orijinal adı: jeder stirbt für sich allein
yazar : hans fallada
yayım yılı : 1947
otto ve anna çifti, bir gün, cephede olan oğullarının ölüm haberini alırlar ve dünyaları alt üst olur. sonrasında hitler rejimine karşı gelme dürtüsüyle gizli başkaldırılara ve halkı örgütleme çabasına girerler. amaç hem intikam hem de mevcut rejimden insanlığı kurtarmaktır. ancak yaptıklarının cezası idamdır. bu nedenle ne kadar dikkatli davransalar da günün birinde gestapo güçleri peşlerine düşer.
yazar : hans fallada
yayım yılı : 1947
otto ve anna çifti, bir gün, cephede olan oğullarının ölüm haberini alırlar ve dünyaları alt üst olur. sonrasında hitler rejimine karşı gelme dürtüsüyle gizli başkaldırılara ve halkı örgütleme çabasına girerler. amaç hem intikam hem de mevcut rejimden insanlığı kurtarmaktır. ancak yaptıklarının cezası idamdır. bu nedenle ne kadar dikkatli davransalar da günün birinde gestapo güçleri peşlerine düşer.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eyisa" tarafından 20.02.2021 20:06 tarihinde açılmıştır.
1.
hans fallada tarafından yazılan 1940 almanyasında hitler'e karşı mücadele eden anna ve otto quangel çiftinin mücadelesini anlatan roman. gerçek bir hikayeden alınmış kurgusuyla, 730 sayfalık eser kısa sürede kendini okutuyor.
devamını gör...
2.
ikinci dünya savaşı esnasında 1940-1942 yılları arasında tutulan gestapo dosyalarına dayanılarak yazılan hans fallada romanı. kitap hem everest yayınlarından “herkes tek başına ölür” ismiyle, hem de hece yayınlarından “herkes yalnız ölür” adıyla basılmış. iki baskının da tercümesi çok iyi hangisini bulursanız tereddüt etmeden okuyun. kitabın orijinal ismi için; (bkz: jeder stirbt für sich allein)
ikinci dünya savaşı esnasında nazi zulmünün doruğa ulaştığı zamanlarda berlin'de tabut üreten bir fabrikada ustabaşıdır otto quangel. eşi anna ise dindar bir ev kadınıdır. klasik bir alman ailesi olan çiftin tek çocuğu cephede ölünce işler değişir. hitler rejimine karşı harekete geçmeye başlarlar ve her hafta rejim karşıtı sloganlar yazdıkları kartları apartmanların girişine bırakırlar. yaklaşık 2 yıl boyunca 300'e yakın kart yazar otto. ancak alman toplumu o kadar sindirilmiş bir haldedir ki bu kartlardan sadece 18 tanesi gestaponun eline geçmez. kartları bulan herkes ya hemen korkuyla polise koşar ya da oracıkta yırtıp imha eder. nitekim kimse elinde bir ölüm fermanı ile dolaşmak istemez. yaklaşık 2 yıl boyunca bir tavşan tazı oyununa dönen bu kovalamaca bir yerden sonra tazı lehine dönmeye başlar. kitabın sonunda anna ve otto onurlu bir şekilde birlikte ölüme yürür ancak ne yazık ki “nazi almanyası'nda hukuk” ismli kitapta okuduğum bir dipnotta, gerçek quangellerin cezadan kurtulmak için birbirini ispiyonladığı yazılıyordu. 727 sayfadan oluşan bir kitap ilk başta gözünüzü korkutacaktır ama kesinlikle bir solukta okunan kıymetli bir kitap.
ikinci dünya savaşı esnasında nazi zulmünün doruğa ulaştığı zamanlarda berlin'de tabut üreten bir fabrikada ustabaşıdır otto quangel. eşi anna ise dindar bir ev kadınıdır. klasik bir alman ailesi olan çiftin tek çocuğu cephede ölünce işler değişir. hitler rejimine karşı harekete geçmeye başlarlar ve her hafta rejim karşıtı sloganlar yazdıkları kartları apartmanların girişine bırakırlar. yaklaşık 2 yıl boyunca 300'e yakın kart yazar otto. ancak alman toplumu o kadar sindirilmiş bir haldedir ki bu kartlardan sadece 18 tanesi gestaponun eline geçmez. kartları bulan herkes ya hemen korkuyla polise koşar ya da oracıkta yırtıp imha eder. nitekim kimse elinde bir ölüm fermanı ile dolaşmak istemez. yaklaşık 2 yıl boyunca bir tavşan tazı oyununa dönen bu kovalamaca bir yerden sonra tazı lehine dönmeye başlar. kitabın sonunda anna ve otto onurlu bir şekilde birlikte ölüme yürür ancak ne yazık ki “nazi almanyası'nda hukuk” ismli kitapta okuduğum bir dipnotta, gerçek quangellerin cezadan kurtulmak için birbirini ispiyonladığı yazılıyordu. 727 sayfadan oluşan bir kitap ilk başta gözünüzü korkutacaktır ama kesinlikle bir solukta okunan kıymetli bir kitap.
devamını gör...