kıskançlık ve haset arasındaki fark

çoğu insanın bilmediği farktır. kısaca:

kıskançlık kaybetme korkusuna çok benzer. diyelim ki sizin sahip olduğunuz bir şey var.( mal-kişi-statü ) aynı zamanda da bu şeyi ele geçirme potansiyeli olan bir rakibiniz var. işte bu sizde kıskançlık yaratır. sizden iyi olabilme ve elinizdekini alabilme ihtimali sizi delirtir. koruma moduna geçersiniz hemen.

haset ise yıkım ve yok etmek ile alakalıdır. sizin sahip olmadığınız ve asla da olamayacağınız bir şeyin başkasında olduğunu bilmek sizi krize sokar. bu fiziki özellikler de olabilir ki kadınlar bu tarz hasete çok yakalanırlar. statü de olabilir.

örneğin asla çocuğu olamayacak bir kadın çocuğu olan bir kadına aşırı haset duyabilir.
çok kötü şartlarda yaşayan bir adam zengin bir iş adamına haset duyabilir.

burada esas önemli nokta şudur;
haset duygusu genelde en yakınlarınıza oluşur. örneğin japonya'da yaşayan birine haset hissetmezsiniz. ama arkadaşlarınıza çıldırabilirsiniz.

haset duyan insan yıkım odaklıdır. kendi şartlarını yükseltmeye ve kendinin en iyi versiyonu olmaya çalışmaz. karşı tarafın elindekileri yok etmek ister.

bu nedenle kıskançlık sevgi ve koruma tabanlı oluştuğu için haset'e göre çok daha masumdur.

açıkcası kişisel görüşüme göre şu’dur;

kıskançlık ; temelde sahip olmak istenilen ya da sahip olunup- kaybedilmiş şeylerin başkasında olduğunu gördüğünde ortaya çıkan duygudur.insanları uygunsuz ve aşırı davranmaya itebilir ama çabuk fark edilir.şuurlu insan için, çok uzun süreli olmaz zaten bu geliştirilen tavır.

haset; kin gibi bir duygudur.birine negatif duygu geliştirirsiniz ve onda takılı kalırsınız.ne yaparsanız yapın, o insana karşı hep bir “ öfke- sinir- kötü şeyler dileme” durumu vardır ve bu insanlar maalesef toplum- aile- birebir ilişkiler için risklidir. sonu farklı yerlere dahi dayanabilir yeter ki karşınızdaki insanın vicdanı olmasın.


aslında gördüğünüz an, kaçmanız gereken insan tipleridir bunlar.tabi ki hepimiz özenebiliriz- kıskanabiliriz ama önemli olan bunu kendi içinde hızlıca çözüp, davranışlarına ve diline yansıtmamaktır.birine “ kem gözle “ baktığın an, yüreğindeki iyi niyet solar.