1.
evin olmazsa olmazı desenli, renkli üstüne bastığımız ev eşyası.
devamını gör...
2.
üzerine çay döktüğünde anneden 2 ay azar işitilir daha dün yaşadım neymiş efendim çay çıkmıyormuş halıdan
devamını gör...
3.
babam beni azarlamaya başladığında başımı eğip desenlerini en ince ayrıntısına kadar incelediğim, evleri sıcak bir yuvaya çevirmeyi başaran ev eşyası.
devamını gör...
4.
yumoş yumoş olanlarının hoş durduğu kışın üşümememizi sağlayan emektar ev eşyası
devamını gör...
5.
hem futbol sahası hem otoyol olabilen, türk kültürünün vazgeçilmez parçası.
devamını gör...
6.
dokuması da bir hayli zahmetli olan eşyadır. bazı evlerde duvara asıldığı da görülmüştür. anadolu'da birçok motifi bulunur. elibelinde,koçboynuzu,bereket,yıldız gibi motifleri vardır.dünyada bilinen ilk halılar orta asya'da türkler tarafından dokunmuştur. bu halıların günümüze kadar ulaşabilmiş en eski örneğinin mö 6-5. yüzyıllarda yapılmış olduğu ve halen leningrad müzesi'nde saklanan pazırık halısıdır.
devamını gör...
7.
yıkanması çok zevklidir. küçükken öyleydi daha doğrusu. annemler ne zaman otoparkta halı yıkasalar su içinde olan halının üzerine yuvarlanırdık. deterjan akşama ellerimizi kıpkırmızı yapardı iki gün kaşınırdı. sonra annem halıları kurutup çarşaflara sarıp kaldırır, kışa kadar kullanmazdı temiz kalsın diye
devamını gör...
8.
bir sanattır. ölmekte olan bir sanattır. hak ettiği değeri kesinlikle görmemiştir. bugün açıp kaliteli isfahan, nain halılarına bir bakın, ipek kum halıları, bizim ipek hereke halıları, gerçekten hak ettiği değeri görmemektedir.
devamını gör...
9.
ev içerisinde en sevmediğim objedir. kirlilik kaynağıdır. kir tutmak yerine kir üretir ve yüzey alanı aklınızın almayacağı kadar geniştir. bakteriler o kadar sever ki azıcık nem ile üstünde koloni oluşabilir.
düşman evine.
düşman evine.
devamını gör...
10.
iran malı olanları oldukça meşhur ve pahalı olan ev eşyasıdır.
devamını gör...
11.
küçükken survivorculuk oynarken ring olarak kullandığımız ev eşyası.yastıklarla iterek dışarı atmaktı kazanma şartı.ilgilenen yazarları beklerim ama şimdiden söyleyeyim hiç kaybetmedim.
devamını gör...
12.
değeri yurt odasında kalındığında anlaşılan eşya.
devamını gör...
13.
bulunduğu yer her neresi olursa olsun bir ruh bir karakter katan eşya/aksesuar.
devamını gör...
14.
yere (ayak paspası) veya bir masaya ( masa paspası) yerleştirilmesi amaçlanan dokuma, düğümlü veya işlemeli tekstil işi .
devamını gör...
15.
arabayı biraz daha sürdü çocuk, halının o yol gibi çizgilerinin arasında, daha gerçek bir arabaya binip kullanmasına, yola çıkmasına çok vardı ama olsundu, o bunu bile bilmeyecek kadar çocuktu.
sobanın az yanında duran gaz sobasınım önünden arabasını hızlandırarak geçti, sonra babasının ayaklarını uzattığı sehpanın yanından kıvrılıp annesinin olması gereken yere doğru gönülsüzce devam etti. artık onun olmadığı yere yaklaşmak bile gelmiyordu içinden, oysa daha 4 ay önce orada o koltukta oturup gülüyordu annesi, hiç yok olmayacakmış gibi, hiç ölmeyecekmiş gibi.
