1.
2004'te gösterime girmiş olan abd yapımı aksiyon ve fantezi filmidir. hellboy, 90'lardan gelme bir çizgi roman karakteridir esasen. guillermo del toro, yönettiği bir önceki film olan blade ii'deki tarzını burada da devam ettirmektedir. yani bol aksiyonlu bir yapımdır bu da. yapıtın bütçesi 66 milyon dolardır ve gişede 100 milyon dolara yakın bir hasılat elde etmiştir bu eser. tahminimce filme ayrılan bütçenin büyük kısmı görsel efektler ve uçuk sahnelere ayrılmıştır zira burada deli para isteyecek şöhrette bir oyuncu bulunmuyor. film, hollywood'un yerleşik "kurallarının" dışına çıkmasa da, del toro faktörü yine de kendini belli ediyor yapım boyunca.
filmin bana göre en öne çıkan yönlerinden biri karakterleri. oyunculuktan bahsetmiyorum zira buradaki oyunculuklar her ne kadar gayet iyi olsa da, işleri asıl ilginçleştiren şey, konu boyunca karşılaştığımız birbirinden ilginç karakterler. ron perlman'ın oynadığı hellboy zaten yeterince ilgi çekici ama onunla beraber; grigori rasputin, abe sapien, karl ruprecht kroenen gibi fantastik karakterler ve trevor "broom" bruttenholm, ilsta haupstein, tom manning gibi "normal" tiplemeler de izleyicinin alakasını celbediyor. sammael de cidden süper bir yaratık ve burada mükemmel kullanılmış. kendisinin grigori rasputin tarafından nasıl bir baş belası haline getirildiğini öğrendiğimizde işlerin ne kadar ciddi olduğunu anlıyoruz. filme komedik bir unsur olarak dahil edilmiş, hellboy'un "necromancy" ile dirilttiği ceset/iskelet de müthiş cidden. ben kahkaha bile attım, onun dahil olduğu bir iki sahnede. yapıtın yakışıklı oğlanı john myers ve güzel kızı liz sherman hakkında çok bir şey diyemeyeceğim. yani tipik tiplemeler bunlar. bu, filmin bir zayıflığı mı peki?.. bence öyle sayılmaz. eksantrik karakterler değiller diyebilirim sadece bunlar için.
aksiyon sahneleri ve görsel efektler eksen(ler)inde filme kötü bir şey denemez sanırım. filmin geçtiği ilginç yerler/mekanlar ve buraların mütemadiyen haşat edilmeleri görmeye değer. hellboy ve sammael'in (veya sammael'lerin) * kapışmaları gerçekten heyecan verici. kroenen'li sahneler de aynı şekilde, mükemmel. eserin konusu nazilerin dünyaya hükmetmek için denemedikleri şeyi bırakmamaları noktasından temelini alsa da, sahneler o kadar iyi ki burada bambaşka şeyler anlatılsaydı da bu yapım kendini gene izletirdi diye düşünüyorum.
şimdi filmin zayıf taraflarına gelelim. öncelikle, yüksek bütçeli yapıtların kaderi diyebileceğim bir şey olan "garanticilik" burada da kendisini gösteriyor. yani, hedef kitleniz belli ve onların tasvip etmeyeceği bir şeyleri eserinize dahil ederseniz, gişede büyük kaybedersiniz muhtemelen. yani mesela, yönetmenin bundan sonra çektiği film pan'ın labirenti, çok daha düşük bütçeli bir filmdi ve salt bir amerikan/hollywood filmi değildi. orada del toro'nun ne kadar deneysel takılabildiğini ve risk de alabildiğini görmüştük. hellboy'da buna zaten yapımcıları izin vermemişlerdir, del toro öyle bir aykırılık yapmaya kalkışmışsa bile. ikinci bir nokta olarak bu bağlamda şunu söyleyebilirim: filmin temel mesajları tamamen hollywood klişelerinden oluşuyor. yani şu filmden, ahlaki bakımdan bir şeyler kazanabilecek tek kitle ergenler falandır. özetle, hellboy'un "ezber bozucu" tesirde olabilecek bir etik değeri yok.
