halkbank davası

abd’de mayıs ayında görüşülmeye başlanacak (marttı mayısa attılar), türkiye’nin reza zarrab ve rüşvet verdiğini itiraf ettiği bürokratlar, ki aralarında dönemin bakanlarından zafer çağlayan da bulunuyor, vasıtasıyla iran’a yaptırımların delinmesiyle ilgili halkbank’ım paravan olarak kullanıldığını iddia eden dava.

previously on halkbank davası: (bkz: erdoğan'ın biden karşısındaki çaresizliği).

bu paraları, bankanın kasası yerine, ayakkabı kutusu na saklayan banka degilmiydi?
o banka ise yırtar merak edilecek bir durum yok, nasılsa devlet garantisi altındadır.

buradan

türkiye muhalefetinin tas başında salyası akanlar gibi beklediği dava.
piyasalar gün yaklaştıkça bunu fiyatlıyor. yok dolar 15 olacakçıların tek argümanı bu dava. benim şahsi fikrim dağ fare doğuracaktır.

bu davanın ne kadar ciddi olduğunu elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım sevgili yazarlar hazırsanız başlıyorum:
bana soracak olursanız, ana haber bültenlerinde veya hiçbir medya yayınında göremediğimiz bu olay türkiye için en önemli, en kritik duruşma olacak. tabiri caizse türkiye için bir dönüm noktası olacak. dolar/ işsizlik / enflasyon/ gelecek zamlar / vergiler, her şeyi doğrudan doğruya etkileyecek. peki nedir bu halkbank mevzusu? özet geçmem gerekirse : türkiyenin, abd'nin irana uyguladığı ambargoyu deldiği ve amerika birleşik devletlerini doğrudan doğruya zarara uğrattığı için new yorkta görülecek mahkeme. şunu belirtmekte fayda var. bu davaya eyalet mahkemesi değil federal mahkeme bakacak. yani tüm amerikayı ilgilendiren bir olay. bu mahkemenin sonucunda türkiyeye ya yüklü miktarda bir ceza kesilecek ( benim tahminim en az 20 milyar dolar) yada caatsa yaptırımları uygulamaya koyulacak. caatsa dediğimiz nane ise kısaca amerikanın hasımları ile yaptırımlar yoluyla mücadele yasası.
1. senaryoyu inceleyelim şimdi: farz edelim ki türkiyeye maddi para cezası kesildi ve türkiye ben bunu ödemiyorum dedi. böyle bir şansı var mı? aslında yok ama diyelim ki dedi, o zaman ne olur? halkbank ve bilimum türk bankaları, uluslararası banka fonundan atılır ve dünyada geçerliliği kalmaz. yani otomatikman batarlar.
2. senaryo: diyelim ki türkiye cezayı ödemeyi kabul etti, o zaman türkiyede şuan merkez bankası dahil böyle bir para olmadığı için işler çok başka noktalara gidecek.
3. senaryo: diyelim ki türkiyeye yaptırımlar devreye alındı ( ki ben büyük ihtimalle yaptırım yiyeceğimizi düşünüyorum çünkü türkiye daha öncesinde çağırılan duruşmalara gelmemişti). o zaman da yine çok büyük bir mali ekonomik kriz baş gösterecek ve dolar en az ( bakın en az diyorum size) 10-15 bandına oturacak. artık o saaten sonra işler ne olur az çok tahmin edebiliyorsunuzdur.
türkiye için bu kadar hayati öneme sahip olan ve duruşması mayıs ayında başlayacak olan bu davanın neden sanki başka bir ülkenin sorunuymuş gibi kimse tarafından takılmadığını ben alayamadım.

davaya yaklaşık on gün kalmışken halkbank’a yöneltilen suçlamaları bir kez daha hatırlayalım:

- abd'yi dolandırmak amacıyla komplo kurmak,
- uluslararası acil ekonomik güç yasası'nı iran'a para transferleri yaparak ihlal etmek için komplo kurma,
- abd bankalarını dolandırmak,
- abd bankacılık ve finans sistemini dolandırmak amacıyla komplo kurmak,
- kara para aklamak,
-kara para aklamak amacıyla komplo kurmak.

bu dava basladiginda hukumet, bankayi kapatip vakifbank'la birlestirmeyi ciddi ciddi dusunmustu, yakinen biliyorum.

tecavuzden yargilanan adamin cinsiyet degistirme ameliyatina girmesi ve kadin olarak bu davadan yirtabilecegini dusunmesiyle ayni sey.