hayatın anlamını çözmek

kahve, kola, soda üçlüsüyle yapılabilecek eylem. ya da yapacağınızı sandığınız eylem.

ben çözdüm tek cümlede özetliyorum, kamu hizmeti yapıyorum, iyi dinleyin:
yâr buldun sev, iş buldun yap, yemek buldun ye, dayak buldun kaç, reddedildin uzaklaş.
işin sakası bir yana hayatın anlamı yoktur ki çözesin. hayatın anlamı varmış yanılgısı insanın evrimsel biyolojisi sonucunda her şeye anlam yükleme eğiliminin sonucudur. insan her şeyi yarattığı soyut kavramlarla neden sonuç ilişkisine bağlar. ama evrenin bir amacı, nedeni yoktur. o kendiliğinden amaçsız ve nedensizdir. hayatında bir nedeni ve amacı yoktur yani.
insan zihni hayatta kalma refleksi olarak kendisine amaçlar koyar. örneğin ailesini doyurmak için avlanmak. bu amacı gelişmiş frontal korteksimiz sorgular, neden ulan der ve insan kendisine yalanlar uydurur. aile kavramına duygusal soyut kavramlarla açıklama getirir ve bunu neden sorusuna cevap olarak kullanır. kısacası bu anlamlar falanlar filanlar bizim uydurduğumuz şeyler. çok takılmayın yani.

hayat karışmış bir ip yumağı gibi. çözmeye çalışırken yoruluyoruz, vazgeçiyoruz hatta belki sonra tekrar çözmeye devam ediyoruz. peki gerçekten çözebilen var mı?

hayatta ne yaptığımızı ne yapacağımızı düşünürken ya da hayatın neden böyle olduğunu düşünüeken zaten sırrını çözmeye kafa yormuş oluyoruz. ancak tüm bunları düşünürken anı kaçırıyoruz.

hayatın sırrını çözen varsa kimse kimseye söylemesin çünkü hayatın herkesten sakladığı sır başkadır kısacası herkesin hayatının sırrı başka. bence artık sırrı çözmeye falan çalışmayalım. mecburen yaşıyoruz zevk alabiliyorsak alalım.

ben çözdüm, çok basit aslında sadece biraz üzerinde kafa yormak lazım.

hayatın anlamı yoktur halleri vardır.

çözmeye gerek yok, bırakın heyecanlı olsun. nasıl olsa bitecek.

ben bu dünyayı anlayamadım. niyetlendim altından kalkamadım demiş . sezen aksu. bu dünyayı anlamak kolay değildir. basit gibi görünse de nefsin ,hırsların , zaman kavramı dünyayı anlamana izin vermez.

trilyonlarca... trilyonlarca kilometre uzunluğunda... hatta sonu olmayan bu evrende hepi topu çevresi 40bin kilometre olan bu üzeri toprak ve su kaplı yanan kürenin üzerinde nefes almak ve aşık olmaktır. hayat hem korkutucudur hem de kendisine hayran bırakır. bu evrende bir toz zerresi bile olmak muhteşem bir şeydir... muhteşem... çoğu zaman acı ama yine de muhteşem...

bir yanilgidir. hayatin cozumlenecek bir anlami yoktur. anlam insandadir. ve insan bakis acisi, idealleri, degerleri, belki ahlaki yapisina gore olusturur anlami, buna yonelik yasamini sekillendirir. dikkat edin anlam icin “olustulur” diyorum bakin. yani ne arayarak bulunur, ne cozumlenerek aciga cikarilir.
aslinda is boyle iken şöyle diyebilir miyiz? anlamsizliktan anlam atayarak anlamlandirmaktir hayat?..
sozluk saka maka hayatin anlamini an icinde cozdum sanki ha? ikinci cumlemle celiserek ustelik. *

pas diyorum.
benim için meslektir. * *

bunu çözse çözse, özay gönlüm'ün mustafa ali'si çözer. bir de; hayatın kaosununun ve belirsizliğinin sisleri içerisinden şey'leri çekip çıkartarak somutlaştıran yazarlar, şairler, ressamlar, mimarlar, müzisyenler, feylesoflar, bilim adamları ve akademisyenler...

bir anda gerçekleşebilir. geçenlerde motosiklet üstündeyken hayatın anlamını çözmüş gibi oldum fakat o sırada bir taksiciyle kavga ettiğim için unuttum malesef. .