sona geldiğimizde; bana göre hellboy kesinlikle çok eğlendirici bir yapım. yine de burada del toro'nun yönetmenliğinin sadece bir boyutunu görebiliyoruz. kendisinin cronos ve şeytanın belkemiği gibi bambaşka harikalıkları da var.
filmin bana göre en öne çıkan yönlerinden biri karakterleri. oyunculuktan bahsetmiyorum zira buradaki oyunculuklar her ne kadar gayet iyi olsa da, işleri asıl ilginçleştiren şey, konu boyunca karşılaştığımız birbirinden ilginç karakterler. ron perlman'ın oynadığı hellboy zaten yeterince ilgi çekici ama onunla beraber; grigori rasputin, abe sapien, karl ruprecht kroenen gibi fantastik karakterler ve trevor "broom" bruttenholm, ilsta haupstein, tom manning gibi "normal" tiplemeler de izleyicinin alakasını celbediyor. sammael de cidden süper bir yaratık ve burada mükemmel kullanılmış. kendisinin grigori rasputin tarafından nasıl bir baş belası haline getirildiğini öğrendiğimizde işlerin ne kadar ciddi olduğunu anlıyoruz. filme komedik bir unsur olarak dahil edilmiş, hellboy'un "necromancy" ile dirilttiği ceset/iskelet de müthiş cidden. ben kahkaha bile attım, onun dahil olduğu bir iki sahnede. yapıtın yakışıklı oğlanı john myers ve güzel kızı liz sherman hakkında çok bir şey diyemeyeceğim. yani tipik tiplemeler bunlar. bu, filmin bir zayıflığı mı peki?.. bence öyle sayılmaz. eksantrik karakterler değiller diyebilirim sadece bunlar için.
aksiyon sahneleri ve görsel efektler eksen(ler)inde filme kötü bir şey denemez sanırım. filmin geçtiği ilginç yerler/mekanlar ve buraların mütemadiyen haşat edilmeleri görmeye değer. hellboy ve sammael'in (veya sammael'lerin) * kapışmaları gerçekten heyecan verici. kroenen'li sahneler de aynı şekilde, mükemmel. eserin konusu nazilerin dünyaya hükmetmek için denemedikleri şeyi bırakmamaları noktasından temelini alsa da, sahneler o kadar iyi ki burada bambaşka şeyler anlatılsaydı da bu yapım kendini gene izletirdi diye düşünüyorum.
şimdi filmin zayıf taraflarına gelelim. öncelikle, yüksek bütçeli yapıtların kaderi diyebileceğim bir şey olan "garanticilik" burada da kendisini gösteriyor. yani, hedef kitleniz belli ve onların tasvip etmeyeceği bir şeyleri eserinize dahil ederseniz, gişede büyük kaybedersiniz muhtemelen. yani mesela, yönetmenin bundan sonra çektiği film pan'ın labirenti, çok daha düşük bütçeli bir filmdi ve salt bir amerikan/hollywood filmi değildi. orada del toro'nun ne kadar deneysel takılabildiğini ve risk de alabildiğini görmüştük. hellboy'da buna zaten yapımcıları izin vermemişlerdir, del toro öyle bir aykırılık yapmaya kalkışmışsa bile. ikinci bir nokta olarak bu bağlamda şunu söyleyebilirim: filmin temel mesajları tamamen hollywood klişelerinden oluşuyor. yani şu filmden, ahlaki bakımdan bir şeyler kazanabilecek tek kitle ergenler falandır. özetle, hellboy'un "ezber bozucu" tesirde olabilecek bir etik değeri yok.
sona geldiğimizde; bana göre hellboy kesinlikle çok eğlendirici bir yapım. yine de burada del toro'nun yönetmenliğinin sadece bir boyutunu görebiliyoruz. kendisinin cronos ve şeytanın belkemiği gibi bambaşka harikalıkları da var.
devamını gör...
