hastane personeli ile yaşanan sorunlar

ziyadesiyle sıkıntılıdır. ne zaman hastaneye gitsem olanca kibarlığıma rağmen personelden çocuk gibi azar yiyorum. seni oraya soru soralım diye oturtturmuşlar sorulara cevap vermek istemiyorsan çalışmazsın. hastanede çok cins insana denk geliyodurlar buna eminim. ben bile bazen bu insanlar aptal mı adamları uğraştırıyorlar diyorum ama personelin afra tafrası başka.
pandemi süreci çok sıkıntılı hepsinin işi çok zor ama pandemiden önce de aynıydı. doktorun yapmadığı tribi personel yapıyor. yanlış kağıdı veriyor ismim hatalı diyorum inatlaşıyor misal, benim adimi benden de mi iyi biliyorsun da benle inatlaşıyorsun . sinirini sinirlendirenden çıkaracaksın. şikayet durumu olunca da hepsi birden ayaklanıyor sonra.

devlet ve özel hastane farketmeksizin danışma görevlileri, çalışanlar genelleme yapmıyorum yanlışta anlaşılmasın şimdi sağlık başlı başına zor bir sektör ama yapmayın arkadaşlar,insanlara dişlerinizi sıkırak konuşmayın.çok korkunç görünüyorsunuz hastaneye canımız sıkıldı diye gelmiyoruz.çok ta nefret ediyorsan işinden istifa et belki daha ılımlı bir insan nasiplenir görevine.

hastane personelleri nezakete muhtaç kalmış insanlardır. istisnalar saklı kalmak üzere, bir işini gördüklerinde teşekkür etmene bile şaşkınlıktan kısa süre tepki veremeyebilmektedirler. sonrasında bir işin olduğunda nazikçe hallederler. yani sorun hastane personelinden çok onlara kaba davranan insanlardadır.

insanlara sen diye hitap etmeleri sinir bozucudur. kendilerini yarı tanrı olarak gördükleri için veya toplumun özellikle doktorlara verdiği statüden kaynaklanıyor olabilir. genelleme yapıyorum hem de hunharca.

hastane personeli olarak bazı konulara açıklık getirmem gerekiyor arkadaşlar...
öncelikle her gelen hasta personelden güler yüz ,alttan alma ,acısını hissetme tarzı empatik şeyler bekliyor ama kendileri empatiden yoksun oldukları için bu personelin günde yüzlerce hastanın aynı talebine tabiiki de cevap veremeyeceğini düşünemiyor . ben demiyorum ki personel bunların tam tersini yapsın suratını assın işini yavaşlatsın ... bence işiniz bir an önce görülsün yeterli fazlasını da bekliyor bazen halkımız yapmayın etmeyin. sağlık personeli bir yerden sonra robot gibi oluyor artık bazı duygularını törpülüyor arkadaşlar törpülemek zorunda da daha soğuk kanlı çalışabilmek için . dışarıdan görüldüğü gibi değil her işin zorluğu var karşılıklı empati kurup birbirimizi idare etmeye çalışalım..

fazla insanla haşır neşir olanlarda mesleki deformasyon olabiliyor. bir şeyde yapamıyorsun sedyedeki eşin ya da annen. ambulans kapısını izinsiz açtığımdan dolayı azar işıtip minik bir küfür salladığım için bir yıl mahkemeye gittim.
hakim sordu kapı olayını
zil vardı da ben mi çalmadım dedim.
pişmanım yumruk atmadığım için.

genellikle siz yerine sen denilmesinden kaynaklı sorunlardır. bir hastane personeli bana sen diye hitap ettiğinde, ki genellikle hep öyle yaparlar, "siz, siz, bana siz diyeceksiniz. ben size sen diye hitap etmiyorum siz de bana hitap etmeyeceksiniz" diye uyarırım. ters yaparsa beyefendi modumu kapatıp lanlı munlu konuşmaya başlarım. huyum kurusun. ameliyatlıyken bile kavga etmiş adamım bu yüzden.

her insanın aynı olmadığı gibi, her sektörde de iyi ve kötü insanlar vardır.
iyisine de kötüsüne de denk geldim.
ama şahit olduğum bir konu var ki, personelin hiç suçu yoktu.
danışma diye koymuşlar.
tam üzerinde 2 metreye 2 metre at kadar tabela.
işte üroloji şu tarafta, dahiliye 2. katta, doğumhane soldan gidiniz gibi...

halkım insanı ne yaptı?
bilmem ne ne tarafta diye soruyor...
yahu okuma yazman yok mu? var.
adamcağız eliyle yukarıyı işaret etti.
"söylesen ölür müsün?" tepkiye bak...
e sevgili beyinsiz, sen okusan ölür müsün?
insanlar senin gibi salaklar değil de, gerçekten karmaşık bir durumda olanlar yardım alsın diye oraya at kadar tabela koymuşlar.
senin o çük kadar beyinli kafana göre hastaneye giren herkesin önce danışmaya sorması lazım.
mal ya.


gülmüştüm o gün, hala gülerim.

hasta kabul-kayıtçı mı ne, ben onlarla çok sorun yaşıyorum . yok efendim günde elli kişiyle falan uğraşıyorlarmış da, bilmem ne de. bana ne, beğenmiyorsan bırak git. türkiye burası, avrupai insan hareketi mi bekliyorsun. hani sinirli insan değilseniz bile sinir sahibi olursunuz. eyleme çıkalım desen maaşımdan olurum diye de aklı çıkar ama. ben sana yaşadığım sorunları anlatıyor muyum?

bana en son sakinleştirici iğne vurdular sonra pamuk gibi oldum. (ameliyattan çıkmıştım, ağrım vardı ve üstüne çağırılmasına rağmen gelmiyordu hemşire. bir kaç şey daha vardı ve tamamen ben haklıydım. diploma veren hocasından, üniversiteyi inşa eden ustaya kadar saydırmış olabilirim. (yüksek desibel ile)
bu arada sakinleştiriciden sonra insana bir esenlik bir gülümseme geliyor ya. böyle dünya umurunuzda olmuyor.