.. hiçbir farkınız yok, alayınız aynı yolun yolcusu şerefsizlersiniz. alayınız müebbet yemeli.

oradaki canları aziz nesin almıştır. suçlu başkası değil.

hukukun evrensel prensiplerinden uzak bir dünya düşleyenlere, aynı hukukta haklar verdiğinde edebilecekleri sözlerden sadece biridir.

oysa bize lazım olan madde tam olarak şöyledir: din, mezhep yahut inanç saikiyle yapılacak ibadet dışı, ortaçağ usulü toplanmalar protesto hakkı kapsamında değildir. çünkü ortaçağda protesto diye bir şey de yoktur.

arada yananların vebali yobazların sırtındadır, neden başbağlar katliamının soruşturlmasını engellediniz ? korkusu olmayan adam, buyrun hay hay, ne kadar gerçek varsa ortaya dökülsün der oysa yobaz da o g*t var mı ? transfontanel ibişi ve tokmakçısı oto yıkamacısı bu işi sevdi.

en büyük mevzu da ne biliyor musunuz, birileri olayların iç yüzünü vesaire asla bilmeden (ki bilemeyecekler asla) kesin hüküm vererek hakimcilik oynuyor. insanoğlu kendini bir yere atacak ya işte, komfor alanınızı yaratın bakalım.

doğru sözdür otel yanmamıştır 35 can yitip gitmemiştir içimizde kor oluşmamıştır biz kafamızdan uydurmuşuzdur
ah kavaklar ah kavaklar
bedenim üşür yüreğim sızlar
beni hoyrat bir makasla
ah eski bir fotoğraftan oydular
orda kaldı yanağımın yarısı
kendini boşlukla tamamlar
ah omuzumda bir kesik el ki
hala, hala durmadan kanar!
(bkz: metinaltıok)(bkz: kavaklar)(bkz: sezenaksu)