hayal kırıklıklarının insana kattığı şeyler

sigara ve alkol alışkanlıkları, eskisi gibi mutlu olamama, yası tutulacak olayların çoğalması. tecrübenin artışıyla beraber daha az hata yapmaya çalışılan, daha temkinli bir yaşam tarzı. bu entrynin konusu olacak olan şey ise duyguların ve mantığın sürekli bir çatışma halinde olmasıdır.

özgürce hayalini kurduğumuz, içimizden gelen ne varsa yapmaya çalıştığımız şeyleri yavaş yavaş terk ederiz. çevremizden, sırdaşlarımızdan bizlere "korkma, neden çekiniyorsun ki" cümleleri akmaya başladığında daha iyi anlarız bu durumu. bir şey istiyoruzdur, kurgusunu tamamlamışızdır ve harekete geçmek için her şey hazırdır. her şey hazırdır ancak bir kaygı, bir yerlere gizlenmiş olan bir tür korku buna izin vermiyordur. dostlarımıza gider ve durumu anlatırız. işin planlama kısmında ortaya çıkmayan yeniden o kırılmayı yaşama ihtimalini göz önüne almamışızdır. bazen kendi kendimize bazen de birine anlatırken anlarız bu ihtimalin varlığını. sonra da içimizdeki kaygının argümanlarını dinlemeye başlarız; söz sırası ondadır.

"şöyle olabilir, böyle olabilir" der. "risk almaya değer mi ? huzurun var işte, biraz da mutluluğun. yetinmeyi bilmek önemlidir. hiçbir şeyden tad alamayacak bir duruma düşebilirsin" der. bir geçmişin hesap defterini, o hayal kırıklıklarının yaşattığı duyguları anımsatan duygularla beraber önünüze çıkarır. bir sigara yakarsınız, sonra bir tane daha. mevcut sorumluluklar, hızlı yaşama yetişmek zorunda kalışınız ve duygularınız arasındaki çatışma zihninizi yorar. yorulan zihninizden, bu iç kavgadan kaçmak için içtiğiniz sigaralar, içkiler, düzensizleşen yaşam, kaygıların getirdiği beslenme bozuklukları da sizi fiziksel olarak yorar. birikmiş kırıklıklar, bizzat kendiniz tarafından gömülmek zorunda kalınan umutların hepsi bir bir ortaya çıkıp manevi dünyanıza yüklenir.

tüm bunlar size, mantığınızın sesini dinlemenin, duygularınızın ve isteklerinizin izinde gitmekten çok daha anlamlı olduğunu düşündürür. eskisi gibi değilizdir; çok fazla yara onarmak zorunda kalmışızdır ve bir yenisine tahammülümüz yok gibidir. içten içe çetin bir savaş verir ve çoğunlukla mantığımızın sesini dinleriz. bu böyle olmayabilirdi. diğer türlüsü kumardır ve değişen ihtimallere göre bir meczup ya da çok mutlu olunabilir. bu tercihi yapmak için koşulların uygun olması, korkularınızı bastıracak güçlü izlerin olması gerekir.

bir de kaç yaşına gelmiş ve bir şekilde işleri istediği gibi gitmiş adamların, bilmem kaç yaşından sonra dahi çocukça kararlar alabildiğini görürüz. bizim için büyük riskler barındıran bir tercihin birileri tarafından gayet normal bir şekilde verilebildiğini görürüz. şaşırılacak şeydir doğrusu. oturur, konuşur ve şaşırırız. "haha, hiç mi şu hayattan ders almadın a. koyim" deriz. halbuki bu bizim bakış açımızdır. insanlar kaç yaşında olursa olsun, istediklerinin, duygularının peşinde gidebiliyor ve bu harika bir şey.

tecrübe.
üsteki yazar için 5 paragraf.

yeni hayaller ve umutlar

hayal etmezsen hayal kırıklığı da yaşamazsın geçiniz efenim küçük pürüzler her zaman olacaktır.

bir müddetten sonra duygusuzluk.

metanet katar insana. eskisi gibi üzülmezsiniz her şeye, daha metanetli olursunuz, eskiden katlanamadığınız durumlara daha toleranslı olursunuz.

kat izi

katlandım hilkatin insanlığına
katlanıp küçülen kağıtlar gibi
daha kalın bir duvarım artık
biliyorum kesemez beni makaslar
açılsam da bir bütün değilim fakat
her katımda ince derin çatlaklar

hiç kimseye güvenmememiz ve inanmamamız gerektiği.

kimseye güvenmemek.

hayal kurarken haddini bilmeyi öğretiyor.

bazen ihtiyaçtır. istemesen de bünye yönlendirir seni inzivaya.

reddetmemek lazım, vardır bir bildiği.

deneyim. sonraki öyle olası bir olayda ne yapacağınızı bilmeniz ve büyümek.

senin hayalini kıranı s.