ölmüştü di mi annesi? teyzesi öyle demişti ona, kader demişti, ağlamıştı sarılıp, o ise gözünü bile kırpmamıştı, birazcık gurur bile duymuştu kendinden ağlamadığı için.
sonra olmayan annesinin olmayan yerine doğru aniden çevirdi arabasının yolunu, park etti / tam oraya / hiçliğe.
"seni çok özledim anne" dedi, kimseler duymadı, sadece ama sadece bir saniyeliğine halı çok daha yumuşak hale geldi, onu da çocuk hariç kimse bilmedi.
sobanın az yanında duran gaz sobasınım önünden arabasını hızlandırarak geçti, sonra babasının ayaklarını uzattığı sehpanın yanından kıvrılıp annesinin olması gereken yere doğru gönülsüzce devam etti. artık onun olmadığı yere yaklaşmak bile gelmiyordu içinden, oysa daha 4 ay önce orada o koltukta oturup gülüyordu annesi, hiç yok olmayacakmış gibi, hiç ölmeyecekmiş gibi.
ölmüştü di mi annesi? teyzesi öyle demişti ona, kader demişti, ağlamıştı sarılıp, o ise gözünü bile kırpmamıştı, birazcık gurur bile duymuştu kendinden ağlamadığı için.
sonra olmayan annesinin olmayan yerine doğru aniden çevirdi arabasının yolunu, park etti / tam oraya / hiçliğe.
"seni çok özledim anne" dedi, kimseler duymadı, sadece ama sadece bir saniyeliğine halı çok daha yumuşak hale geldi, onu da çocuk hariç kimse bilmedi.
devamını gör...
16.
halının kenarından çıkan püsküllere dikmişti gözünü. elini zor tutuyordu. gidip hepsini altına tıkıştırası geldi. ama bu davranışının misafir geldiği garip ortamda iyice garip karşılanacağını düşünerek ellerini bacaklarının üzerinde kavuşturdu. bu sefer de gözü önündeki zigon sehpanın üzerindeki dantel örtüye takıldı. bir ucu hafif kalkmıştı. ince parmaklarını uzattı ve düzeltmeye çalıştı. yanlış ütülenmişti örtü. hem de kıvrık şekilde kolalanmıştı. düzelmedi. örtünün ortasında duran su bardağını aldı ve kıvrık kenarın üzerine koydu. huzursuzluğu artmıştı iyice. karşısında oturan adam keskin gözleriyle onu inceliyordu. göz göze gelmemek için bakmadı hiç ve işte yine takıldı halının püsküllerine. ter bastı birden yüzünü. mutfaktan sesler geliyordu. bir dolap kapağı açılmış, ocağın ateşini yakmak için çakmak çakılmış, kahve konulurken kaşığın şıkırdama sesi.. ama püsküller yok mu? bu kadar düzenli bir evde nasıl olur da püsküller dışarıda kalır? aysel neden böyle yaptın diye geçirdi içinden. biliyordu takıntılı olduğunu. şimdi babası karşısında aysel mutfakta o ise dürtünün ellerinde cebelleşiyordu. derin nefes aldı. salonun kapısına odaklandı. birazdan gelirdi aysel. kurtarırdı onu.
devamını gör...
17.
motifi ne kadar özgünse kişinin o halının bulunduğu yere aidiyeti o denli keskin olur. sevgili babamın evinde bir halı var. el dokuması, çiçek desenli ve büyükçe bir halı bu. ben aynı renkte aynı desende halıyı başka yerde görmedim ömrümce. annemin çeyiziymiş. başka genç kızlarla birlikte dokumuş bu halıyı ilmik ilmik anacığım.
