bir kimsenin, sahip olduğu mevki, şan, şöhret, sıhhat gibi manevi mal, mülk gibi maddi nimetlerini çekememek… bunlardan rahatsız olmak ve o kişinin elinden bütün bunların gitmesini istemektir.

(bkz: kıskançlık)
(bkz: çekememek)
devamını gör...
kıskançlık ile arasında büyük fark olan duygudur. haset başkasında olan bir şeyin asla elde edilememesi gerçeği ile yüzleştiğimizde hissettiğimiz korkunç kindar duygudur. örneğin siz bir kadınsınız ve kısırsınız. çocuğu olan bir kadın gördüğünüzde haset hissedersiniz. çünkü asla çocuk doğuramayacaksınız. işte bu " asla " kısmının bize verdiği acı haset duygusunu oluşturur.
ingilizce: (bkz: envy)

kıskançlık ise elimizde zaten bulunan bir şeyi başkasının elde ettiğini gördüğümüz durumdur. elinizde olanın sizden alınması yüzünden hissettiğimiz duygudur. bu sevgilimiz olabilir, evimiz olabilir veya makamımız olabilir. başkasının bizim yerimizi alması bizi çıldırtır. sahip olduğumuz şeyin başkasına geçmesi bizi sinirlendirir.
ingilizce: (bkz: jealousy)

ikisi arasında böyle bir fark vardır.
devamını gör...
bil ki hasetle nesil kirlenir.
devamını gör...
kıskançlığın yıkıcı versiyonu.
geçenlerde yine nerde okuduğumu hatırlamadığım bir cümle günlerdir aklımda dönüp duruyor. “türkiye’de toplum içi ilişkiler hasetçilik üzerine” diye. ya da buna benzer bir cümleydi. toplum olarak bir başkasının hayatına bunca fikirlerimizi, yargılarımızı sokmamızı benim nezdimde çok iyi açıklıyor.

insan, bazen insanlarla ilişkileri üzerine düşünürken bazı hisleri, durumları ve tavırları tanımlamaya ihtiyaç duyuyor. belirli söylemlerin, eleştirilerin, yargıların kökenini anlamlandırmaya ya da bir temel bulmaya çalışıyor.
bir insanla konuşurken yorum diye nitelediğimiz, basit cümlelerin altına sakladığımız o yargılayıcı aşağılama duygusunun motivasyonunu haset tam olarak karşılıyor.
bir insanın sahip olduğu bir olguyu, durumu, hissi dahi küçümsemekte aynı motivasyondan kaynaklanıyor.
‘bende yoksa onda da olmasın’ ve olmasın diye de onu cümlelerimle rahatsız edebilir ya da dahası kötü niyetle manipüle edebilirim. kişinin kendi hayatına değmeyen herhangi bir konuda bu aşağılayıcı/niteliksiz yargılayıcı tavırda olması üzerine, düşünmesi gerekiyor.
çünkü karşınızdaki kişi, ne kadar yakınınız olursa olsun, haset edilen konu hakkında yeterince fikir/bilgi/deneyim veya eminlik sahibiyse, kişinin aklında bilfiil ‘yetersiz’ ya da basit bir durumun niteliklerini çözümleyemeyen rahatsız edici bir köylü kurnazı olarak kalmanız olası.
devamını gör...
uç koşullar haricinde; şükran duygusunun yokluğundan doğar.
devamını gör...
haset, keşke benim olsa da onun olmasa demektir.
gıpta, keşke onun olduğu gibi benim de olsa demektir.
haset, kıskançlık ve çekememezlik ile kardeşken, gıpta, imrenme ve özenme ile yakındır.
haset etmeyin, gıpta edin.
devamını gör...
kötü biri olduğunuzun belgesidir.
devamını gör...
sözlükte bolca bulunur. gerçi insanın olduğu her yerde var bu. ne demişler?
devamını gör...
kıza bak, yanındaki lavuğa bak.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"haset" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim