haydi abbas

mustafa keser'in kendine has üslubuyla icra ettiği mezelik şarkı.

haydi abbas, vakit tamam;
akşam diyordun işte oldu akşam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artık bu kalb ağrısı.
şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.
bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumana,
var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'tan;
yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan. cahit sıtkı tarancı şiiridir.

bestekâr onur akdoğu, cahit sıtkı tarancı'nın şiirinden bu hicaz şarkıyı meydana getirmiştir.

eseri birçok sanatçı icra etmiştir fakat şarkıyla en çok özdeşleşen isim mustafa keser'dir. keser, şarkıyı meşhur etmiş ve şarkıyla birlikte de kendi ününe ün katmıştır.

şiir 1988 yılında notaya dökülür.

* *

cahit sıtkı tarancı, 2. cihan harbiyle birlikte paris' ten türkiye'ye dönüş yapar. askerliğini yedek subay olarak yerine getirmek adına birliğine gider, o dönem yedek subay sayısı bir hayli az olduğundan her yedek subaya emir eri verilmektedir.

birliğindeyken bir gün, künye defterini ister yazıcıdan, isimlere bakar, "abbas oğlu abbas". abbas, çolak elinden dolayı çürüğe çıkmış biridir. cahit sıtkı, abbas'ın çağrılmasını emreder.

öğle vaktinde tarancı'nın kapısı çalar, bir yiğit selam çakar;

"abbas oğlu abbas. emret komutan." der.

-"nerelisin?"
+"memleket mardin, kaza midyat komutan."
-"emir erim olur musun?"
+"olur komutan!"

abbas, emir eri olur cahit sıtkı' nın. evinin altına taşınır. sabah kahvaltısını hazırlar, öğle yemeğini. kıyafetlerini ütüler. akşam cahit sıtkı' nın en sevdiği mezeleri hazır eder.

abbas saf bir anadolu çocuğudur. aralarında sıkı bir bağ oluşur zaman geçtikçe. bir akşam, alkollü cahit sıtkı sorar;

"sen istanbul'u bilir misin abbas?"
-"bilir komutan."
+"beşiktaş' ı bilir misin?"
-"bilir komutan. acemiliği ben orda yaptı."
+"orada benim sevgilim var abbas, bana onu kaçırıp getirir misin?"
-"elbette komutan!"

sabah olur. abbas, yeni askeri kıyafetlerini giymiş, tıraş olmuştur. onu görünce cahit sıtkı sorar;

"hayırdır abbas?"
-"ben istanbul'a gidecek komutan."
+"ne yapacaksın sen istanbul'da?"
-"sen söyledi bana. ben gidecek sana sevgiliyi getirecek!"

gözleri dolar cahit sıtkı'nın, gizler, arkasını döner ve kapıyı çarpıp çıkar.

o akşam, cahit sıtkı ağaç altına rakı masasını kurdurur abbas' a. karşısına alır abbas'ı da. birlikte yer içerler. ve meşhur şiirini kağıda döker;

haydi abbas, vakit tamam;
akşam diyordun işte oldu akşam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artık bu kalp ağrısı.
şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.
bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumanı, var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'tan;

yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

ikinci dünya savaşı çıkınca, cahit sıtkı tarancı fransa'da eğitimine ara verip, 1941 yılında edremit'te
yedek subay olarak askerlik yapar.
bu süreç boyunca, yanında emir eri olarak görev yapan çocuğun adı, abbastır.
hatta tam adı, abbas oğlu abbas'tır. savaş ortamında, as üst ilişkisi yerini çok sağlam bir dostluğa bırakacak, abbas için şiirler yazılacaktır.