beni o halının üstündeki leğende yıkardı rahmetli anacığım tee küçüklüğümde...o halıya ergenliğimde bastım giderek büyüyen ayaklarımla, üniversitedeyken bayramlarda falan geldiğimde yine evin bir ferdi gibi duruyordu salonda aynı halı. çok bayramlar gördü tıpkı benim gibi tıpkı kardeşlerim gibi o halı. yıllar sonra ağabeyimin cenazesi için gittim babamın evine. hemencecik dağılmayıp epeyce bir kalabalık kaldık babamın evinde bir süre. babama bir parça teselli olabileyim diye on gün kadar o halının üzerine serilen yer yatağında uyudum. tüm gün babamdan acımı saklamalıydım; koca adam zaten evladının acısından hüngür hüngür ağlıyordu durup durup. ama geceleri gözyaşlarım düşüverdi vaktiyle ağabeyimle oturup mandalina soyduğumuz o halının üstüne. dikkatli bakınca görünen bir köşesinde, ilk gençliğimizde özenip ağabeyimle birlikte içmeye çalışırken düşürdüğüm sigaranın yanığı duruyordu halen.
taziye için gelenlere hemen terlik verdim...üstünde koca koca ömürlerin geçtiği o halının tek bir köşesine ayağıyla doğrudan basmasın kimse diye.
aradan çok yıllar geçti. geçen gün evime bir halı almak istedim. aradım bütün gün internette çocukluğumun el dokuması o desenini...o ilmik ilmik, sabırla dokunan, eşsiz desenli sağlam halıların yerini yıllar önce makine halıları aldı eyvallah dedik. buna şaşkınlığımız henüz geçmemişken şimdi de çeşit çeşit desende halı örtüsü üretmişler azizim. bir bez üzerine o güzelim motiflerin görüntüsünü baskı yapmışlar; al bunu halıya geçir diyorlar bize! neymiş yıkanabiliyormuş çamaşır makinasında... salondaki halıya bir güzel o bezi geçirelim sonra da iki gözümüzle muhteşem desenli bir halıymışçasına bakalım istiyorlar bu kurnazlığa.
göz yanılır tamam da...her evin her eve; herkesin herkese bu kadar benzemesi doğru mu yani? fani insan evladının salonundaki halı bile bu kadar hızlı değişmeli mi; üstünde zerre yaşanmışlık izi olmadan...
reklam olmasın diye rastgele bir alışveriş sitesinden genel bir görselini ekliyorum bu paçozluğun
beni o halının üstündeki leğende yıkardı rahmetli anacığım tee küçüklüğümde...o halıya ergenliğimde bastım giderek büyüyen ayaklarımla, üniversitedeyken bayramlarda falan geldiğimde yine evin bir ferdi gibi duruyordu salonda aynı halı. çok bayramlar gördü tıpkı benim gibi tıpkı kardeşlerim gibi o halı. yıllar sonra ağabeyimin cenazesi için gittim babamın evine. hemencecik dağılmayıp epeyce bir kalabalık kaldık babamın evinde bir süre. babama bir parça teselli olabileyim diye on gün kadar o halının üzerine serilen yer yatağında uyudum. tüm gün babamdan acımı saklamalıydım; koca adam zaten evladının acısından hüngür hüngür ağlıyordu durup durup. ama geceleri gözyaşlarım düşüverdi vaktiyle ağabeyimle oturup mandalina soyduğumuz o halının üstüne. dikkatli bakınca görünen bir köşesinde, ilk gençliğimizde özenip ağabeyimle birlikte içmeye çalışırken düşürdüğüm sigaranın yanığı duruyordu halen.
taziye için gelenlere hemen terlik verdim...üstünde koca koca ömürlerin geçtiği o halının tek bir köşesine ayağıyla doğrudan basmasın kimse diye.
aradan çok yıllar geçti. geçen gün evime bir halı almak istedim. aradım bütün gün internette çocukluğumun el dokuması o desenini...o ilmik ilmik, sabırla dokunan, eşsiz desenli sağlam halıların yerini yıllar önce makine halıları aldı eyvallah dedik. buna şaşkınlığımız henüz geçmemişken şimdi de çeşit çeşit desende halı örtüsü üretmişler azizim. bir bez üzerine o güzelim motiflerin görüntüsünü baskı yapmışlar; al bunu halıya geçir diyorlar bize! neymiş yıkanabiliyormuş çamaşır makinasında... salondaki halıya bir güzel o bezi geçirelim sonra da iki gözümüzle muhteşem desenli bir halıymışçasına bakalım istiyorlar bu kurnazlığa.
göz yanılır tamam da...her evin her eve; herkesin herkese bu kadar benzemesi doğru mu yani? fani insan evladının salonundaki halı bile bu kadar hızlı değişmeli mi; üstünde zerre yaşanmışlık izi olmadan...
reklam olmasın diye rastgele bir alışveriş sitesinden genel bir görselini ekliyorum bu paçozluğun
devamını gör...
