haluk levent'in halk kahramanı olmasından duyulan rahatsızlık

edit, abiler halk kahramanı yazacaktım. harflerin bazılarına basmamış olmalıyım. eksik olmuş bir el atarsanız...

en büyük, en çok saygı duyulan, en çok övülen ve güvenilen kişi ben olmalıyım! diyen birinin duyduğu rahatsızlık olabilir ancak...

bu adamın güvenilir adam, bizim de tam zıttı olarak anılmamız bizim değil, bu adamın suçudur..

eğer bu süreçte bir kahraman çıkacaksa ortaya bu kişi haluk levent! olmamalı.
eğer oluyorsa ondan bunun hesabı sorulmalıdır.
kimse bizi gölgeleyemez dahası iyiliği ve yüksek ahlakı yüzünden bizi aciz düşüremez, kötü gösteremez...

tez hesabı sorulmalı...

işte haluk levent hazımsızlığının özeti budur..

yönetimi elinde tutan siyasal islamcılar halk üzerindeki otoritelerinin kaybolduğunu fark ettikleri için halkın güven duyduğu isimleri karalayarak halkın onlara olan güveni sarsıp, toplumun bu isimlere yönelmelerini önlemeye çalışıyor. yaptıkları kötülük timsali algı oyunlarının sebebi bu. ancak fark etmedikleri bir şey var, sosyal medya öyle bir imkan sunuyor ki, kim ne yapıyorsa ortaya çıkıyor. ayrıca bütün ünlüler, sosyal medya fenomenleri bir arada şeffaf bir şekilde çalışırken ve onların tüm takipçileri buna sürekli şahit oluyorken, bu algı oyunları ters tepip nefrete dönüşüyor. şu an türk gençlerinin çoğu bu operasyonu yürüten pelikancılardan ciddi olarak nefret ediyor. onlar bu engelleme girişimlerinin ters teptiğini fark ettiklerinde kendileri için çok geç olacak.

“hiçbir iyilik cezasız kalmaz.”

yani bakan beyler bile kendisinden bilgi aldığından mütevellit; baaağzı kesimlerin raydan çıkması normal.

okçu vakfı değil netice itibariyle; this is ahbap.

"bir işe yaramıyorum, yarayana bok atayım bari." kafası.

haluk levent şunları birleşik krallıkta yapsa sir haluk levent olurdu. bizim milleteki çekememezlik kimsede yok.

haluk levent ve oğuzhan uğura hakaret etmek ve soruşturma açmak yerine teşekkür edilmelidir ama rospu çocukları olduğunuz için insanlara çamur atmayı tercih ediyorsunuz.

etki-tepki gibi bir şey aslında bu ve gayet normal...

etkiyi anlatayım hemen...
bir kere bu haluk levent, normal bir insan değil... öyle sıradan bir sanatçı hiç değil.
övgü anlamında söylemiyorum... şimdi söyleyeceklerimi dikkatli okuyun;
bu adam, ''yollarda'' adını verdiği albümle, 90'lı yılların başlarında hayatımıza girdiği andan itibaren, sürekli konser veriyor!
ilk 15-20 yıl özellikle...
on binlerce konser organizasyonu gerçekleştirdi bu insan...
o kadar çok insanın hayatına dokundu ki... bunun yanında, yüz yüze görüşülen milyonlar!

ben lisedeyken, okulun en güzel kızı ile takılıyordu bu haluk levent, düşünün...
benim bile bir şekilde bir bağlantım oluşmuş adamla.

70'li ve 80'li yıllarda doğanlar özellikle!
''haluk levent'i bilmeyen tanımayan bir insan?''
olabilir mi hiç öyle bir şey?!
''konserine hiç gitmemiş olmak?''
kabul edilebilir değil!

ben gitmedim..
çünkü haluk levent'in ürettiği müzikten birkaç tık yukarıda ''rock'' müzik seviyordum.
hiçbir kıza, ''hadi gel, seni haluk levent konserine götüreyim'' demedim...


şimdi velhasıl, bu haluk levent, enteresan adamdır...
zihinlerde, algılarda sağlam bir yer edinmiştir zamanında... toplum geneline yayılmış bir hafızadır haluk levent... unutulmazdır..
1999 depreminde yaptıkları da akıllardadır...
yani ''ahbap başkanı haluk levent'' olmak, öyle birdenbire olan, olacak bir şey değildir.
öncesi vardır...


haluk levent'in arkasında, her zaman sağlam bir kitle olmuştur..
her sağlam kitlenin karşısında da, kendisini o kitleye ait görmeyen başka kitle(cik)ler mutlaka olacaktır.

hayatta hiçbir oluşum yoktur ki çok sevilen, ilgi gösterilen; karşısında, ondan haz almayan insanlar da olmasın...

şimdi şu zamanlarda, interneti cahilce kullandığımız için, çıkan üç beş saçmasapan çıkışa hemen atlıyoruz sazan gibi, ilgi gösteriyoruz...
iyi güzel şeylere, olaylara, yorumlara ilgi göstermiyor, nerede bir saçmalık görsek, üzerine atlıyoruz...
hemen etkileşim!
saniyesinde etkileşim..
''hemen yayayım, herkes bilsin!''

belki bu münferit bir hadise?
mahallenin delisi pantolonunu indirdi sokakta gezdi diye, bunu bu kadar büyütmemiz mi gerek?
büyütüyoruz!
her gün biri çıkıyor, pantolonunu indirip deli gibi sokakta geziyor ve biz, her seferinde, ilk defa yaşanmış gibi tepki gösteriyor, elden ele yayıyoruz hemen o haberi...

bu alışkanlıktan vazgeçtiğimiz an, şu sanal ortam daha keyifli bir hal alacak biliyor musunuz?
daha faydalı olacak bir kere en başta...
şimdi içinde bulunduğumuz zamanlarla dalga geçeceğiz, ilerleyen dönemde..
bi 15 sene daha var, sistemin tam oturması için...

saçmalayan bir insan görüldüğünde ona tepki vermek, sadece ''alkolü biraz fazla kaçırmış'' insanların alışkanlığı olacak..
ve pek tabii ki, profil resmine kedisinin fotoğrafını koyan yalnız insanın....

liyakat kelimesinin anlamını bilselerdi, haluk levent sadece sanatını yapardı.
bunu anlamak o kadar basit ki...
yangın çıkıyor, yetiş haluk.
deprem oluyor, yetiş haluk.
kurumların hepsinin içi o kadar boş ki, hiç bir işi düzgün yapamıyorlar.
bakan şarkıcıdan detay alır mı ya?
bakansın sen bakan.
altında yüzlerce idari amir var.
binlerce personel var.
ne işe yarıyorlar? hiç!

emin olun, haluk levent'e de sorsanız keşke her şey yolunda olsa da ben de sadece şarkı söylesem diyecektir...