hava atmalık şeyler

gün. geçmiyor ki hava atmalık yeni bir şey bulmayalım. hava atmak bir nevi challenge’dır. psikolojik olarak iyi eder falan filan.

başlığı açmamın sebebi yanından geçtiğim sitenin adını zikretmek istemem. sitenin adı havuzlu evler .

nerde oturuyorsunuz, sorusuna, havuzlu evlerde demek, hava atmıyorum ama sen anla demektir.

havuz, yüzme havuzu ya da minnacık bir süs havuzu da olabilir ama yani ismi duyunca aklınıza yüzme havuzu geldi itiraf edin.

ben hava atmam, kimsenin attığı havayı da fark etmem diyenlere peki diyorum.

sağında solunda hava atanlar olanlara, pazar sabahı erkenden gard aldıracak bir başlık olsun. hava atılmalık şeyi olmamak yoktur, bu konuda hazırlıksız olmak vardır.
havanız bol ve ferah olsun.

tatil yapılan yerler, bunların en başında gelir.
-bu yaz nerelerde neler yapıyorsunuz?
+yunan adaları'ndayız.
aslında hemen de hava atıyor diye düşünmemek lazım bence, bunu söylerken belki de hava atmıyordur. o kişinin zaten hayat tarzı böyledir de belki de sen, onun hava attığını düşünüyorsundur. buna da dikkat etmek lazım ama hani cem yılmaz "o ağız ne o ağız" diyor ya, efendim o ağız biraz kenara doğru kayıyorsa, biraz hava atma, biraz zenginliğini vurgulama çabası gibi şeyler olduğu düşünülebilir.*

en havalısı da, söyleyenin kesinlikle hava atmak için söylemediği belli bir şeyin, bir öteki için müthiş havalı sayılması durumudur. (karı koca keyfine 22 metrelik yatta yaşıyor, aşçısı kaptanı marina kirasına her yıl bir daire alırsın, ama oğlundan şikayet ediyor: " eşşek kadar adam oldu, kaçtıkta kurtulabildik, göt kadar tekneye kız arkadaşını da getirip misafir muamelesi bekliyor, bu dünyada bize huzur yok üstadım." diyor..
nasıl üzüldüm anlatamam..!!

fakirlerin ve yeni zenginlerin düşündüğü şeyler bütünüdür.

şu an ortamda biri aldığı araziyi anlatıyor mekandaki herkes duyuyor. görgüsüzlük. yapmayın şöyle şeyler.

aşağılık kompleksi sonucudur. çocukluğunuza inmekte fayda var.

bir zamanlar yapmıştım bunu ama yapılmayacak gibi değildi. müzikle, özellikle elektro gitar ile ilgilenen herkes fender'i bilir, stratocaster'i de bilir hele hele amerikan fender stratocaster...kuzenlerle rock bara gittik ne alakaysa yavru bagajdaydı neyse gitarist yardırıyor falan, ara verdiler bizde yanaştık bunlara sohbet muhabbet, bende usa fender var dedim, hadi lan dedi...bekle dedim, aldım getirdim, 60. yıl özel yapım...herif taktı jakı çıktılar sahneye, gecenin sonuna kadar bırakmadı. bende masamda kosalıyordum tabiii....kos kos.

bazılarının nickleri.
büyük büyük anlamı olan şeyler xd

çocukluğumdan kalma tasolarım ve misketlerimle hava atabilirim. heheheh

hava atmalık bir şeyim yok, olsa da beceremem.
utanırım hava atmaktan hele bu sıcakta..

adonis kası.

hiç hava atacak bir şeyim olmadı. ne öyle havalı havalı savuracak saçlarım, ne akustik koridorlarda tık tık tıklayan topuklu ayakkabılarım, ne kırmızı ışık söner sönmez vınnnn diye havalanacak arabam, ne dizi dizi açılmamış kutulu içkilerim, ne göze sokacak kadar iri taşlı takılarım oldu hayatta.

ama dışarı vurmadan için için övündüğüm şeylerim oldu. ellerim bunların başında gelir, güzelliğinden değil de becerikliliğinden. sonra onca zorluğu taş gibi göğüsleyen azmim, iyiyi/güzeli ayırt edebilen; bakmayı bilen gözlerim gelir. okuduğum mektepler, diktiğim ağaçlar, esirgemediğim merhametim; şefkatim, kirlenmeyen vicdanım filan gelir.

güzel içer, güzel severim. havalı değil ama gönlüm güzel benim... galiba hepsi bu kadar.

onlarla gurur duyuyorum…