18.
bilinen dünyadaki en eski halı, hunlara ait bir mezardan çıkan pazırık halısıdır. şu an leningrad hermitage müzesinde bulunmaktadır. 4x6 boyutlarında olan, halının ortasındaki 5 bördür halının göbeğini çevreler. göbekte ise 24 adet kare motif yer almaktadır. bu kare mötiflere ''hun gülü'' adı verilmiştir.
''''
kaynak;
tr.wikipedia.org/wiki/Paz%C...
''''
kaynak;
tr.wikipedia.org/wiki/Paz%C...
devamını gör...
19.
yere sermek için kullanılan, kısa tüyleri olan, nakışlı ve genel olarak desenli olarak işlenmiş örtü. desenli dışında düz renk olarak da işlenir. yer dışında duvara asmak için duvar halısı ve koridorlara sermek için ince uzun olanları da yolluk halısıdır.
halılar el tezgahında dokunan ve makinede dokunan olmak üzere iki çeşittedir. el halısının yüzeyindeki kadife kısım el düğümüyle meydana getirilir. makinede ise iğne ve hav ipliği ile bağlama ve yapıştırma işlemi uygulanır. halı dokunmak için kullanılan yün, ipek, pamuk malzemelerinin yanında makine yönteminde sentetik elyaf kullanımı da artmıştır.
halının köken olarak orta asya'dan çıktığı ve çin ile iran'a yayıldığı sanılmaktadır. anadolu tipi halıların çözgüleri aynı düzlemde iken, iran tipi halıların çözgüleri de biraz kabarıklıdır. anadolu halılarından olan ve tarihi özelliği olan gördes cinsi halılarda hakim olan renk kırmızı olmuştur ve boya olarak da bitkisel boyalar kullanılmıştır. süsleme anlayışı hemen hemen anadolu kökenli halılar da dahil olmak üzere doğu kültürü halılarında da aynı şekilde ve belirli kurallar dahilinde ilerlemiş. son dönemlerde de halılarda desen olarak geometriye önem verilmiştir.
halılar el tezgahında dokunan ve makinede dokunan olmak üzere iki çeşittedir. el halısının yüzeyindeki kadife kısım el düğümüyle meydana getirilir. makinede ise iğne ve hav ipliği ile bağlama ve yapıştırma işlemi uygulanır. halı dokunmak için kullanılan yün, ipek, pamuk malzemelerinin yanında makine yönteminde sentetik elyaf kullanımı da artmıştır.
halının köken olarak orta asya'dan çıktığı ve çin ile iran'a yayıldığı sanılmaktadır. anadolu tipi halıların çözgüleri aynı düzlemde iken, iran tipi halıların çözgüleri de biraz kabarıklıdır. anadolu halılarından olan ve tarihi özelliği olan gördes cinsi halılarda hakim olan renk kırmızı olmuştur ve boya olarak da bitkisel boyalar kullanılmıştır. süsleme anlayışı hemen hemen anadolu kökenli halılar da dahil olmak üzere doğu kültürü halılarında da aynı şekilde ve belirli kurallar dahilinde ilerlemiş. son dönemlerde de halılarda desen olarak geometriye önem verilmiştir.
devamını gör...
20.
babamlar azarlarken desenlerini ezberlediğim, canım sıkıldığında ucunu ayağımla kivirdigim, adının neden halı olduğunu defalarca sorguladığım eşya.
devamını gör...