harry potter ve zümrüdüanka yoldaşlığı

harry potter serisinin çoğunlukla yalnızlığı işleyen kitabıdır. zamanında kutsal kitap gibi elimden düşürmüyordum. baştan sona 10 kere okumuşluğum vardır.

bir listen and repeat.

100 sayfa sonrasında ancak kahramanların hogwarts'a döndüğü kitap.. harrymizi aynı vatan emniyetten hakkında şikayet olması üzerine çağırdıkları gibi sihir bakanlığından çağırıp ifade vermesini isterler. ron ve hermione yeni mümessiller seçilir. ayrıca ana karakterlerden biri olan ravenclaw sınıfından sarışın luna lovegood ilk bu kitapla yeni karakter kilidi açılmıştır. sirius black'in ölümünü de çok pis bir spoiler olarak gazeteden öğrenmiştim.

en çok üzüldüğüm kitaptır harry potter serisinde. en uzun kitaptır aynı zamanda. ikinci kez okurken, bildiğim bir sonun hiç olmamasını istediğim için harry'ye çat pat yapıştırasım geldi çokluk. tamam evet, mr. weasley i kurtarılmasına vesile olmuş olabilirsin. neden hiç büyüklerine fırsat vermiyorsun birazda onlar işi götürsün değil mi? canım sirius senin yüzünden öldü al bakalım. kitabın direk finaline geçtim ama gerçekten, harry kadar bende bu gerçeği kabul edemiyorum. üstelik, sirius'un ona verdiği o aynayı bölüm sonu canavarı gibi en en sonda bulmuş olması, kalbimi çok kırıyor. eğer o paketi çok önceleri açmış olsaydı, şömineyi kullanmayacak, kreacher pisliğinin yalanına maruz kalmayacaktı.
neyse sakinim..

bu kitap üzüntü ile kızgınlık arasında gidip gelen bir kitap bence. o yüzden en çok kızdığım kişi harry iken, ikincisi tabiki dumbledore. bu kadar uzak ve bilgisizce neden sonuç ilişkisi kurdurmadan yeniyetme bir çocuğa sadece denileni yap dersen, tabiki yapmaz. keşke azıcık anlatmış olsaydı, siriusta ölmezdi belki... ayrıca dumbledore, hala söylemediklerin var. hala bildiğin ama sakladığın şeyler var ve korkarım asla tam açık etmeyeceksin bunları. o kadar sinir bozucu ki..

sevgili yazar j.k.rowling eseridir.
harry potter serisinin beşinci kitabı olarak karşımızdadır.
bir önceki seride yaşanan olaylardan sonra harry derin bir hüzün içerisinde eve geri döner ve yazını teyzesinin yanında geçirmeye devam eder. bir gün parkta salıncakta düşünürken kuzeni ve arkadaşları harry ile dalga geçmek için yanına gelir ve onu rahatsız etmeye başlarlar. tam o sırada günlük güneşlik olan gün bir anda karanlık bir hal alır. tam bu sıralarda harry ve kuzeni dubley’in karşına ruh emiciler gelir ve ikiliye saldırırlar. bu saldırıdan hem kendini hem de kuzenini kurtarması için harry patronus büyüsünü yapmak zorunda kalır ve kuzenini de alıp eve gider. ruh emicilerin saldırısına uğrayan kuzeni kendine uzun bir süre gelemez ve bu sırada harry’e bir insanın yanında büyü yaptığı için sihir bakanlığı tarafından çağırılır. bu yaptığı büyü aynı zamanda hogwarts dan da atılmasına neden olur. bu zorluklarla uğraşan harry, dumbledore’un kurduğu zümrüdüanka yoldaşlığı ile kendinde güç bulur. voldemort’un yeniden dönmesi herkes tarafından konuşulan bir konudur ancak bu durumun doğruluğu bazı büyücüler için inanması güç bir durum halindedir.
kitabın son serisine yaklaşırken olaylarda aynı şekilde daha da güçlenmeye başlıyor ve okuyucular için bu yakın sona yaklaşmak hiç bu kadar heyecanlı olmamıştır bu konuda eminim.

okuyor,okutuyoruz,izliyor, izletiyoruz.