1.
tıpta (bkz: kan korkusu) olarak geçmektedir. bu kişiler kan görünce, baş dönmesi, mide bulantısı ve baygınlık geçirebilirler.
devamını gör...
2.
ileri boyutlarında "kan, ameliyat" gibi kelimeleri ve ambulans sireni duyunca bile bayılma gözlenebilen rahatsızlıktır. genetik yatkınlık, aileden görme, çocukluk travması, kötü ameliyat deneyimi, ağır yaralanma sonucu çok kan kaybetmek gibi etmenler fobinin oluşma sebepleri arasında sayılıyor.
esasen iğne korkusu ile yakınen bağlantısı olan bir korku çeşidi. bazı durumlarda iğneyi görünce aynı kan görmüş gibi tepkiler verebiliyorsunuz, çağrışım ile alakalı sanırım. günlük hayatın işleyişine pek zararı yok gibi duruyor ama öyle değil. rutin bir kan verme veya herhangi bir yaralanma, burun kanaması gibi durumlar neredeyse hayatınızın en zor ve en kötü olayı haline geliyor. annenizin yanında refakatçi olarak kaldığınız bir zaman, hemşire odasında kanı alınan bir hastanın damarından fışkıran kan yüzünden yere yığılmış bir vaziyette dakikalarca durmak zorunda kalabiliyorsunuz. ya da öğrencinizin burnundan fışkırır gibi kan geldiğinde, tüm vücudunuz zangır zangır titrerken ayakta kalmaya çalışıp elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz.
en büyük korkum kan olduğundan en büyük sınavımın da kan ile olduğu düşüncesindeyim. meslek hayatımın en kötü günü, dilden dolayı iletişim kuramadığım bir öğrencimin ağzından ve burnundan kan geldiği gündü. okulda kan tutması diye bir şeye inanmayan bir hoca, "hocam sizi görünce böyle bir şeyin varlığına inandım" demişti. kan tutmasının normal belirtileri geçince sinirlerim boşalıp saatlerce ağlamıştım.
henüz ilaç ile tedavisi bulunmamış fakat fobiye maruz bırakarak veya terapi ile tedavisi mümkünmüş. denemek lazım. son olarak bu fobiden muzdarip yazar arkadaşlarımı sevgi ile kucaklayıp kandan uzak günler diliyorum.*
esasen iğne korkusu ile yakınen bağlantısı olan bir korku çeşidi. bazı durumlarda iğneyi görünce aynı kan görmüş gibi tepkiler verebiliyorsunuz, çağrışım ile alakalı sanırım. günlük hayatın işleyişine pek zararı yok gibi duruyor ama öyle değil. rutin bir kan verme veya herhangi bir yaralanma, burun kanaması gibi durumlar neredeyse hayatınızın en zor ve en kötü olayı haline geliyor. annenizin yanında refakatçi olarak kaldığınız bir zaman, hemşire odasında kanı alınan bir hastanın damarından fışkıran kan yüzünden yere yığılmış bir vaziyette dakikalarca durmak zorunda kalabiliyorsunuz. ya da öğrencinizin burnundan fışkırır gibi kan geldiğinde, tüm vücudunuz zangır zangır titrerken ayakta kalmaya çalışıp elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz.
en büyük korkum kan olduğundan en büyük sınavımın da kan ile olduğu düşüncesindeyim. meslek hayatımın en kötü günü, dilden dolayı iletişim kuramadığım bir öğrencimin ağzından ve burnundan kan geldiği gündü. okulda kan tutması diye bir şeye inanmayan bir hoca, "hocam sizi görünce böyle bir şeyin varlığına inandım" demişti. kan tutmasının normal belirtileri geçince sinirlerim boşalıp saatlerce ağlamıştım.
henüz ilaç ile tedavisi bulunmamış fakat fobiye maruz bırakarak veya terapi ile tedavisi mümkünmüş. denemek lazım. son olarak bu fobiden muzdarip yazar arkadaşlarımı sevgi ile kucaklayıp kandan uzak günler diliyorum.*
devamını gör...