1.
kahpe dinci veyahut dindar düzene başkaldırmakla başlar.
yoksa karanlığın bağrında yaşamaya devam edeceksin.
bakmaz, görmez, duymaz, söylemez ve en sonunda haykırmazsan en sonunda
efendi efendi tükeneceksin.
yoksa karanlığın bağrında yaşamaya devam edeceksin.
bakmaz, görmez, duymaz, söylemez ve en sonunda haykırmazsan en sonunda
efendi efendi tükeneceksin.
devamını gör...
2.
*
bunamadan musdarip değilseniz zor.
yaşandıkları anların netliğinde değilseler bile; zamana yenik düşüp silikleşseler bile ufak tefek kırıntılar yetiyor zihnimizde buğulu görüntülerin canlanmasına. işte böyle zamanlarda pişmanlık olmasa da yaşanan kimi şeylerin bir kokuyla, bir eşyayla, bir renkle davetsiz akla gelivermesi, tekrar ve tekrar zihni işgal etmesi gün geliyor acı, bazen üzüntü, kimi zaman öfke, kimi zaman kırgınlık, illa bir hayal kırıklığı sebebi oluyor bende.
geriye dönüp hesaplaşmanın, yüzleşmenin mümkün olmadığı zamanlar ise insanın kendini en çaresiz hissettiği anlar. ölmüş ya da küsmüş fark etmez... yakasına yapışamıyorsun, gözlerindeki sahte bakışın, dilindeki yalanın hesabını soramıyorsun. kalbindeki kırıkları yapıştıramayacağını bağıra bağıra suratına haykıramıyorsun, uğradığın haksızlıkların cezasını kesemiyorsun.
ama!.. bergüzar diye bıraktığın şeyler onunla kalıyor. anılar ziyan edildi, her şeye ihanet edildi "eşya"sı orada duruyor. her bergüzar o zamanki anının bir simgesi. oysa ki; anılar kirlendi, anılar buğulandı, anılar giderek siliniyor ama eşyası hala onda duruyor... bunu içim almıyor.
bunamadan musdarip değilseniz zor.
yaşandıkları anların netliğinde değilseler bile; zamana yenik düşüp silikleşseler bile ufak tefek kırıntılar yetiyor zihnimizde buğulu görüntülerin canlanmasına. işte böyle zamanlarda pişmanlık olmasa da yaşanan kimi şeylerin bir kokuyla, bir eşyayla, bir renkle davetsiz akla gelivermesi, tekrar ve tekrar zihni işgal etmesi gün geliyor acı, bazen üzüntü, kimi zaman öfke, kimi zaman kırgınlık, illa bir hayal kırıklığı sebebi oluyor bende.
geriye dönüp hesaplaşmanın, yüzleşmenin mümkün olmadığı zamanlar ise insanın kendini en çaresiz hissettiği anlar. ölmüş ya da küsmüş fark etmez... yakasına yapışamıyorsun, gözlerindeki sahte bakışın, dilindeki yalanın hesabını soramıyorsun. kalbindeki kırıkları yapıştıramayacağını bağıra bağıra suratına haykıramıyorsun, uğradığın haksızlıkların cezasını kesemiyorsun.
ama!.. bergüzar diye bıraktığın şeyler onunla kalıyor. anılar ziyan edildi, her şeye ihanet edildi "eşya"sı orada duruyor. her bergüzar o zamanki anının bir simgesi. oysa ki; anılar kirlendi, anılar buğulandı, anılar giderek siliniyor ama eşyası hala onda duruyor... bunu içim almıyor.
devamını gör...
3.
hatıralar ve geçmişimiz bizi güçlü kılan en önemli verilerimiz zaten. uğradığınız ihanetler, yediğiniz kazıkları hatırlamazsanız, nasıl daha güçlü olabilirisiniz?
devamını gör...
4.
5.
yapmak istediğim eylemdir.
devamını gör...
6.
dikkat, geri dönüşüm kutusu boşaltıldı!
devamını gör...
7.
mantıklı düşününce zengin silkeleme yöntemi olarak kullanılabilir olması ciddi anlamda aklıma yattı, işte şimdi sizi gözleriniz bağlı sırt üstü yatırıp beyblade gibi çeviriyoruz 3 tur sonra hafızanız 0’lanıyor, seans ücretimiz 5000 euro.
devamını gör...
8.
artik sizi uzmekten baska ise yaramayan fotograflari yazismalari silin ve hayatiniza devam edin diyen psikyatrist - psikologlara kulak vermek gerek.
devamını gör...
9.
geçmişte yaşadığımız şeylerden ders alarak bugün ve gelecekteki hayatlarımızı oluşturuyoruz. hayatımızda neleri istediğimizi ya da hangi insanları istemediğimizi hep deneyimleyerek öğreniyoruz. güzelden çok, kötü anılarla birçok şeyin bilincine varıyoruz.
peki bunları silince ne oluyor? bomboş bir sayfa, bomboş bir sen.
sonuç olarak, bugün beni ben yapan iyi/kötü yaşanmış tüm anlar ve o anılar olduğundan; kendim için asla böyle bir şey istemezdim.
peki bunları silince ne oluyor? bomboş bir sayfa, bomboş bir sen.
sonuç olarak, bugün beni ben yapan iyi/kötü yaşanmış tüm anlar ve o anılar olduğundan; kendim için asla böyle bir şey istemezdim.
devamını gör...
10.
hafıza kaybı yaşanması haricinde mümkün olmayan durumdur. ama zaten niye hatıra ve geçmişi siliyoruz ki? tüm o yaşananlar bizi bir yere getirmek, belki bir ders ya da mesaj vermek için gerçekleşti. bugün olduğumuz kişiysek geçmişimiz sayesindedir. ama alternatif olarak şunu önerebilirim; geçmişin ya da yaşananların sizi rahatsız etmesine pekala izin vermeyebilirsiniz. ''evet bunları yaşadım, ama geçmişte kaldı ve benim bugünüm var.''
geçmişe saplanmak, aynı şeyleri kafamızda tekrar tekrar yaşamak hepimize çok kolay geliyor. çünkü bu hep yaptığımız ve kolayımıza gelen bir alışkanlık. peki ne faydası var? bunu sorun kendinize dostlar. eminim doğru cevap size kendiliğinden gelecektir.
geçmişe saplanmak, aynı şeyleri kafamızda tekrar tekrar yaşamak hepimize çok kolay geliyor. çünkü bu hep yaptığımız ve kolayımıza gelen bir alışkanlık. peki ne faydası var? bunu sorun kendinize dostlar. eminim doğru cevap size kendiliğinden gelecektir.
devamını gör...
11.
telefondaki mesajlarla fotograflari silin aldigi armaganlari ne bileyim esyasi falan varsa da cöpe...tamam!
artik geri gelmeyecek gunlerin anilari insanin ruhuna yüktür diyor ruh sagligi uzmanlar.çok mantikli her gun fotograflara bakip eski mesajlari okuyan insan iyilesemez
artik geri gelmeyecek gunlerin anilari insanin ruhuna yüktür diyor ruh sagligi uzmanlar.çok mantikli her gun fotograflara bakip eski mesajlari okuyan insan iyilesemez
devamını gör...
12.
hatıra zaten geçmişte olan bir şeydir. anlatım bozukluğu var başlıkta.
ne demiş nietzsche? unutan iyileşir.
ne demiş nietzsche? unutan iyileşir.
devamını gör...
13.
herşey dijital oldu, fotoğraf ve mesajları silmeyle halledildi sanılıyor. yersen.
devamını gör...