heves kırıcı

kişinin; iştahla, hevesle atıldığı bir şeyden, işten, beklediği verimi daha alamadan, iştahının, hevesinin yok olması durumuna hevesi kırılmak diyorduk.

peki kaynakları nelerdir? yani insanın hevesi, durduk yere niçin kırılır? aslında bu durum, hiç de öyle durduk yere gerçekleşen bir eylem yada his değildir efenm.
ve içsel sebeplerden kaynaklanabildiği gibi bireyden bağımsız dışsal sebeplerden de kaynaklanıyor olabilir.

içsel sebepler; bireyin, kendi ruh durumu ve duygusal beklentilerinden kaynaklanan bir kırılmayla ilgiliyken; dışsal sebepler; tamamen kişiden bağımsız bir üçüncü etkenden kaynaklıdır. ya atılınan iş, heves aracında bir bağlantı problemi vardır, kişiye engel olup hevesini kaçıran ya da bir üçüncü şahıs devreye girmiş ve kişinin hevesini kırmıştır.

esasında toplumda, bunu kendine görev edinmiş kişiler bulunmaktadır. bakın etrafınıza, bir işe atılacağınızda, bunu baltalamak, akıl vermek, size acaba dedirtmek isteyen insanların varlığı ne kadar da çoktur? kimse size yol göstermez ama akıl vermekte üstlerine yoktur. iyimser bir çerçeveden baktığınızda, yani polyannaca bir bakış açısına sahip olduğumuzda dahi bir kusur ya da sorun olduğunu görürsünüz. aslında amaçları, hiç de öyle sizin hevesinizi kırmak falan değildir. onlar sizin iyiliğinizi düşünür. sizin için konuşurlar. ama sonucu nedense her zaman, hevesinizi kırmak olur.

işte sizi, sizden daha fazla düşünen, bazen doğrudan, bazen de dolaylı yoldan tadımızı kaçıran bu bireylere, toplumca heves kırıcı denmektedir. anlayamadınız değil mi? daha doğrusu bunu nasıl başardıklarına akıl erdiremediniz. o halde bir örneğini, bir çırpıda izleyelim efenm şöyle buyurun

hevesinin kırılmasını istemeyen bana bi şey anlatmasın kardeşim mantıklı bulduğum bi işse ben onunla uğraşıyo olurdum zaten.