2.
filmi daha önce bir kaç kez izledim ama televizyonda izlediğimde çoğunlukla bir kısmını kaçırıp izlediğim için tam anlamıyla bir şey anlamak kolay değil. tekrardan izledikten sonra tamamını izlediğimi hatırlamıyor olduğum için tekrar bakma gereği duydum.
oyuncu listesinde ron perlman, selma blair, doug jones, john hurt, rupert evans, karel roden, jeffrey tambor, ladislav beran, bridget hodson, brian steele, monty l. simons, santiago segura, stephen fisher, brian caspe, rory copus ve kevin trainor gibi oyuncuların olduğu 2004 yapımı aksiyon/fantastik türündeki filmin yönetmenliğini ise guillermo del toro yapmıştır.
geçmişte bazı insanların yapmaya çalıştığı şeyi engellemeyi başaran biri işin sonunda bulduğu tuhaf bir yaratığı sırf küçük olduğu için öldürmüyor ve yıllar sonra onun üzerinden plan devam ediyor. yaratık büyüyüp şehirde kahramanlık yaparken geçmişte yok olanlar yeniden dünyaya gelmeye başlıyor. yaratığı büyüten o adamı öldürdükten sonra yaratığın yapması gerekeni yapacağını düşünüyorlar. ondan önce ölümsüz bir yaratığı dünyaya geri getiren kötümüz yaratık öldüğünde iki tane olarak doğması için büyü de yapar. yani öldüğü anda iki tane doğan bir yaratık ortaya çıkıyor ve kahraman olarak takılan kendini beğenmiş yaratığımız ise onu öldürüp iki tane doğmasına sebep oluyor. yaratıkların tohumlarını yok etmek için gittikleri yerde kötünün esiri olurlar. ona kilidi açtırıp dünyaya en büyük yaratıkları çağırmasını sağlayacakken ikinci kilitte filmin başından beri babasının onun yanında olması için çağırdığı eleman ona kim olduğunu hatırlatmak için babasının tesbihini atar ve kahraman kendine gelip yaratıkları uzayın sonsuzluğuna bırakır. kötüyü öldürünce içinden çıkan yaratığı da öldürür ve film biter.
aslında çok iyi bir film değilmiş ama zamanına göre normal olabilir. izlemek isteyenler izleyebilir bir sakınca yok ama çok iyi bir film değil hatta iyi bile değil sıradan bir film. iyi seyirler.
oyuncu listesinde ron perlman, selma blair, doug jones, john hurt, rupert evans, karel roden, jeffrey tambor, ladislav beran, bridget hodson, brian steele, monty l. simons, santiago segura, stephen fisher, brian caspe, rory copus ve kevin trainor gibi oyuncuların olduğu 2004 yapımı aksiyon/fantastik türündeki filmin yönetmenliğini ise guillermo del toro yapmıştır.
geçmişte bazı insanların yapmaya çalıştığı şeyi engellemeyi başaran biri işin sonunda bulduğu tuhaf bir yaratığı sırf küçük olduğu için öldürmüyor ve yıllar sonra onun üzerinden plan devam ediyor. yaratık büyüyüp şehirde kahramanlık yaparken geçmişte yok olanlar yeniden dünyaya gelmeye başlıyor. yaratığı büyüten o adamı öldürdükten sonra yaratığın yapması gerekeni yapacağını düşünüyorlar. ondan önce ölümsüz bir yaratığı dünyaya geri getiren kötümüz yaratık öldüğünde iki tane olarak doğması için büyü de yapar. yani öldüğü anda iki tane doğan bir yaratık ortaya çıkıyor ve kahraman olarak takılan kendini beğenmiş yaratığımız ise onu öldürüp iki tane doğmasına sebep oluyor. yaratıkların tohumlarını yok etmek için gittikleri yerde kötünün esiri olurlar. ona kilidi açtırıp dünyaya en büyük yaratıkları çağırmasını sağlayacakken ikinci kilitte filmin başından beri babasının onun yanında olması için çağırdığı eleman ona kim olduğunu hatırlatmak için babasının tesbihini atar ve kahraman kendine gelip yaratıkları uzayın sonsuzluğuna bırakır. kötüyü öldürünce içinden çıkan yaratığı da öldürür ve film biter.
devamını gör...